..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Sevginin bulunmadığı yerde us da arama. -Dostoyevski
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Roman > 1. Bölüm > Arzu Menteşeoğlu




30 Eylül 2003
günlük-4  
günlük-4

Arzu Menteşeoğlu


Amacım anlamak, anlaşılmak, yazmak için düşünmenin kazandırdığı farkındalıktan yararlanmak, insan olarak yeryüzüne kendimden birşey vermek ve benzerlerime ulaşmak.


:BECC:

 
            Hepimiz kendimizi ifade edebilmek isteriz. Tek farkla ki; bazılarımız için bu zorunluluktur. Her yazarın, mutlaka yazmak zorunda hissettiği şeyler vardır. Kimi yazar, yazmaktan hoşlanmaz, masa başında geçen saatler kendisi için işkencedir, herşeye rağmen yeryüzünde sadece kendisinin bazı şeyleri ancak kendisi gibi söyleyebileceğini bilir ve yazmak zorunda olduğunu hisseder. Yazar, özbenliğinde büyük bir yetenek olmayabilir. Onu diğerlerinden farklı kılan, zihinsel öğeler ve sosyal gelişme bakımından başkalarına üstünlükten ziyade, deneyimlerini ve duygularını dönüştürebilme, aktarabilme yeteneğinden kaynaklanır. Aynı şekilde, dahice eserler üreten kişiler, en seçkin çevrede yaşayan, en parlak konuşma biçimine, en geniş kültüre sahip kişiler değil,  kendileri için yaşamayı birdenbire keserek, kişiliklerini bir aynaya -sosyal ve bir bakıma zihinsel açıdan sıradan bir hayat da olsa, hayatlarını yansıtacak bir aynaya- dönüştürecek güce sahip olanlardır.  
            Benim de yazmak zorunda olduğum kitabım bu. Her düşüncemi kapsamasını istememe rağmen imkansız olduğunu yazdıkça görüyorum. Çünkü her araladıyıp kelimelere döktüğüm düşünceyi, başka bir fışkırma izliyor. Tam 'Tamam artık bitti' dediğim anda, söylenecek daha çok şey olduğunu fark ediyorum. Kendimi tamamen sayfalarda görmek istemiştim, bu bir tür kendini gerçekleştirme isteğiydi. Fakat yazma hızıma erişilmez bir hızla değişip, yenileniyorum. Elimde kalem, kağıt herşeyi not etmeye kalkışsam da durum farklı değil. Yazmakla tükenmeyecek kadar çok malzeme var. Bir anlık parlamalarla gelen çağrışımlar, sayfaları dolduracak kadar çok yansımalar. Öyle bir yaşam içindeyiz ki; aynı...nehirde akan suyun, hep su, fakat her an başka bir su olması gibi... Sürekli birşeyler keşfediyorum. Kendim, başkaları ve hayat hakkında ve bu keşiflere karşı uyanık olmak istiyorum. Aslında onların belki de her zaman farkındayız. Bu birikimle yaşıyoruz çünkü ve onlara her an yenilerini ekliyoruz. Çoğu insan farkında olmadan, doğal süreç içinde depolamasını gerçekleştiriyor. Yazmak için düşünmek, tüm olup biteni, içimdekileri kağıda dökme isteği, farklı boyutta farklı bir farkındalık sunuyor. İşte bu dönem çok zahmetli.
             Keşifler, anlık aydınlanmalar, idrak aralanmaları sonsuzlukla aradaki engelin bir anlık kalkması gibi gelir bana...böylesi bir keşif -düşünce- sadece o ana özeldir. Hayatımızda sadece o anda öyle hissederiz ve çıktığı gibi sönüp gider. Garip zamanlarda garip şeyler çağrışım yapar. Bir kadının gözleri bezmişliğimi hatırlatır, bir gömleğin rengi pes etmemek gerektiğinin söylenmesi gerektiğini çağrıştırır. Bazen de silik bir anı...Farkında olup, gözünüzü açmazsanız, kayıp yok olurlar. Belki ilahi bir armağandır, ama avanaklığınız yüzünden değerlendiremediğiniz bir armağan. Armağanlara karşı uyanık olmak, kayıp gitmeden yakalayabilmek için yazıyorum...
           Her zaman rahatlıkla yazamam. Yazma dönemleri benim için sıkıntıyla dolu. Her an kafamın dolu olması, duyularımın sonuna kadar açık olması anlamına geliyor, ayrılmaz bir baş  ve göz  ağrısı da cabası. Her an yanımda kalem kağıt bulundurmalıyım. Gecenin bir yarısı veya sokakta, keşfin ne zaman geleceği, başka bir deyişle kelimelere dökülmemiş geçmişin ne zaman somutlaşacağı hiç belli olmuyor. O kadar bizden görünmelerine rağmen, somutlaşmaların gerçekliğine, yok olmazlığına fazla aldanmamak gerek. Şimşek çakması gibidirler, iz bırakmadan çıktıkları yere geri dönebilirler, bir daha hatırlanmaları ya aylar sürer ya da imkansızdır. Nehir akmaya devam ediyor çünkü.
           Amacım anlamak, anlaşılmak, yazmak için düşünmenin kazandırdığı farkındalıktan yararlanmak, insan olarak yeryüzüne kendimden birşey vermek ve benzerlerime ulaşmak. Şunu bilmeliyiz; insanlardan gerçek bir yardım alabilmemiz olanaksız, kendimize ancak kendimiz yardım edebiliriz. O y u n u n   k u r a l ı   b u    ç ü n  k ü .


.Eleştiriler & Yorumlar

:: Özür dilerim
Gönderen: Guvercin / Ankara
28 Ekim 2003
Tarifsiz bir rahatsızlık içindeyim. Yakın zaman içinde bende İzedebiyat a "Günlük-1" diye bir deneme yollamıştım ama bu fikrin benden önce başladığından haberim yoktu. Tüm içtenliğimle özür dilerim. Hemen yazının başlığını "Alışıyorum" olarak değiştiriyorum. Kasıtlı bir davranış olmadığını bilmenizi istedim. Günlük serinizi büyük bir keyifle okudum ve hoşuma gitti. Kendinize iyi bakın. Sevgi ve saygılarımla...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın 1. bölüm kümesinde bulunan diğer yazıları...
Günlük - 9
Günlük12
Günlük - 5
Günlük - 7
Zara'nın Dünyası
Günlük - 6
Günlük 11
Günlük - 8
Günlük - 10
Zara'nın Dünyası - 1

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Hayatın Anlamı [Şiir]
Ölüden Mektup Var [Öykü]
Resme Hapsolan Adam [Öykü]
Özlem [Öykü]
Dön Mehmet [Öykü]
Gerçek Miydi? Rüya Sanmıştım [Öykü]
Melek İnsanlar [Öykü]
Hayran [Öykü]
Labirent - Kayboldum! - [Öykü]
Sadece Bir Gazete İlanı [Öykü]


Arzu Menteşeoğlu kimdir?

YAŞADIKLARIMDAN ÖĞRENDİĞİM BİR ŞEY VAR Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi Sevgilin bıtkın kalmalı öpülmekten Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır Kopmaz kökler salmaktır oraya Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına İnsan balıklama dalmalı içine hayatın Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın Değişmemelisin hiç bir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle Çünkü acılar da, sevincler gibi olgunlaştırır insanı Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana ATAOL BEHRAMOGLU

Etkilendiği Yazarlar:
Dostoyevski,Orhan Pamuk


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Arzu Menteşeoğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.