..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Dilerim, tüm yaşamınız boyunca yaşarsınız. -Swift
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Toplum ve Birey > Erdem İlker




27 Aralık 2023
Ölümü Unutarak Yaşamak  
Ölümü Unutarak Yaşamak

Erdem İlker


Ölümü Unutarak Yaşamak Sana bir sır vereyim mi? Öleceksin…


:CJF:
ÖLÜMÜ UNUTARAK YAŞAMAK

Sana bir sır vereyim mi?

Öleceksin…

Bu sırra vakıf olduğu halde yaşamaya devam eden nadir canlı türüyüz ama bu özelliği elimine etmek için elimizden geleni de ardımıza koymuyoruz. Sistem bunu sağlıyor çünkü sistem herkesin içinde ona biçilen rolleri üstlenerek var olması ile dönmeye devam edebilecek olan bir çarktan ibaret.
O kadar çok şey uydurmuşuz ki basit doğamızın ve ihtiyaçlarımızın o kadar basit olmadığını kendimize göstermek ve kendimizi üstlemek için, anlamak mümkün değil. Nihayetinde bok olacak olan besinleri, beslenme ihtiyacımızı salt bu basit anlamdan ayırmak için gurmelikler, damak lezzetleri bir taraftan, seri üretim ürünü sanayi tipi gıdalara kadar envai çeşit soytarılığa kadar. Yemediğimiz ot, et, canlı türü, bok püsür kalmamış. Çekirge çitleyenler, köpekbalığı yüzgecinden çorba yapanlar, domuz pipisinden cips yapanlar, cenin yiyenler, farkındalığı en alt seviyede olandan tut en üst seviyede olan canlıya kadar her şeyi yemiş ve yemeye devam etmekte olan bir tür insanoğlu. Nerden uydurduk biz bu damak zevki olayını ve yediğinden tatmin olma/olmama durumunu.

Cinsellik kısmına hele hiç girmeyelim, ne görse afrodizyak sanan, cinselliği daha fazla yaşamak için kendinden, karakterinden, onurundan, şerefinden, vatanından, misyonundan, anasından babasından her şeyden geçebilen bir canlı türü haline nasıl geldik? Mısırda kazılardan çıkan mumyaları ezip toz haline getirip hap yapıp nasıl içtik daha fazla sevişebilmek için?
Pahalı kıyafetler, çaça arabalar, o kadar bilgi, entelektüel birikim, onca okunan kitap, izlenen film ve dizi, şarkılar.
Aşk?

Bunların hiçbir önemi kalmayacak ölümle.
Ölümle sona erecek olan ve öldükten yaklaşık 100 sene sonra tanınan ve tanışılan herkesin de ölmüş olması ile hiç kimse için hiçbir şey ifade etmeyecek olan bir canlı sürüsünün bir parçası olarak yaşıyoruz, ama sorsan bak gerçekten kime sorsan dünya onun etrafında dönüyor.
Öldüğünde Tanrı seni başka bir aleme falan göndermeyecek maceralar yaşayasın, güçlenesin düşman yenesin falan diye. Turnike de yok öbür tarafta ‘’ bir daha, bir daha ‘’ diyip geri döneceğin.
Bu hayatta yaşadığın hayata istinaden kast sistemi olarak bir dahakine daha zengin ve mutlu ya da daha fakir ve mutsuz bir hayata dönmeyeceksin. Bir tırtıl olarak da gelmeyeceksin geri, yok öyle koza örmeler falan.
Evrenle bir olma falan durumları yok, kozmos sarıp sarmalamayacak seni, öldüğünde işler yolunda gitmeyecek senin için uyandırayım. Öbür tarafta kutsal öküz, buda, yoda, uzza falan beklemiyor. Krishna ya benden selam söyle desem, iletecek kimseyi bulamayacaksın.
Yukarıda söylediğim tüm olumsuzlukların en iyi ihtimalle sadece bir tanesinde yanıldığıma inanıyor olabilirsin ve bunda da haklısın. Ama bu saydıklarımdan hangisine inanıyor ve yanıldığımı düşünüyor olursan ol, yaşantını buna göre yaşamıyorsun.
Ölüme göre…

