..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
İnsan bir küçük dünyadır. (Mibres Kosmos) -Demokritos
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Toplum ve Birey > Erdem İlker




27 Aralık 2023
Coğrafya - Aşk - Kader  
COĞRAFYA-AŞK-KADER

Erdem İlker


Ne zıkkım şey değil mi? Doğdun, dünyaya geldi. Sana soran eden olmadı bak arkadaş, doğacağın gezegen şu, kısıtların bunlar, doğduğun zaman bu olacak, doğduğun ülke şu olacak, annen baban bunlar, bir de akrabalar vs vs Bu konuda hiçbir tercihin yok. Adını seçme tercihin de yok. En azından belli bir yaşa gelene kadar. Kaldı ki o yaşa geldiğinde o isim sana namus lekesi gibi yapışıyor da. Değiştirebilmek için tüm çevreni çerçeveni de değiştirmen lazım.


:HDE:
COĞRAFYA-AŞK-KADER
Ne zıkkım şey değil mi?
Doğdun, dünyaya geldi. Sana soran eden olmadı bak arkadaş, doğacağın gezegen şu, kısıtların bunlar, doğduğun zaman bu olacak, doğduğun ülke şu olacak, annen baban bunlar, bir de akrabalar vs vs
Bu konuda hiçbir tercihin yok. Adını seçme tercihin de yok. En azından belli bir yaşa gelene kadar. Kaldı ki o yaşa geldiğinde o isim sana namus lekesi gibi yapışıyor da. Değiştirebilmek için tüm çevreni çerçeveni de değiştirmen lazım.

Neyse,

Doğduğun andan öleceğin ana kadar nasıl bir yaşantın olacağı konusunda %99 etkisi olacak olan değişkenlerin hiçbir tanesi konusunda en ufak bir tercih şansın olmadan dünyaya geliyorsun.

Bu değişkenler senin doğru – yanlış kavramlarından tut dinine, cinsiyetinden tut maddi durumuna kadar her şeyi senin adına az çok belirliyor ve evet ağaç yaşken eğiliyor. Yanlış bildiğin doğruları keşfedebilmek ne kadar elinde? Bu tercihleri değiştirebilmek ne kadar elinde?

Aileni seviyor olabilirsin, ama acaba seviyor musun? Yoksa zaten onları sevmeye programlı doğduğun için mi seviyorsun. Evet sevilesi iyi insanlar olabilir, ama ya daha iyi insanlar olsaydı ( ki elbet var ) neden onların çocuğu olmaktan mahrum doğdun. Peki diyelim ki tüm bu sabitlerle sorunun var, nasıl yapacaksın?

Bir kere belli bir yaşı geçmeden zaten tek başına ülke değiştirme şansın yok, maddi gücün çok iyi olsa ne ala o zaman zaten değiştirmeye gerek yok takıl kafana göre ye iç. Ama yokluklardan yürüyelim. Doğduğun coğrafyaya mecbursun uzun bir süre çaren yok. Eğer sorunun varsa bu konuda doğduğun cinsiyete mecbursun uzun bir süre hem de. Ailen dindar ise senin adına seçtikleri dine mecbursun, nasıl değiştireceksin çevreni değiştirmeden? Ya da tam tersi dinsiz bir ailede isen ama iman tahtan din sevgisi ile dolu ise nasıl yaşayacaksın?
Paran yok, istediklerini yapmaya ehliyetin yok, doğruyu yanlışı birbirinden ayırmaya yeterli oranda bilincin ve tespit edecek kaynağın yok, adınla bile sorunun var.
Ne yapacaksın?

Varoluşsal sıkıntılar işte. Default gelen tüm özelliklerle ya da bazıları ile kavgalı olan herkes gibi köprüyü geçene kadar ayıya dayı diyeceksin. Yalan hayatının ayrılmaz bir parçası olacak. Gerçek ortamlardan sanala kaçıp seçtiğin nick ile var olmaya çalışacaksın, gay isen gizli gizli takılacaksın, dinsizsen ibadethanede ibadetli taklidi yapacaksın, fakirsen fakir gibi görünmemeye bin takla atacaksın.
Peki böyle bir insanın neresi özgür?

