..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yaşama karşı sımsıcak bir sevgi besliyorum... -Dostoyevski
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Anı > Elif Demiröz




11 Ekim 2004
Hüzzam Bir Aldatmanın Nihavend Vedası  
Elif Demiröz
Sarmaşık olup sardı sevgin içimi, zehrin içime aktı. Bu ilk aldatılışımdı. Ve olsa olsa bu son aşkımdı…


:BGCI:
"Ve sonunda terk ettim seni. O bulvardan sarı saçlı bir kızla el ele yürürken sen hani. Bütün sesler kesildi o anda, bütün renkler silinip gitti. Her şey siyah beyaz kalakaldı. Bir tek yanındaki o kızın saçları sarıydı. Geri kalan ne varsa kaybetmişti rengini. Her şey rengini kaybetmişti, bense kendimi. Bir türlü anlam veremediğim bir mutluluk gülümseyişinin var olduğu yüz ifaden bir şeyler anlatıyordu o kıza. Kızsa dinler gibi görünmüyordu seni. Senin sesinin ne kadar farklı bir tınısı olduğunun farkında bile değildi belli ki…

Uzaktan izledim seni. Bir de istemesem de ellerinden tuttuğun o sarı saçlı kızı. İçimden bir şeyler feryat etti. Daha dün benimle mutlu olduğunu söylerken sen… Bir teksin benim için derken… Nasıl inandığıma hayret ettim bir defa daha. Sana, gözlerine, samimiyetinden tamamen emin olduğum sözlerine… Aptal olmalıyım dedim kendi kendime. Her şey boşaydı. Yeniden karlar yağdı güvendiğim dağlara. Sana duyduğum aşk, köpek gibi bir sürünmede kalakaldı içimde bir yerlerde. Sarmaşık olup sardı sevgin içimi, zehrin içime aktı. Bu ilk aldatılışımdı. Ve olsa olsa bu son aşkımdı… Her şeyi çalıp gitmiştin benden namert bir tutum içinde.

Yollar bitmek bilmedi. Evime gelmek istedim, odama kapanmak, saatlerce ağlamak. Sana küfürler etmek ve terk ettiğim, belki de edildiğim bu gecenin sabahına ulaşmak. Seni unutmak. Ve o kadar kesin çizgilerle yok etmek ki kalbimden, zerren kalmasın sonunda bana. Ne acı… Ne umut ettiğimiz o uzun yaşamı paylaşabildik seninle, ne de hayalini kurduğumuz o sıcak duyguları. Yazık, her şey sana adanmışken, kendini, seni dinlemeye bile tenezzül etmeyen o kıza yakın tutuşun. Beni unutuşun, aşkımı incitişin, kalbimi aldatışın. Ne garip, bu benim ilk aldatılışım. Bugüne dek senin gibi aşık olduğum başka biri olmadı deyip yeminler ederken ben, bugüne kadar sadece senin için yaşamışken aldatılmak ne acı…

Yatağımın üzerine yüzü koyun yattığımda ilk kez o sıcak karşılamayı duyamadım ondan. Soğuktu, çıplaktı ve canımı acıtıyordu döktüğüm her damla göz yaşında. Telefona gitti elim, seni aramak istedim, bana neler yaptığını gör istedim. Vazgeçtim… Daha fazla ONURsuz kalma, daha fazla canın yanmasın unut dedim. Sonra gülme nöbetleri geldi içimden bir yerlerden. Sokaklara fırlamak istedim yeniden. Seni bulmak istedim. Senin gözünün önünde yanındaki kızla seni hiç umursamadığımı gör istedim. Delilikti bu… Nasıl mutlu görünebilirdim ağlamaktan kızarmış gözlerimle karşında? Beni bunca iyi tanırken sen? Lanet olsun, sensin hayatımı birdenbire bir karanlığa çeviren…

Gece geçmek bilmedi, sabah olmadı. Odamın kapısı kilitli kaldı, telefon çalmadı. Ağladım, ağlamaktan yeşerene kadar yüreğim. Yosun tutana kadar içimde artık zavallılığa dönüşen sevgin. Ağlamak çözüm olmadı. Belirgin bir delilik olup kaybetti kendini gece. Duvarlar üzerime yürüdü. Yanındaki kızın sarı saçları, seni dinlemeyen yüz ifadesi, beyaz ceketi, kısa boyu aklımdan çıkmadı… Bir de elinde bir aksesuar gibi taşıdığı senin elin çıkmadı. Gözümü kapadığım an kabus olup çöktü üzerime. Ben ağladım, sabah olmadı. Camı açtım, inadına oksijen içeri dolmadı… Sen de gitmiştin ve ben yapayalnızdım artık yer yüzünde, ne kadar daha yaşayacağımı bilemeden hem de… En güvendiğim insan, sen, duygularım, canım, içim, ben… Her şeyimi alıp da gitmiştin sen… Lanet olsun, lanet lanet, Allah’ım neden………"

Derken ter içinde fırladım yatağımdan. Komodinimin üzerindeki saate baktım. Akrep beşin üzerindeydi, sabaha az kalmıştı. Her zamanki gibi hayalin boylu boyunca yanımda uzanmaktaydı. Yaşamaya başladığım andan beri aldığım en büyük nefesi aldım… Yalandı, hepsi deli bir rüyaydı. O sarışın, senin elin, kızın saçları, siyah beyazlıklar, benim delirginliklerim, yok oluşum, terk edişim, terk edilişim, aldatılışım… Hepsi kocaman bir rüyaydı. Allah’ım ya rüya olmasaydı… Bir saat sonra, “Günaydın aşkım” diyen telefonunla uyanmasaydım eğer ben ne olurdu bilmiyorum. Rüyası bile çılgına çevirmeye yetti galiba. Sen gitme, sen hiç gitme, sonsuza kadar ne olur hiçbir defa olsun bana yalan söyleme… Hüzzam bir aldatılışın nihavend vedasını sonlandırdı sabah güneşi. Mutluluktan kalbim çarparak uyandım. Hala senin yanındaydım, hala senin aşkındım… Sense hala benim tek yaşama amacım…



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Pencerenin Arkasından Bakmak... [Şiir]
Ay Terk Etmezdi Geceyi [Şiir]
Mor Bir Aleve Dönüyordu Düşler [Şiir]
Evrim [Şiir]
Yelkovan, Akrep ve Kelebek [Şiir]
Geceden Bir Şiir [Şiir]
İstanbul Demek, Sen Demek... [Deneme]
Sana İthafen... [Deneme]
Küskündüm Gözlerine İstanbul'un... [Deneme]
Bütün Sokaklar Sana Doğru* [Deneme]


Elif Demiröz kimdir?

Uyku tutmayan bir gece, yıldızlarla dertleşirken fark ettim yazmaya ne kadar özlemli olduğumu. . . Ve o gün bugündür, en yakın arkadaşlarım oldular gökyüzünün rengarenk, ışıltılı incileri. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Cezmi Ersöz, Edip Cansever


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Elif Demiröz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.