|
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katılımı |
Yazar Kütüphaneleri |
|
|
Azmi, Bir Kadın, Bir Çocuk, Bir Bebek
İsa Kantarcı
Öykü > Aşk ve Romantizm
AZM, BİR KADIN, BİR ÇOCUK, BİR BEBEK
41 yaşındaki Azmi, hayvan tüccarıydı mutlu hayatında, sığır üretip satardı, bu işlerin içinde büyümüştü, babasının işi buydu, kurbanlık için da et ve et ürünleri üreten şirketler için. Köyde bir çiftliği vardı, tarlaları vardı. Ondan sığır
satın almak için gelen bir baba ve iki oğlu vardı, kamyonla, dört sığır satın almışlardı, asmanın altında çay kahve içmişlerdi,
Azmi müşterisi şişman adamı ve iki gen
[DEVAMI]
|
|
|
• İzEdebiyat > Deneme > Yüzleşme |
1
|
|
|
|
Zayıflar ölürken, hayatları param parça olurken her şey olağan da, gücü olan kötülerin burnu kanadığında, kanatıldığında niye onları cezalandıranlar kötü oluyor? |
|
2
|
|
|
|
An gelir, ölümü özlersin. Bilmediğin, kaçtığın, korktuğun ölümü. Özlediğini sanırsın; düşünmeden, tepkilerin, kalp kırıkların ile.. Hayat. An olur yaşamayı, an olur ölmeyi dilersin. Sonra, o anların içinden geçip gidersin. Usulca, sessizce, ölümsüz olursun… |
|
3
|
|
|
|
Neden insanlarımız kendi kabiliyetlerini geliştirmenin yollarını merak edip aramaz? Ya da neden insanlarımız kendi yeteneklerini geliştirip beslemek için yan desteklere ihtiyaç duymaz?
|
|
4
|
|
|
|
durup durup, selam efendim diyorum nedense!.aslında kısalttım bu selamlaşma işini..gerçeği selamünaleyküm’dü ya; sinir etti beni açıkçası!. |
|
5
|
|
|
|
Diyelim ki bir düğüne davet edildiniz. Eğer düğüne gitmek için; “Evet” dediyseniz bu size aksiyon kazandıracak ve birtakım yolların açılmasına vesile olacaktır. Ama bu yolların açılması düğünde olabilmek için yeterli değildir. |
|
6
|
|
|
|
Dünyayı, hayatı, insanı çözdüm dersin ya( her ne hikmet ise ara sıra başa gelir), yalan, içindeki coşkulu dalgalanmanın uydurması. |
|
7
|
|
|
|
Hayat o aynı hayat, asırlar öncesi olduğu gibinin aynısı. Kötülük içimize yerleşmesine izin verdiğimiz kadar çok. Yenilmez değil.
|
|
8
|
|
|
|
Yaşamakta farklı, yaşanması değişik. Savrulursun ortasına, yön bulmaya çalışır, çıkışı bulmak için kaybolup durduğun bir labirent misali hayat. |
|
9
|
|
10
|
|
|
|
Eksik olanlar görünmez, illa ki gösteren olmazsa görünmez. İster istemez gözümüze sokulmazsa eksiklikler, bilinmez. Bilemedim, anlamadım, falanı filanı geçilmezse kırılan hisler, bilinmez. Gönül ağrısı görülmezse sonu gelmez mi nefesin… Ahh… |
|
11
|
|
12
|
|
|
|
amma anlaması kıt biriyim ben beh!..:)) |
|
13
|
|
|
|
Hayat o aynı hayat, asırlar öncesi olduğu gibinin aynısı. Kötülük içimize yerleşmesine izin verdiğimiz kadar çok. Yenilmez değil.
|
|
14
|
|
|
|
durup durup “çüşş” diyorum nedense!. |
|
15
|
|
|
|
Dolunay ile kalbi deli gibi atar her kişinin, derdim. Bir zamanlar…
|
|
16
|
|
|
|
Bu kadar hırs, hava, kibir kime ve de niye? O zaman niye bu rahatsızlık benim bildiğim yolda ilerlememe? |
|
17
|
|
|
|
“tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır” mış!.hadi beh!. |
|
18
|
|
|
|
Normalde sevmiyorum bu konularda yazmayı… Ama toplum olarak aklınız ve fikriniz bu alanda diye biraz maya çalmadan da rahat etmeyeceğim. Merak etmeyin, ben eşeğe ters binmem… Adam gibi kara atımı gün batımı eşliğinde sürer, efendi gibi giderim. |
|
19
|
|
|
|
beni de soydular be Edip Cansever!. |
|
20
|
|
|
|
kıvırdım da kıvırdım!.oh beh!.. :)) |
|
|
|