|
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katılımı |
Yazar Kütüphaneleri |
|
|
Azmi, Bir Kadın, Bir Çocuk, Bir Bebek
İsa Kantarcı
Öykü > Aşk ve Romantizm
AZM, BİR KADIN, BİR ÇOCUK, BİR BEBEK
41 yaşındaki Azmi, hayvan tüccarıydı mutlu hayatında, sığır üretip satardı, bu işlerin içinde büyümüştü, babasının işi buydu, kurbanlık için da et ve et ürünleri üreten şirketler için. Köyde bir çiftliği vardı, tarlaları vardı. Ondan sığır
satın almak için gelen bir baba ve iki oğlu vardı, kamyonla, dört sığır satın almışlardı, asmanın altında çay kahve içmişlerdi,
Azmi müşterisi şişman adamı ve iki gen
[DEVAMI]
|
|
|
• İzEdebiyat > Eleştiri > Toplum ve Birey |
241
|
|
|
|
Ortalık onca motorlu kuşla doluyken, yabani atlar düştü hatırıma...
"At hızsızlığının ölümle cezalandırıldığı kasabalarda; birbirinden nefret edenler kadar at hırsızı varken" "Motorlu kuş"u, "Ağaçkakalar"ı, "Yürek dede ile padişah"ı, "Yalnız Prensi, küçük Şehazede"yi ... okuyarak büyüyen ve "Bir şeftali-bin şeftali"yi, "Kara balığı" da okuyan yada okuyanla dost olan bizler işte birer yabani at gibi, kelaynak gibiyiz bu diyarda. Hatta izinden gitmeye çalıştıklarımızın dediği gibi; "öz yurdumuzda garibiz, öz vatanımızda parya!" Hep farklı dokuzuncu köylerden kovulan, ayrı düşünse de ayrı düşemeyen, aynı toprağın insanlarıyız. Tüm farklılıklar sayılıp dökülse de sonunda "Eftelya/biz bize benzeriz!" diyip, el ele verebilmeyiz. |
|
242
|
|
|
|
Çok mu sizin keçiler? Duyamadım bin beş yüz iki bin kadar mı dediniz? Hani meşhur Silifke Türküsünde var ya ''Aaaslı yok yaylasında bin beş yüz koyunum var benim.'' diye de devam eder gider. ''Ama o türkü de geçenler koyun mu diyorsunuz?'' Olsun ne fark eder ha koyun he keçi... Canım siz de keçi gibi inat etmeyin her konuya... Abdurrahman Çelebi onlar. ''Koyunun olmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi.'' derler ya... |
|
243
|
|
|
|
Birbirinden farkızları tanımak, nede zor olmuş! |
|
244
|
|
|
|
-At binenin kılıç kuşananındır
-Bal olan yerde sinek de olur.
-Ambarda kalan sıçan aç kalmaz.
-Tekkeyi bekleyen çorbayı içer.
-İstemem yan cebime koy
-Aç ayı oynamaz.
|
|
245
|
|
|
|
’’Sen eşek olursan semer vuran çok olur.’’ derler. Arkadaşlar bir nevi terapi yapıyorlarmış, öyle diyor falcı kardeşimiz bir açıklamasında, ’’Ben onları psikolojik olarak rahatlatıyorum.’’ diyor. Yandınız o zaman psikologlar, psikiyatrlar, mesleğiniz elden gidiyor, diyeyim size. Doktorlar, on sene okuyun, sonra bir falcı bacı gelsin, sizin yaptığınız işin alasını yaptığını iddia etsin. Memleket ne günlere kaldı yahu! |
|
246
|
|
|
|
Kahraman olun demiyorum, figüran kalın yine ama kahramanları yok etmeyin. Çünkü ne kadar eleştirirsen de eleştir, kahramanların tarafı gün sonunda hak, hukuk ve adalettir. |
|
247
|
|
|
|
Yılmaz Güney ve Ahmet Kaya karakterlerine bu güne kadar hiç değinmedim. Gerekçem, bu insanları kendi değerlerimiz olarak görüp, kabullenmemdi. Nasıl geçmişte bir takım köpeklerin havlamasıyla nazım hikmet bu ülkeden gitmek zorunda kaldıysa, bu iki karakter de, aynı gerekçeyle "Benim" dedikleri ülkeden gitmek zorunda kaldılar. |
|
248
|
|
|
|
....Danışmak, yol bilmek Dünya'nın kanunudur, zincirin devamı için bir öncesine uyulur!.. Şayet
bizler de çok hasar almadan birer hayat istiyor isek gölgeleri takip etmeliyiz, gölgelerin üzerimizdeki hakları için, yani bizim için!.. Ben içimde ve dışımda hep bunu savunurum, ve size de tavsiye ederim, şayet huzurlu ve mutlu bir ömür sürmek istiyorsanız!.. selam ve dua ile!.. yolcu.
