Tarih, hiçbir zaman orada bulunmamış kişiler tarafından anlatılan hiçbir zaman olmamış olaylarla dolu bir yalan. -Santayana |
|
||||||||||
|
Yüce Allah, “... O, yarattığı her şeyi en güzel yapan ve insanı yaratmaya bir çamurdan başlayandır. Sonra onun soyunu bir özden (sülale’den), basbayağı bir sudan yapmıştır. Sonra onu ’düzeltip bir biçime soktu" ve ona ruhundan üfledi...” (Secde Suresi, 7-9) ifadesiyle bir düzen içinde yarattığı insana Kendi ruhundan ‘üflediğini’ bildirir. Dolayısıyla inanan insanın sahip olduğu tüm güzel özellikler, gerçekte Rabb’inin üflediği ruhtaki üstün özelliklerdir. İnsanın içinde, kendisine sürekli Allah’ın dosdoğru yolunu işaret eden vicdanı vardır. Bu sese kulak veren insan, daima doğru yolda ilerleyecek, gerçek ahlak güzelliğine, Allah’ın kendisine Katından bir nimet olarak lütfettiği ruh güzelliğine kavuşacaktır. Ruhundaki güzellik insanın görüntüsüne de yansır. Yaratıcısının ruhundan taşıyan kişi, O’nun nurundan bir parçaya sahiptir. Bu nur görende olağanüstü etki ve güven uyandıran bir rahmettir. Samimi mümin Allah’a olan tevekkülü, yaratılışına uygun din ahlakını yaşaması, huzur ve imanının etkisiyle göze çok güzel ve güçlü görünür. “Az bir değere karşılık” satıldığı halde kadınların, gördüklerinde hayrete düşerek ellerini kesmeleri, Hz. Yusuf’un imanı vesilesiyle kazandığı güzelliği sebebiyledir. Mümin erkek ve kadın Allah’ın rızasını gözettikleri için güzeldir. Bu imanın getirdiği özel bir nimettir. Akıl, sadakat, merhamet, vefa, güvenilir olmak gibi özellikleri mümine olağanüstü bir güç ve güzellik verir. İnsanı genç ve diri tutan imandır. Estetik ameliyat ya da kozmetik ürünlerle olduğundan genç de görünse insan, asla imanın verdiği nuru üzerinde taşımaz. Hem ruhen hem fiziksel anlamda güzel olanlar, Allah’ın, “Kendisinden güzellik geçmiş bulunan” kullarıdır… Dünya hayatının geçici, eksik ve kusurlu güzelliklerine karşılık, asıl güzellikler ahirettedir. Mümin hep o kalıcı, sonsuz ve mükemmel güzellikleri özler. Kendisine can veren, ruhundan üfleyen ve dünya hayatında sayılamayacak nimetler sunan Allah’ın, en kusursuz nimetleri ve eşsiz güzellikleri cennette hazırladığını bilmesi, mümini O’na yaklaşmak için daha fazla vesile aramaya, hoşnutluğunu kazanmak için daha fazla çaba göstermeye yöneltir: Gerçekten, gece ile gündüzün art arda gelişinde ve Allah’ın göklerde ve yerde yarattığı şeylerde korkup-sakınan bir topluluk için elbette ayetler vardır. Bizimle karşılaşmayı ummayanlar, dünya hayatına razı olanlar ve bununla tatmin olanlar ve Bizim ayetlerimizden habersiz olanlar; İşte bunların, kazandıkları dolayısıyla barınma yerleri ateştir. İman edenler ve salih amellerde bulunanlar da, Rableri onları imanları dolayısıyla altından ırmaklar akan, nimetlerle donatılmış cennetlere yöneltip-iletir (hidayet eder). (Yunus Suresi, 6-9) Fuat Türker
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Fuat Türker, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |