• İzEdebiyat > Deneme > Yüzleşme |
621
|
|
|
|
Seni lanetlemişler dostum, bunu sen de en az benim kadar biliyorsun. Bakma öyle “neden ama” der gibi. Ben zaten oldum olası anlayamadım şu insanlığın hayat üzerine ördüğü o çelikten örümcek ağı dharmasını. “Dharma” evet. Sanskrit dilinden bir kelimeymiş. Kabul et, bu çekici bir kelime. Bazı kelimeler böyledir, kişi muamelesi görür bende. Önce karşılaşırız, sonra bende büyük bir merak başlar-onun geçmişini delice öğrenmek merakı-. |
|
622
|
|
|
|
Bertrand Russell’in; ”Eğer her uygar ülkenin çoğunluğu isteseydi, 20 yılda insanları köleleştiren, alçaklaştıran sefaleti, hastalıkların yarısını ve insanlığın yüzde doksanını zincire vuran ekonomik bağımlılığı ortadan kaldırırdık. Dünyayı, güzellik ve neşe ile doldurur ve evrensel barışı sağlardık.” cümleleri, hep bir di’li geçmiş zaman olarak kalacak. |
|
623
|
|
|
|
Bir gül uğruna çimenleri ezeceksem, namussuzca, şerefsizce, kul hakkı yiyerek yaşayıp ardından tövbelere yaslanarak cennete gireceksem o cenneti istemiyorum. Benim cennetim karşımdaki güzel insanı kırmamaktır. Benim cennetim onurlu ve namuslu yaşamaktır. Benim cennetim kul hakkı yememektir. Eğer beni onursuzca yaşatacaksan cennetle de ödüllendirme; bu dünyada rezil edeceksen cennette tac da istemem ya Rab. |
|
624
|
|
625
|
|
|
|
kız kendisiyle yüzleşmek istiyordu.artık olan biteni kendine anlatmalıydı.işte bu yazıda aşık bir kadının beyninin aşık bir kadının kalbine isyanı var. |
|
626
|
|
|
|
bir köleye yapması istenilen bir iş için vurulan kırbaçların sesleri eşliğinde geçmeyen zamanı kollamak... |
|
627
|
|
|
|
Nedensiz gözyaşlarımızın bir nedeni varmı? |
|
628
|
|
|
|
İnsanlığa ve ülkemize egemen olan aptallıklardan, bencillikten, açgözlülükten, çıkarcılıktan, acımasızlıktan, vicdansızlıklardan, vahşetten, vurdumduymazlıklardan bıktım. |
|
629
|
|
|
|
hadi bembeyaz sıcacık karlar çizelim, adı "umut" olsun.Ve orta yerde bütün gülücükleriyle başı dimdik, gözleri sıcacık bir çocuk kartopu tutsun.. |
|
630
|
|
|
|
Toplumda, genelde dinimizi, özelde bir grubu şahsımızda temsilederiz. Ne yazık ki onu temsil etmeye layık olsak da olmasak da“Müslümanım” diyen herkes bu görevi yüklenmiş oluyor. Bu nedenle “Bizebakan neyi görüyor?” sorusunu herkesin kendine sorması gerekiyor.
|
|
631
|
|
632
|
|
|
|
Büyük bir yazar olarak yatılıp bir hiç olarak uyanılabilir. Bukowski'nin buna benzer bir sözü vardı. İşte bu da öyle bir tükeniş, kıvılcım gibi bir şey. Her ne dersen de. |
|
633
|
|
|
|
bitmek için başlayan tek çaba yaşamlarımız, parça parça edilesi düşler ile kabuslarımızı oluşturuyoruz. |
|
634
|
|
|
|
Zaman akıp gidiyor kendi mecrasında. Fakat bizler bu akışta pek çok şeyin farkına bile varamıyoruz. Çünkü ayrıntılara takılıp kaldığımız için gerçekleri göremiyoruz. Zaman, hicrete mahkûm hayatları menziline taşıyor. Her gün fark etmesek de gönül dünyamızda hicretler yaşıyoruz. Zira hicret sadece bir yerden bir yere maddeden göçmek değildir. Mana hicretleri de en az maddeden hicret etmek kadar tesirli ve mühimdir. Ancak bunun idrakinde olanlar, ruh dengeleri ve hassasiyetleri kaybolmayanlar bunun mana ve önemini kavrayabilir.
|
|
635
|
|
|
|
Gölgemi de alır giderim.... Söylerim şarkılarımı mikrofonuna hayatın... |
|
636
|
|
|
|
Çıktıysan yola, yöneldiysen oraya ve bir de yağmur yağıyorsa dikkat et biri geçecek yanından... |
|
637
|
|
|
|
Kendinizi bir hiç gibi hissettiğinizde her şey olabilir, her şey gibi hissettiğinizde bir hiç olabilirsiniz! |
|
638
|
|
|
|
Sokrat: Aşkın matematiği çok basittir: 1+1=1 eder. Yani ayrı ayrı iki tane 1, tek bir tane 1 olmayı kabul ederse bu gerçek aşktır.Meraklı Eşek Arısı: Sana göre benimki nasıl bir aşktı? Umutsuz mu?Sokrat: Evet, umutsuz olan aşkın kendisidir. Âşıklar umutlarını hiçbir zaman yitirmezler. Aksi olsaydı, ortada bir aşktan da söz edilemezdi. Aşk sınıf farkı tanımaz, yoksulluktan korkmaz, zorluklardan yılmaz; gerekirse tüm insanları karşısına alır. Ölüme bile kafa tutabildiğine göre, bu saydıklarımız ne ki… |
|
639
|
|
|
|
kalemini oynattığında, mürekkebin kağıt üzerindeki sesinden başka birşey duymadığın zaman anlarsın yalnız olduğunu... |
|
640
|
|
|
|
Bugün doğmuşum anamdan
Gökler neden karanlıktı neden bulutlar kızmışlardı bana
Vardır bir bildikleri yoksa niye kızsınlardı...
Otuz sene geçmiş aradan , nicedir düşündürmemişti bulutlar beni
Şimdi aklım başıma gelmiş meğer, gökler bile inanamamış beni |
|