• İzEdebiyat > Roman > 1. Bölüm |
301
|
|
|
|
Her tarafım kar içindeydi, birkaç defa silkelenip kardan kurtulmaya çalıştıysam da az sonra üzerim gene karla doluyordu. Rüzgar ve kar hız kesmiyordu, göz gözü görmüyordu |
|
302
|
|
|
|
Amacım anlamak, anlaşılmak, yazmak için düşünmenin kazandırdığı farkındalıktan yararlanmak, insan olarak yeryüzüne kendimden birşey vermek ve benzerlerime ulaşmak. |
|
303
|
|
|
|
Poşetin içinden ekmek, bira, şarap ve biraz da tavuk göğsü çıktı. İçerdeki tezgahın üzerine bunların hepsini koydu. Ocağı yaktı, tavanın içine azıcık yağ döküp kızdırdı. Tavuk etini bu kızgın yağlı tavada kızarttı, ocağı söndürdü. |
|
304
|
|
|
|
Evet, gördüm: İşte oradalar. Çok seviyorum bu hayvanları. Siz de sever misiniz? Yoksa evinizin balkonuna, hatta mutfağınıza davetsiz olarak girdikleri için sinirlenir misiniz? Ayağınızı, elinizi ısırdıklarında onları kızıp, öldürür müsünüz? N’olur sizi ısırsalar da onları öldürmeyin! |
|
305
|
|
|
|
Öyle bir gün gelmiş ki, köpekler ya insanların olmadığı yerlerde yaşamak ya da insanlara köle olmak zorunda kalmışlar. Köleliliği kabul ekmek istemeyenler dağlara, ormanlara kaçıp tilki, çakal, kurda dönüşmüşler; tabii az da olsa vahşi birer köpek olarak varlıklarını sürdürenler de varmış. “ |
|
306
|
|
|
|
Ya çürümek ya da küle dönüşmek ne fark eder? Bu şartlarda düşmek için istekli olunabilir mi? |
|
307
|
|
|
|
Cafer Aga çok öksürüyor. Birkaç dakika ara ile. İçerisi sigara dumanı dolu, kapı açık olsa da duman çıkmıyor, aksine çöreklenip odanın içine çöküyor. |
|
308
|
|
|
|
Buhaberden sonra Cafer Aga adeta yıkıldı. Kendini içkiye verdi.Varını yoğunu içkiye yatırdı. Davetlere düğünlere gitmemeyebaşladı. Ancak içki parası biterse gidiyordu, o zaman da adetyerini bulsun diye zoraki çalıyordu. |
|
309
|
|
|
|
Bir kadın çığlığı ortalığı ayağa kaldırıyor, etler ağıza götürülemeden öylece kalıyor, gözler faltaşı gibi açılıyor, saçlar dikleşiyor, kulaklar hareketleniyor... |
|
310
|
|
|
|
Bozuk paraları çıkardı, öttü. Görevli belindeki kemeri de çıkarmasını isteyince adam öfkeyle “Soyunayım bari!” diye bağırınca ve bir yandan da pantolonunun düğmelerini çözmeye başlayınca “Geç, hadi geç!” demek zorunda kaldılar. |
|
311
|
|
|
|
Etimi yiyecek tenha bir yer buldum. O sırada fark etmemiştim, etten az bir parça kaldığında gözüme ilişti. Az ileride Kuyruksuz Bacı yattığı yerden yalvaran gözlerle bana bakıyordu. Acıdım. O istemedi ama ben götürüp bu son lokmayı ona verdim. Bir kerede yuttu. |
|
312
|
|
|
|
“İki Yahudi bir araya gelse şirket, iki Türk bir araya gelse devlet kurar.” Sözü boşuna söylenmemiştir. Yani biraz daha sabretmelisiniz; delilerin devletinin kurulmasına az kaldı! |
|
313
|
|
|
|
Şu an sahip olduğum hayatı istemiyordum. Karar verdim. 1 sene süren, kısacık evliliğimin ömrü sona ermişti artık... |
|
314
|
|
|
|
Ben bunları düşünürken Aslancık geldi yanıma. Heyecanlıydı, hatta yüzü gülüyordu. Bana müjdeli bir haber getirmiş olmalıydı. Öyleymiş. Kafama sopayla vuran çocuk iki sokak ötede tek başına oynuyormuş; bunu haber vermeye gelmiş. |
|
315
|
|
|
|
O önde ben arkada ilerlemeye başladık. Birkaç adım atmıştım ki yolun kenarında bir ağaca yaslanmış olan iri yarı bir adamın bana bakmakta olduğunu fark ettim. Gözlerimiz karşılaşınca çivilenmiş gibi olduğum yerde kaldım. Adamın gözlerinde sanki şimşekler çakıyordu. Suratının aldığı şekilden beni iğrenç bir varlık olarak gördüğünü anlamıştım. |
|
316
|
|
|
|
bu kale binlerce yıl önce bir bey tarafından yığma toprakla yapılmış. Burası ilk zamanlar bataklıkmış ve o beyin oğlu bu bataklıkta boğularak ölmüş. Bey de başkaları da aynı acıyı yaşamasın diye, bu bataklığı toprakla doldurmaya karar vermiş. Her köylüye eşit sayıda kağnı dolusu toprak getirmeyi mecbur etmiş. Binlerce araba toprak buraya yığılmış ve bataklık kuruduğu gibi, bir de kale kazanılmış. |
|
317
|
|
|
|
Onlar bu hiç bir zaman boyun eğmemiş,günyalnız yolda ikiydiler.Çaresizlikler,kötülüğe sahiplenmiş
sevaplarını sadece hayata hediye etmiş arkadaşlardı
Onlar adam ve köpeğiydi.ahların |
|
318
|
|
|
|
Böyle diyorum da aslında Köpüş için ölüyorum, bitiyorum. Onu her gördüğümde mest oluyorum. Bütün vücudumu tatlı bir uyuşukluk sarıyor. İnsanların aşk dedikleri duygu bu mu acaba? Olamaz, ben insan değilim ki... Değilim, tamam da neden her geçen gün biraz daha insanlara benziyorum? Bu iyi bir şey mi? |
|
319
|
|
|
|
Odanin icerisinde ki kuytu sessizliğin ruhuna verdigi dinginligin hazzini yasarken, aniden icinde hissettigi boslukla tekrar, kendine benligine geldigini hissetti. |
|
320
|
|