En bilge insanlar bile arasıra bir iki zırvadan hoşlanırlar. -Roald Dahl |
|
||||||||||
|
"Ey Sakarya! Kim demiş suya vurulmaz perçin?! Rabbim isterse sular büklüm büklüm burulur..." Necip Fazıl/Çile'den Amatör bir ruhla başladım yazı yazmaya/çiziktirmeye bu köşede. Amacım sadece paylaşmak. Iraklı küçüğün,'canlı kalkan' ekibine elindeki elma şekerini sunması gibi herşeyimi paylaşmak. Eimde olanı sunmak. Olmayanı vadetmedim. Küçüklüğümün farkındayım hem maddi hem manevi. Lakin değildim zaten 'büyük' olma heveslisi. Küçüklüğüme bakmadan bana değer verenlere sonsuz teşekkürlerimi iletmek boynumun borcudur,kaç zamandır ödenmemiş... İnsanın aynaya haykırması gibi,ben de kendimi okuyorum ve sıradanlığımı,basitliğimi,hiçliğimi apaçık görmekten büyük zevk duyuyorum.Gerçek bir GÖNÜL İNSANI olabilseydim, "faniyim,fani olanı istemem!" diyecek, bu aşkla gerilecek ve hedefine kilitlenen güneş ışığı gibi etrafımı aydınlatacaktım... Ama nerede ben, nerede gönül insanı olmak! 19 yaşındayım. Tam 19 senedir, hatta embriyo halimi de sayarsak ondokuzbuçuk senedir nefes alıyorum. Yani bu kadar sene boyunca hergün, her dakika, her saniye hayatımı bağışlayan, hayatımı 'HAYY' ismiyle hayatlandıran, 'KAYYUM' ismiyle devamlılığı yaratan Rabbime; Sevgililer Sevgilisi'ne, Çaresizler Çaresi'ne, Kimsesizler Kimsesi'ne ne sunabildim bunu bilemiyorum. Size tabakta soyulmuş elma sunan annenize teşekkür etmeseniz, annenizin canı sıkılır. Haftalık harçlığınızı tam tekmil veren babanıza teşekkür etmezseniz, onun kalbini kırarsınız. Ağabeyiniz hafta sonu için arabasını ödünç verse(dikkat ediniz ödünç veriyor) ve siz bir teşekkürü ona çok görseniz hiddetlendirebilirsiniz. Peki ya sizi/bizi her an HAYATLANDIRAN VE HER AN CANIMIZI BAĞIŞLAYAN,HAYATLA ödüllendiren,GÜNLÜK RIZKINIZI eksiksiz veren.annenizin soyduğu elmayı YOKTAN YARATAN,elmadaki tadı hissedebilen DİLİ VAREDEN VE MEKANİZMASINI ÇALIŞTIRAN, otomobili hareket ettiren KANUNLARI KOYUP İŞLETEN bir ZAT'A karşı; isminizle bereber anılmasına gıcık olacağınız -NANKÖR- ibaresini koydurmamak için şimdiye kadar ne yaptınız/yaptık?! Ey bin türlü şikayetlerimize rağmen nefesimizi kesmeyen, hayatî mekanizmalarımızı durdurmayan-devam ettiren ALLAH'IM!!!! Bizi affet! Affet ki bu dünya çöllerinde kaybolmayalım. Sana ulaşalım. Kabul görelim. Gül Yüzlü'ye (sallallahü aleyhi ve sellem) ve O'nun kıymetli arkadaşlarına kavuşalım. Mutlu, mesut ve en önemlisi BiTMEYEN bir dünyaya gülerek doğalım... 27.02.03 ; saat: sabaha karşı 05:00.....ankara
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © , 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |