Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür / Ve bir orman gibi kardeşçesine... |
|
||||||||||
|
Bakın güzel kardeşlerim… Bu hayat fani… Rabb; her an bize verdiği hayatı alabilir. Bu yüzden siz de her gördüğünüzden etkilenmeden önce her sabah kendinize şunları sormalısınız… Ben niye varım? Bu Dünya’da neyi değiştirebilirim? Böylelikle sorgu meleklerinden gelecek olan sorulara şaşırmazsınız. Amma velakin sorular ilerlerse çoğunuzdan gelecek olan bahaneleri ben söyleyeyim. Valla efendim, başımı sokacak bir ev, ayağımı yerden kesecek bir araba dahi alamadım. Ne ibadeti? Benim yaşantımda zaman kötüydü, ben de ne olduğunu anlamadan sadece karın tokluğuna çalıştım diyeceksiniz. Haksız mısınız? Değilsiniz. Eh peki niye gündem değil? Hayat fani ama tarih de bir o kadar baki. Sınırlarımıza İsrail adım adım yaklaşıyor ve bu yüzyıllardan beri olan tehdit, yeni yeni anca gündemimizdeymiş gibi oluyor. Mülteciler desen, vatandaşlık da almaya başladıklarından, nüfus olarak çoğunluğu kazanıyor ve çoğunluğunuz ‘’demokrasi en doğru yönetim şeklidir’’ demeyi Atatürkçülük sanıp, diğer ilkeleri bilmemenizi geçtim ama daha en başta milletçiliği bile ırkçılık sandığınız için, bu mülteciler parti kurup çoğunluğu ”demokratik yolla” ele aldığında ‘’ama böyle demokrasi mi olur ya’’ diyeceksiniz. Keşke dedelerden ve eczacılardan her seferinde ama her seferinde medet ummasaydınız… Şakayla karışık Şam seferleri başlatacağını söyleyen partiye ve profesör doktor olan partinin başkanına kulak verseydiniz. Dilerseniz cv’sine de bakabilirsiniz. Gelelim sona… Deprem gerçeği. Olacak bu… Er ya da geç Marmara Depremi olacak. Bina güçlendirmesi? Yeni toplanma alanları? İlk yardım stoğu? Olası hasarlara karşı hangi bölgeyi hangi askeri kuvvet koruyacak ya da hangi hastaneler hangi bölgelere yoğunlaşacak var mı planlar? Bilmiyorum. Eminim ki iktidara inat olsun diye seçilmeyip, tamamen liyakat önderliğinde seçilen belediyeler gerekli önlemleri alacaklardır. Uzun lafın kısası dostlar; sizin gündeminiz önce ekonomi, sonra vatana karşı olası tehditler ve en sonunda deprem olmalı. Niye? Koca bir milleti ilgilendiren en büyük problemleri önce bir çözelim, daha sonra toplumun belli bir kısmında olan insanlık dışı dahi sorunları da çözeriz. Fakat biliyorum ki yapmayacaksınız. Seçtikleriniz de yapmayacak. O da şu yüzden… Hayata bakışınız gereği kendinizi bu toplumun bir parçası olarak hissetmiyorsunuz. Bencilsiniz, başkasına çamur atmayı, kendini en ve daha göstermenin derdindesiniz. Düşünceleriniz için yenilmeyi dahi kabullenmediğiniz için en basiti her seferinde aynı partilere oy veriyorsunuz. Bu kafa yanlış bir kafa ve ben Niccolo Machiavelli değilim. Lorenzo de Medici’ye muazzam gözlemlemeler içeren Prens diye bir kitap da yazamam. Asiyim, salağa salak diyenlerdenim ve olur da ben öldükten yıllar sonra adamın biri, bu yazım için ‘’yahu adama bak, ta o zamanlardan toplumu gözlemlemiş’’ derse de yattığım yerde onur duyarım, bu da ona Şehzade adlı eserim olmuş olur.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Alp Şahin, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |