..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Hiçbir şey insan kadar yükselemez ve alçalamaz. -Hölderlin
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Din > Fuat Türker




13 Nisan 2012
En Güzel Hayat  
Fuat Türker
Dünya hayatı lunaparklardaki korku tünelleri gibi. Biliriz ki önünden hızla geçtiğimiz hiçbir şeyin gerçekte bir etkisi yoktur ama yine de korkarız. Biliriz ki yolun sonu aydınlıktır ama biz aydınlığa çıkamayacak olmaktan korkarız


:ACBG:
En güvenli yaşadığımız yer neresidir sizce? İncinmekten, yaralanmaktan, zarar görmekten güvende yaşadığımız en korunaklı yer, kuşkusuz anne rahmi. Orada her türlü tehlikeden uzak yaşıyoruz, besleniyoruz, büyüyoruz, gelişiyoruz. Ve tam bir teslimiyetle teslim oluyoruz.

Dünyaya gözlerimizi açtığımızda ise endişe ve korkularımız başlıyor. Tevekkül ve teslimiyeti unutup, her yaşta farklı korkular yaşayarak hayatımızı sürdürüyoruz. Hayatımız boyunca yoğun olarak hissettiğimiz en sıkıntı veren kavramlardan biri korku. Yalnız kalma, yoksullaşma, malımızı, işimizi, sevdiklerimizi kaybetme, toplumda küçük görülme, amaçlarımıza ulaşamama, çirkinleşme, yaşlanma, hastalanma, ölme gibi korkularla mücadele ederek ömür sürüyoruz.

Oysa anne karnında olduğu gibi dünyada da Allah bizi rahmetiyle sarıyor, bizi rızıklandırıyor, soluk almamızı, yürümemizi, koşmamızı sağlıyor, bize sağlık veriyor, sayılamayacak kadar fazla nimet bahşediyor, zorluklardan kurtarıyor, bizi koruyor, rahmetiyle sarıyor, zifiri karanlıklardan aydınlıklara çıkarıyor.

Yaşamımız boyunca karşımıza çıkan her şeyi Allah’ın yarattığının bilincinde olabilsek, hiçbir olay bizim için korku sebebi olmaz. Allah’tan gelen her şeyi, sabır ve tevekkül içinde, O’ndan hoşnut olarak, en güzel tavırla karşıladığımızda korku yerine Rabb’imizin sonsuz rahmetini ve sevgisini hissederiz. Kolaylıkta da zorlukta da Allah’a güvenip halisane teslim olduğumuzda, bizi hiçbir zaman yalnız ve yardımsız bırakmaz. Allah, dünya hayatına ait korktuğumuz her şeyi imtihan gereği yaratıyor. Ancak biz korkular yüzünden hayatımızı kâbusa çeviriyoruz.

Hırslar ve Tutkular

Hırslarımız ve tutkularımız gerçekleri kavramaktan bizi alıkoyuyor. Sahip olamadığımız her şey için hırsa kapılıyor, dünyanın geçici metaına aldanıyor kendimize zulmediyoruz.
Tutkuyla bağlandığımız nefsani her şey, ancak Allah’ın yaratmasıyla var olan dünyevi ve geçici şeyler. Biz ise olayların Allah’tan bağımsız gerçekleştiği yanılgısına kapılıyor, yitirdiklerimizi yeniden elde edebilmek için her defasında büyük bir hırsla mücadeleye girişiyoruz.

Hedefe ulaşamamak ise içinden çıkılamaz bir üzüntü ve huzursuzluk kaynağı oluyor. Sürekli stres içinde, bedensel ve ruhsal zarar görüyoruz. Sıkıntılardan kurtulabilmek için sonuçsuz çabalara giriyoruz. Oysa bu yaptıklarımızın kalbimize gerçek huzur ve mutluluğu vermesi imkânsız.

Peygamberimiz(sav)’in ifadesiyle “dünyada rahat yok” ama dünyada mutluluk var. Dünya, imtihan mekânı. Dünya hayatının tek değeri imtihan amacıyla yaratılmış olması ve Allah’ın hoşnutluğunu kazanma fırsatı sunulması. Her imtihanda Allah’ı görmek ve O’nu çokça zikretmek kurtuluşa yaklaştırıyor.

Hayatın gerçek amacından gafletteki insan, nehirdeki bir yaprak gibidir. O gitmez, akan suyla sürüklenir. Hayatının amacını/anlamını yitirmesi insan için dünya hayatını yitirmekten daha büyük acıdır.

Allah’ı Anmak Şifadır, Gerçek Mutluluktur

Allah’ı anmak, kalbi içtenlikle Allah’a bağlamak, her şeyi Allah’ın yaratmakta olduğu gerçeğini düşünmek, insanın gerçekleri görmesini engelleyen perdeleri bir bir kaldırıyor, dünya ve ahiretin güzelliklerini insanın önüne seriyor. Şeytan, Allah’a yakınlaştıracak her şey gibi cenneti de insana unutturmaya çalışıyor. Oysa Cenneti her an hatırda tutmak, cennet ehlinin özelliklerini kazanmamıza vesile olabilir.

İmam Rabbanî, Allah’ı anmanın önemi konusunda Mektûbat’da şu sözleri söylüyor: “Yavrum! Annenin yavrusuna karşı yaptığı gibi daha ne zamana kadar kendine böyle titreyeceksin? Daha ne güne kadar nefsin için üzülecek, sıkıntılara düşeceksin? Yakında elbet öleceksin… Çabuk biten bu zamanda Allah’ı hatırlayarak, manevi hastalığa ilaç yapmak en büyük vazife olmalıdır. Allah’tan başkasına düşkün olan bir gönülden hiç hayır umulur mu? Dünyaya eğilmiş olan ruhtan, nefs-i emmare daha iyidir.”

İnsanın gerçek huzur ve mutluluğa kavuşması, yalnızca Allah’ın hoşnutluğunu hedeflediği bir yaşam sürmesiyle mümkün. Rahmeti her şeyi kuşatan Rabb’imiz bu gerçeği sonsuz merhametiyle Kur’an’da haber veriyor. Kur’an şifadır; onda her zehrin panzehiri mevcuttur.

Bu sırdan habersiz insan, her yolu denediği halde düşlediği mutluluğu yakalayamamasının, yaşamın değişmez gerçeği olduğunu düşünüyor. Oysa Allah her konuyu çözümüyle birlikte yaratıyor. Mutsuzluğun çözümü; Allah’ın beğendiği güzel ahlâkı yaşamakla ve O’nun üzerimizdeki korumasını kavramakla mümkün.

Dünya hayatı lunaparklardaki korku tünelleri gibi. Biliriz ki önünden hızla geçtiğimiz hiçbir şeyin gerçekte bir etkisi yoktur ama yine de korkarız. Biliriz ki yolun sonu aydınlıktır ama biz aydınlığa çıkamayacak olmaktan korkarız. Endişe, korku ve vesveseler yüzünden hayatımızı azap içinde yaşarız. Oysa samimi kulunu aydınlığa çıkaracak olan Allah’tır ve O’na güvenip-dayanmak ne büyük lükstür...

Gerçek mutluluk için Allah’a gönülden, tam bir teslimiyetle bağlanmalı ve hayatın her anını Kur’an ahlakına uygun bir şekilde yaşamalı. Böyle bir ahlakı yaşadığımızda, dünya hayatında ne denli zorluk ve sıkıntıyla karşılaşılırsak karşılaşalım, kalbimizde Allah’a güvenmenin, tevekkülün, O’nun hoşnutluğunu umut etmenin huzurunu ve mutluluğunu hissederiz…

Hayatımızın uzunluğu değil, güzel yaşanmış olması önemli olan. Allah’ın inanan kullarına vaad ettiği güzel hayat, boş ve amaçsız işlerle geçirilen tatlı hayat değildir. Mutluluk veren, Allah’ı anmak ve O’nun rızası için çalışmaktır. Ancak o zaman dünya hayatının her anından zevk alabilir, ancak o zaman Allah’ın benzersiz yaratmasıyla süslediği güzellikleri gereği gibi takdir edip, mutlu olmayı başarabiliriz. Her şeye Allah aşkıyla baktığımızda mutmain olur kalbimiz ve daha dünyadayken –Allah’ın dilemesiyle- batınında da cenneti yaşarız.

Bunlar, iman edenler ve kalpleri Allah’ın zikriyle mutmain olanlardır. Haberiniz olsun; kalpler yalnızca Allah’ın zikriyle mutmain olur. (Rad suresi, 28)


Fuat Türker



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın din kümesinde bulunan diğer yazıları...
İnkârcılar İnananların Sapmasını İsterler
Son Perde
Dinin Çıkarlarını Gözetmek
Anne Babaya İtaat Nasıl Olmalı?
Korkma Ebedi Varsın
Allah Aşkı
Bir Başka Candır Ölüm
Kadere Dair
Kur'an'dan Sorulacaksınız
Her Sabah, Günü Allah'a Adamak

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
İnsan Neden Kıskanır?
Konuşma Kişiliği Yansıtır
Çocuklar Gibi...
Ne Kadar Aciziz!..
Gerçek Sevgili
Ahirete Hazırlık Kursu
Gerçek Adalet
Duyguları Akıl ve İrade ile Terbiye Etmek
Vakit "Öldürmek" Değil, Kazanmak İçindir
İnsanlar İçin Yaşamak Zordur

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bir Otobüs Yolculuğu [Öykü]
Köy Anılarım (!) [Öykü]
Artık Oruç Tutuyorum (Çocuklar İçin Ama Büyükler de Okuyabilir :) [Öykü]
Daldaki Armut (Çocuklar, Gençler ve de Çocuk ve Genç Kalanlar İçin :) [Öykü]
Boyun Eğen Kutlu Kadın [Öykü]
Darwinizm, Komünizmin Bilimsel Kılıfıdır [Eleştiri]
Pkk'nın Hedefi; Komünist Toplum [Eleştiri]
"Kahrolsun O Zan ve Tahminle Yalan Söyleyenler" [Eleştiri]
Dünyalık Peşindeki Din Adamları [Eleştiri]
Şeytanın Çift Taraflı Kıskacı: Bir Yanda Ateizm Bir Yanda Yobazlık [Eleştiri]


Fuat Türker kimdir?

6 yıldır insani ve imani konularda makaleler ve çocuk yazıları yazıyorum. Yaklaşık 5 yıldır Haber Vaktim, Cemaat. com, Sayha Dergi, Edebistan, Turuncu Dergi, Körpe Kalemler, Edebiyat Defteri gibi dergi, portal ve haber sitelerinde yazılarım yayınlanıyor. Yazılarımı ve inandıklarımı paylaşmak için İz Edebiyat'dayım. Ayrıca Risale Çocuk, Kalem. biz ve Beyan/İstikamet Dergisi'nde çocuk yazıları yazıyorum.

Etkilendiği Yazarlar:
-


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Fuat Türker, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.