|
|
249
|
|
|
|
O asker ocağında haksız yere yenilen sopalar, aile ortamında birbirlerinin kul haklarına giren ana, bacı, kardeş ve bilumum akrabalar, ticaret hayatında tahsil edemediğiniz alacaklar. Bunların hepsinin mutlaka bir hesabı var. Hem dünyada hem de ahirette... İyi ki de var, iyi ki de günü gelince hesabı sorulacak...
|
|
250
|
|
|
|
Yıllar önce Cumhuriyet gazetesi ve Milliyet gazetesinde bir haber okumuştum. Haberin devamı ve neticesi “hangi aşamada?” sorusunu, hep sorar oldum. Ünlü avukat Burhan Apaydın’ın bir yazısıydı:
|
|
251
|
|
|
|
Bazı devletlerin başındaki zatı muhteremler ihtiraslarının kurbanı olmaktan bir türlü kurtulamıyor. Varsa yoksa koltuk, koltuk olmadı, masa, sandalye, tabure, artık ne bulurlarsa oturacaklar üstüne... Aman dikkat edin bazı maddeler çok serttir bir yerlerinize batabilir, benden söylemesi... |
|
252
|
|
|
|
ben bir ütopyanın neferiyim |
|
253
|
|
|
|
Yaşayabildiğimiz tek gezegen olan şu Dünya'da var olduğumuzdan beri birbirimize düşman olmaktan,kin gütmekten,nefret etmekten vazgeçmedik.Çocuklarımızı birbirine düşman yetiştirmekten vazgeçmediğimiz sürecede öldürmeye devam edeceğiz.bugün yeryüzünde cenneti yaşıyor oluyorduk. |
|
254
|
|
|
|
Bazı anketlerde üç şıklı sorular sorulur: “Evet”, “Hayır”, “Fikrim Yok”
Soru her ne kadar masum gibi dursa da bana pek masum gelmez. Bilmiyorum, edebiyatçılar ya da felsefeciler ne derler bu hususta.
Soru garip, eğer kesin neticeli bir anket ise neden fikrim yok şıkkını koyarlar. O konuda fikri olmayanlar neden fikrim yok şıkkının işaretleyerek fikir belirtirler?
|
|
255
|
|
|
|
2008 YILI HACIBEKTAŞ ETKİNLİKLERİ İLE İLGİLİ İZLENİMLER |
|
256
|
|
|
|
GELİN OKUYALIM ZAMANIN DURAĞANLIĞIN DA YÜREĞİMİZİN PERVASIZLIĞINI...... |
|
257
|
|
|
|
Televizyoncu kardeşlerimizi, Sokak röportajları yaparken izliyoruz. Bir Suriyeli vatandaşa mikrofon uzatıyorlar ''Siz de gidiyor musunuz?'' diye... Ne dese adam hani yıllar yılı bizim ekmeğimizi yemişsin suyumuzu içmişsin, derme çatma da olsa bir evde kalmışsın, komşuların belki yardım etmiş sana... Adamın dediği ''Burada para yok sigorta yok.'' Ne bekliyordun arkadaşım? Sen de ve senin gibi yüz binlerce insanda meslek var mı? Yok, hatta yok oğlu yok... Anca götür getir işlerinde çalışıyorsunuz... |
|
258
|
|
|
|
Sahte insanlar oluyoruz kimilerimiz hele de sosyal medyanın bu kadar içimize girdiği bu yüz yılda. Aşağılık komplekslerini üzerilerinden atamamış bazı tipler, kendilerini yüksek okul mezunu ya da gösterişli bir meslek sahibi ilan etmeye bayılıyorlar... ''Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.'' ata sözünü hiç akıllarına getirmiyorlar... Varsın kendi yalanlarının içinde debelensinler... |
|
259
|
|
|
|
Kişi başına düşen yıllık kitap okuma oranı gelişmiş ülkelerin ondan biri, yirmi de biri kadar bizim ülkemizde... Hakeza gazete okuma oranları da aynı şekilde düşük bir ortalamada seyrediyor. Okuyanlarında bir çoğu zaten ya yıldız fallarını ya da spor sayfalarını okumakla yetiniyor, gerisi fasafiso...
|
|
260
|
|
|
|
....Leyl nerdesin tut elimizden bırakma, Leyl bırakma bizi incinsen de sussanda unutma.. |
|
|
|