Özgür iradesini yaşayabilmesi için evi terk etmesi, kendini idame edebilecek kadar çalışması ve kazanması, çevresini komple değiştirip yeni ve özgür iradesi ile yaptığı seçimlerle kabul görebileceği bir çevre edinmesi, gerekli imkanı yarattığında hissettiği cinsiyet ile alakalı operasyon geçirebilmesi ve yaşadığı coğrafyayı da terk edebilmesi istediği yere gidebilmesi gerekiyor. Tüm bunları ne zaman kaç yaşında yapabilir?

Tamamını yapabilme ihtimali %5 i geçmez, bir kısmını başarabilmesi %40, bir tanesini yapabilmesi ise ancak %50 üzeri bir ihtimal verir. Ama tüm bunları yapmasını engelleyen bir coğrafya vardır ve bu insanın içine işler. Tüm ömrünü neredeyse bu coğrafyada geçirirken yalanlar üstüne yalanlar söyler. Sonra da o yalanlara kendisi de inanıp o yalanlar çerçevesinde bir kişilik geliştirir ve iç çatışmaları bitmek bilmez. Yapmak isteyip de yapamadıkları kendi kendine verdiği öz değeri dibe çektikçe kendi canına acımayan, başkasına ise hele hiç acımayan bir hale gelir.

İşte bu insanlar terörist, katil, sapık, hırsız, üç kağıtçı, hain gibi sıfatlar hak edecek eylemlere sebebiyet verirler.

Kader size seçme şansı sunmuyor, ekonomi tercihleriniz ile önünüze engel koyuyor, örf anane ve kültürel yapı karşınızda eli sopalı bir haydut gibi, coğrafya ise daha kendi doğrularınızı bulamadan o doğrulara şekil veriyor.
Şimdi bir düşün bakalım, sen olmak istediğin sen misin? Ben değilim, sen öyle misin?

Kim olduğu kişiden memnun olarak sürüyor yaşantısını?

Yanılsamanın başladığı yer ise aşk…

İlgilendiğiniz cinsiyetten birisi size aşık olduğunda diyorsunuz ki ‘’ işte ne olursa olsun, ben bu halimle kabul görüyorum ‘’ Birden tüm o ukdeler 2. Plana atılıyor. Artık tüm o tercih edemediğiniz sabitleri değiştirme ile alakalı planlar ikincil hale geliyor. Aşk sizi o coğrafyada tutmaya meyillidir. Aşk sizi tercihlerinizle mücadele ettirmemeye meyillidir. Aşk sizi ancak ekonomik çerçevede hedeflerinize doğru kamçılar çünkü güç birliği de doğacaktır bu konuda. Tabi beraber coğrafya değiştirme, başka ülkelere göç etme hayali hemen peyda olur ama gerçek şudur ki bu hayalleri kuran çiftlerin pek azı bunu gerçekleştirirler.

O zaman aşk, sistemin süjeleri çarkın içinde tutmak için kullandığı veya ortaya çıkardığı bir olgu olabilir mi?

Sistem sıradan hayatlar yaşayanlara sıra dışı aşklar yaşayan insanların destansı hikayelerini anlatır devamlı. Onlar çok sever, sevilir, mutlu olur veya büyük mutsuzluklara gark olur. Büyük mutsuzluklar bile sıradan hayatlar yaşayan insanlar için çekicidir zira monoton bir hayat yaşayanlar kendilerini yaşıyor hissetmekten bile uzaklaşır hale gelirler. O yüzden bu insanlarda büyük aşklar yaşamak, bir hikayenin kahramanı olmak isterler. Sistemin sundukları kendi arayışlarının ve hedeflerinin önüne geçer gider.
Sistem devam etmek adına yaptığı pek çok şeyi acımasızca değil umursamazca yapar zira sistemin yolunda ilerlerken kimi ezdiğinden haberi bile yoktur. Sadece yapar bunu.