Çünkü sistem müsaade etmiyor. Sistem sana ölümü unutturarak seni ölüme uğurluyor. Sen hep yaşayacakmış gibi yiyip içip, edindiğin bilgilerle kültürle çok acayip şeyler başarabilecekmişsin gibi kitap-dergi-makale okuyup, film-dizi-belgesel izleyip, esasında uyku ile uyanıklık arasındaki zamanı mümkün olduğunca hızlı geçirmeye çalışıp yoluna gitmekte olan bir yolcusun.
Yolun sonunda ne beklediğini varınca öğreneceksin.
Peki ölümü unutmasak her gün düşünsek ne olur?

Sistemin istemediği bir birey oluruz, kişisel yatırım aşağı iner ve sisteme edilmesi gereken hizmet aşağı iner. Sistem buna müsaade etmez. İyi yemeli, iyi giymeli, iyi bilmeli, iyi sevişmelisin. Ta ki ölene kadar.
Not: Bu yazıda ister istemez sisteme hizmet etmekte olan bir yazıdır zira uyku ve uyanıklık arası zamanı hızlı geçirme arayışında iken buna rastladın, beyninin zaman algısını unutturup biraz hızlandırdın ( ben de aynı şekilde yazarken) evet ölümü hatırladın ama birazdan unutursun zaten.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplum ve birey kümesinde bulunan diğer yazıları...
Coğrafya - Aşk - Kader
Muasır Medeniyete Erme
Ölüm ve İhtimaller Üzerine
Gerçek
Mutluluk ve Huzur
İyi ve Kötünün Savaşı
Yazarın Okuyucuya İhaneti

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Zaman Yolcusu [Öykü]
Gerçek [Öykü]
İbret [Öykü]
Yoksun [Öykü]
Selen [Öykü]
Kimsesizler Mezarlığı Bölüm 1 [Roman]
Kimsesizler Mezarlığı 3. Sezon Bölüm 22 [Roman]
Kimsesizler Mezarlığı 2. Sezon Bölüm 18 [Roman]
Kimsesizler Mezarlığı 2. Sezon Finali [Roman]
Kimsesizler Mezarlığı 3. Sezon Bölüm 25 [Roman]


Erdem İlker kimdir?

Hakkımda bilmek istediğiniz her şey, duymak dahi istemediğiniz her şeyle birlikte bu hikayelerin, kitapların içine dağılmış durumda. Buraya onlarla alakalı damıtılmış bir özet çıkartıp yazmak sizi kolaycılığa yönlendirmek olur. Buraya gelenlerin tek bilmesini istediğim sizler için aldığım riskler. Karanlık hikâyeler anlatmak, garip öyküler yazmak, fantastik, gerilim ve korku dünyasında olmak zihni türlü düşünce yapılarına girmeye, olguları sorgulamaya, dünyayı ve hayatı başka bir gözle bakmaya itiyor insanı. Hem de metrobüse canhıraş bir şekilde binmeye çalışan magandanın arkadan çılgınca içeriye doğru itmesi gibi. Bunun sonucu olarak da ortaya hikâyelerle birlikte bazen monolog beyin fırtınaları da çıkıyor. İşte bu noktada ben, bizzat kendim, şahsım ve ötekilerim ile fikir birliğine vardığımız şu oldu. Bazı karalamaları, bazı hikâye ve kitapları paylaşalım ve ben olmayanlar da okusun. Okusun ve her kitap ya da hikâye ya da makale ile bir yolculuğa çıksın. Karanlık, kasvetli, içinde yabancı hissedip keşfetmeye bazen korkacağınız, bazen sabırsızlanacağınız dünyalara yolculuğunuzda kolay gelsin. Merakına engel olamayanları ve belasını arayanları tüm yolların kesiştiği o soğuk yerde bekliyor olacağım.

Etkilendiği Yazarlar:
stephen king, j.r.r tolkien, isaac asimov


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Erdem İlker, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.