• İzEdebiyat > Deneme > Yüzleşme |
201
|
|
|
|
Bazen babasını özler erkek çocukları . Bıyığını özler. Kuvvetlice olan kollarını , tatlı sert gülümsemesini ... |
|
202
|
|
|
|
Bir ülkedeyim.
Yaşıyorum ama aynaya doğru...
Ülkem sınırlarım değil,
ama kendisi;
sınırlarının toprak toprak altında...
|
|
203
|
|
|
|
Ya üzerime yapışıp kalmış bir eskimişlikten, bir bitmeyen hikayeden kaçtıysam? |
|
204
|
|
|
|
Kudüs elden giderken Suudi Arabistan denen masa başı devleti Amerika'nın yanında yer almakta. Kutsal topraklar artık Suudiler tarafından işgal altında demektir. |
|
205
|
|
|
|
Hayat satranç oyununa benzer. Kimin hayatı kaç kare kaç metrekare bilinmez. Ama bir kare öne geçmek veya hayatın içinde daha fazla metrekare yer kaplamak için oynamak zorunda olduğumuz oyunlar vardır. Bunların arasında en zoru satrançtır. Doğru hamle mutluluk sonucunu doğurandır. Doğru hamlelerde bulunmanızı dilerim. |
|
206
|
|
207
|
|
|
|
Sevgili okurlarımız maddiyatla örülü dünyada, bu maddiyata önem vermeyenlerin sessizliğine ses olan şiirlerle duyarsızlığı, düş gücünü ortaya çıkarmak için, monolog röportajımıza uzun bir aradan sonra kaldığımız yerden devam edelim, tekrardan hoş geldiniz |
|
208
|
|
|
|
Sultanım,seni bu zillete haşr eden insan gürûhlarının,nâmahrem bedenlerini teslim edecekleri o hicran gününü büyük bir ümîd içinde bekliyorum...
Senin şu toz yığınları arasına düşmene sebep olan o ruhsuz,vicdansız kuklaları,Tanrı bir gün elbet ki mahv edecektir...
Sultanım,öyle geceler var ki,ayrılığının elemlerine katlanabilmek için,sinesinde türlü gam ve kederler olan çöl toprakları kadar uçsuz ve bucaksız gözyaşları döküyorum...
|
|
209
|
|
210
|
|
|
|
Kaybetmiyorum ,kaybediyorsunuz....Yaşayan benim,sizler ölüyorsunuz... |
|
211
|
|
212
|
|
|
|
Ve şimdi ne önemi vardır, sarışın bir çocuğun gözlerinden güneş çalmanın. Vaktin yoktur deli rüzgarlarla savaşmaya. Alnında ezeli bir dünya yorgunluğu... |
|
213
|
|
|
|
Unutma acının rengi adam...
Bir kaf dağı masalı artık sana bir zamanlar ölümüne yanmışlığım.
|
|
214
|
|
|
|
Küçücük bir çocukken, kötü havalarda bahçeye çıkamaz, annemle birlikte komşu kadınların toplantılarında zorunlu olarak bulunurdum. Onlar, “Bunlar çocuk nasılsa anlamaz” diye ya da kendi aramızda oyuna daldığımızı düşündüklerinden, yanımızda her konuyu konuşurlardı. “Ah, vah… Nasıl yaptın kız?... Canın yanmadı mı?... Eee sonra ne yaptın?... Canlı mıydı?... Kıpırdadı mı?... Küçücük kan parçası ha?... Sabun mu?... Neee ebegümeci mi?... Hiii hem de şişle ha?...” gibi sözlerin, çocuk düşürme yöntemini anlatmak için kullanıldığını yıllar sonra kavrayacaktım. Beyin kaydediyor ve bir köşede saklıyor demek ki… İtiraf etmeliyim ki, ben de çok meraklı bir çocuktum. Çaktırmadan kulaklar, gözler hep tetikte. |
|
215
|
|
216
|
|
|
|
dakikalar..13..14..15...59. |
|
217
|
|
|
|
Kimliği meçhul sesler ve girdaplar içinde biçare bir görüntü hissiyatı veren sahipsiz ve kimsesiz bir duruşun, ruhun içine hapsedilmiş olan ben, susuyorum. |
|
218
|
|
|
|
Konuyu derinlemesine inceleyeceğiz. Yüzeysellikten artık burama kadar geldi. Şayet bir papatyanın falcı olmak için evi terk etmesine de lüzum yok. Sadece karamsar olması bunun için yeterli. Bağımsız yargı organ mafyasının elindeyiz şu an. Ben, sen ve kutsal mekanik azınlık. Robot resimlerimiz şehrin bütün ağaçlarına asılmış. Darağaçları hariç. Onlar en güzel meyvelerini insanlığın riyakarlığına peşkeş çektiler çoktan. |
|
219
|
|
|
|
İki insan arasında da aşı mevsimleri varmış, ..
O dal kalınlaşmadan başka kollar atmadan işte yıllanıp yaşlanmadan....
Filizlerden seçilirmiş aşı ..
Filizken.... |
|
220
|
|
|
|
Her gün sigara içmeye çıkmaya alıştığım yangın merdiveni bugün hışırtısız. Yılbaşı partisinden kalma kırmızı bir balon atermitlerin arasına sıkışmış günlerdir orada rüzgarla dans ederek gelgitlerini sürdürüyordu. Bugün orada olmadığını gördüm. Çok sevdiğim bir eşyayı kaybetmişcesine üzüldüm. Patlamış olsa gerek diye düşündüm belki de kurtarmak istiyordu kendini patlamadan bir iki yeri gezmek için kısa ömrü hayatında. |
|