Sistem coğrafyayı, kaderi, sabitleri kullanarak herkesi bir izanda tutmaya devam eder ve insanlar doğdukları coğrafyanın, ailenin, sistemin kölesi olarak yaşayıp devamlı suretle kendilerini kandırarak yaşadıkları bir yaşantıyı ölümlerinde masum bir sahtekar olarak sonlandırır. Bunda da beis yoktur zira giden herkes bir şekilde ödül olarak gördüğü bir ölümden sonrası hayata kavuşacağını düşünerek gider. Bu kimisi için cennet, kimisi için dön baba dönelim yeni bir hayat, kimisi için Valhalla’ da tanrılarla dev bir yemek sofrası, kimisi için sonsuz sessiz bir hiçliktir. Bu sayılanlardan en az bir tanesi doğrudur ve sistem bu sayılanların hangisi doğru hangisi yanlış diye değerlendirmeden hangisi kime uygunsa ona o deneyimi pazarlayarak dönmeye devam eder.
Peki ne yapabiliriz bu farkındalıklar çerçevesinde?

Bir insan ömrünün tamamı bile mücadele ile geçse bu devasa sistemi ne ifşa edebilir, ne çökertebilir. Tek yapacağımız sistemin bize göre konforlu bir köşesinde yer tutmaya çalışmak, ta ki Valhalla’ ya Thor Odinson’ ın yanına varana kadar, olmadı cennet bahçeleri Firdevs cennetleri, ya da bakarsın yeni bir hayat bambaşka bir coğrafya yeni sabit kısıtlar, hiç olmadı belki de derin bir yok olma hadisesi, hiçlik?

Cehennem olmasın da, zira ben zaten sıcak kanlıyım, hiç çekemem…



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplum ve birey kümesinde bulunan diğer yazıları...
Muasır Medeniyete Erme
Ölüm ve İhtimaller Üzerine
Gerçek
Ölümü Unutarak Yaşamak
Mutluluk ve Huzur
İyi ve Kötünün Savaşı
Yazarın Okuyucuya İhaneti

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Zaman Yolcusu [Öykü]
Gerçek [Öykü]
İbret [Öykü]
Yoksun [Öykü]
Selen [Öykü]
Kimsesizler Mezarlığı Bölüm 1 [Roman]
Kimsesizler Mezarlığı 3. Sezon Bölüm 22 [Roman]
Kimsesizler Mezarlığı 2. Sezon Bölüm 18 [Roman]
Kimsesizler Mezarlığı 2. Sezon Finali [Roman]
Kimsesizler Mezarlığı 3. Sezon Bölüm 25 [Roman]


Erdem İlker kimdir?

Hakkımda bilmek istediğiniz her şey, duymak dahi istemediğiniz her şeyle birlikte bu hikayelerin, kitapların içine dağılmış durumda. Buraya onlarla alakalı damıtılmış bir özet çıkartıp yazmak sizi kolaycılığa yönlendirmek olur. Buraya gelenlerin tek bilmesini istediğim sizler için aldığım riskler. Karanlık hikâyeler anlatmak, garip öyküler yazmak, fantastik, gerilim ve korku dünyasında olmak zihni türlü düşünce yapılarına girmeye, olguları sorgulamaya, dünyayı ve hayatı başka bir gözle bakmaya itiyor insanı. Hem de metrobüse canhıraş bir şekilde binmeye çalışan magandanın arkadan çılgınca içeriye doğru itmesi gibi. Bunun sonucu olarak da ortaya hikâyelerle birlikte bazen monolog beyin fırtınaları da çıkıyor. İşte bu noktada ben, bizzat kendim, şahsım ve ötekilerim ile fikir birliğine vardığımız şu oldu. Bazı karalamaları, bazı hikâye ve kitapları paylaşalım ve ben olmayanlar da okusun. Okusun ve her kitap ya da hikâye ya da makale ile bir yolculuğa çıksın. Karanlık, kasvetli, içinde yabancı hissedip keşfetmeye bazen korkacağınız, bazen sabırsızlanacağınız dünyalara yolculuğunuzda kolay gelsin. Merakına engel olamayanları ve belasını arayanları tüm yolların kesiştiği o soğuk yerde bekliyor olacağım.

Etkilendiği Yazarlar:
stephen king, j.r.r tolkien, isaac asimov


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Erdem İlker, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.