• İzEdebiyat > Deneme > Yüzleşme |
761
|
|
|
|
Kahramanız bu işte başarılı olmak için öncelikle sabır gerektiğini çok iyi biliyormuş. O nedenle aslanın hizmetinde birkaç ay canını dişine takmış ve her zorluğa sabrederek katlanmış. Nihayet beklediği günler gelmiş. Uygun bir zamanda maymunları ziyarete giderek tilkiyi mahvetmek için hazırladığı planı onlara anlatmış. Kendisine yardımcı olup olmayacaklarını sormuş. Maymunlar başlarına bu felaketleri açan tilkiden intikam almak için çok istekli olduklarından eşeğin planını hemen kabul etmişler. Üç gün sonra eşek kralı gezdirirken tam tepeye geldiklerinde maymunlar öncü tilkiye saldıracaklar, tabii can korkusuyla tilki kaçacak ve kralı sırtından indiren eşek maymun ordusunun içine dalarak hepsini perişan edecek. Tepedeki kral da olan biteni çok iyi bir şekilde görebilecekti. Plan genel hatlarıyla böyleymiş. |
|
762
|
|
|
|
Derin soluk alışlarım hayat verişlerimden öteye gitmiyor yaşamak. Avuçlarımdaki çizgilerdi beni anlatan şimdilerde tanımsız işaretlerden öteye gitmiyorlar. Yabancılaşmak bunun adı. Önce kendine yabancılaşmak sonra ne varsa... |
|
763
|
|
|
|
"Bir imla hatası çoğa mal olur!..
Elime demir ver eğer bükerim!
Dilime kuş konudur, ne dil dökerim...
Belime dağ bindir sanma çökerim...
İşin bu garibi işsiz koyma gel...
Zaman mı kısaldı, ben mi yoruldum...
Eski havam yok duruldum...
...Candan vuruldum..."
(Bir Hasan Sağındık eserinden) |
|
764
|
|
|
|
Biz bilebildiğimiz, asırlarca izlediğimiz boş hayallerin kahramanlarını inceleyelim; gerisi yorum, insaf, izan! Dünya sanal bir alem; ama çok gerçek... |
|
765
|
|
|
|
Ne yuzun var gitmeye ? Giderken düşüşlerini unutarak beni üzmeye ? hayır yorgunsun sen ! Gitme ! Benimle kısacık ömrümde gerceklerle kal ! |
|
766
|
|
|
|
ne diyeyim şimdi sen en iyisi bi oku benden seni... |
|
767
|
|
|
|
Neden bir anda kendine bakarsın bir yabancıya bakar gibi? Nasıl dışında kalabilirsin ki yaşamın, ansızın ayazda kalmış gibi?
Nefret duygusu sevgiden üstün bir duygu mudur? Daha mı kuvvetlidir aşkın gücü bağlılıktan?
|
|
768
|
|
|
|
İzbeye ışık giriyor bu gece. Bak nasıl da keyifle sıralanıyor kelimeler. Dalga geçesim var hayatla. Oysa hiç beceremem bir şeyleri ciddiye almamayı. Artık normal dağılıyor acılar. Pek hissetmemem başka nasıl açıklanabilir ki? Kanıksamak ciddiyetsizliği de yanında getiriyor sessizce. Belki bir umut boy veriyor karanlığın olduğu yerde? Kim bilebilir ki... Sanırım ben değil.... |
|
769
|
|
|
|
Tanrı, gözlerimize bakabildiği için TANRI...
Ve biz ona, "bizi neden böyle yaptın" diye soramadığımız için insanız... |
|
770
|
|
|
|
O zaman nasıl olsa yüreğinizin en taze yerinden söküp değdiğiniz bir başka ten muhakkak bulacaksınızdır... Hep aynı yanılgıya düşecek ama asla özleyen olmayacaksınız... Sevgi oyuncağı bu kadar çokken ve sizde bu kadar sevmeye hevesliyken hayat nasılda baş |
|
771
|
|
|
|
Kim bilir, sayfam açılır, okunur, kemiklerim basitliğiyle övünüp “o romanın kahramanı bendim” deyip bildikleri bir umut için sevinirler… |
|
772
|
|
|
|
İçinde koca bir geçmişi barındırırken elbette gitmek kolay değildir.
Sen ise korkarsın açılan boşluğun kalıcı olacağından yada dolduranın alışkanlık halini alacağında... |
|
773
|
|
|
|
Bayram günleri gerginliğimi çözemedim ya, her günümü bayram eden yüreğimi buldum. Gerginlik hayata kaldı, çocukluğum ise Yüreğime. |
|
774
|
|
|
|
Geceleri gelsin diye beklerken gün ışığı, fark etmeden ipin ucunu kaçırmışsın..Oysaki beklerken kaç gün ışığı kaçırmışsın; gün ışığıyla beraber kaç umut, kaç diriliş... |
|
775
|
|
|
|
Buradasın ya, aklını kaçırmış olmalısın. Hayat böyle bir şey, seçenekler sunar, bedeli karşılığında. Oysa hepimiz masum geliriz dünyaya. Deli olmalısın veya karanlık tarafa geçmiş.
|
|
776
|
|
|
|
Hayat ne kadar boşmuş, bir kez daha anladım... |
|
777
|
|
|
|
bir sahil kasabasındaydı evimiz.
duvarlaında türkülerin yankılandığı, benim karakalemlerimin, senin teoremlerinin barındığı küçük köhne evimiz.. içinde kitaplarımız vardı. çok kitap... çok sevgi... çok sen.. çok ben... ve en çok biz vardık.
|
|
778
|
|
|
|
yok hasta ruhlara bulaşmmak lazım
sende sağlıksızlaşıyorsun
senin annen ben miyim ki!
|
|
779
|
|
|
|
Çok yakında etrafta hiç 'disconnectus erectus' türünün örneklerini göremeyeceğiz. Yabancılaşma mağduru insan sayısı azalıyor. Sanki herkes er ya da geç pes edip sisteme giriyor istese de, istemese de. Sanki uyumsuzların hepsi intiharı seçiyor veya deliklerinden çıkmıyor, çıkamıyorlar. Nesilleri mi tükeniyor acaba? Fakat her şeye rağmen etrafımızda görebildiğimiz bazı 'uyumsuz' türleri var. Örneğin; Arızalı uyumsuz |
|
780
|
|
|
|
Bir günah keçisi düşünün. Hayata kızgın. Bocalıyor, batıyor, sızılanıyor... |
|