• İzEdebiyat > Öykü > İronik |
181
|
|
|
|
Sensiz gecelerde eserdi acı rüzgar
Arsız sancıların kol gezdiği duvarlarda saklıydı resmin
İki dudak arsında lal dilimden düşmezdi ismin
Siğneme saplı iki yaylı ok gibi apansız
Kükreyerek kinayelerin sitemlerin inerdi
Giderdi akşam üstleri can ciğer sevgin sevdim dediklerim |
|
182
|
|
|
|
Bitmek mi, zor gitmek mi? |
|
183
|
|
|
|
Bir insan oldum en sonunda naif ve gerçekçi
Yarı uykuda bir kişiydim, hatırlayamayan geçmişi.
Otların üzerinde zıpladım, ezdim çiçekleri
Ağaçları tekmeledim, öldürdüm böcekleri.
Sonra kuşları avladım, kedilerden nefret ettim ve vurdum köpeklere, sanki bütün bunlar birer güç gösterisiymiş gibi
Keşke hatırlasaymışım geçmişi
O zaman yapmazdım herhalde bu kötülükleri
Saygı duyardım her varlığa yeryüzündeki
Anlardım onların da değerlerini.
Harcamak zorunda kalmazdım bu hapiste tüm vaktimi
Varolabilmek için her varlığa saygı duymak gerektiğini bilirdim belki. |
|
184
|
|
|
|
‘Bana bir masal anlat banker amca içinde kaybedenler olsun’ diyen çocukların sözüne karşılık; Banker amcada anlatmaya başladı. |
|
185
|
|
|
|
"orson welles söylüyordu "ı know what it to be young" dönerken bir kediye benziyordum." |
|
186
|
|
|
|
Ne arıyoruz aslında, bir dişçinin bekleme salonunda... |
|
187
|
|
|
|
herşey yalınızlığın seninle beraber olduğum zaman başladı. Umudun ve senin olduğun yerde |
|
188
|
|
|
|
Her üç ayda bir seçim olsun, demekte haksız mıyız? |
|
189
|
|
|
|
Eminim birçoğunuz benim gibi daha sabahın köründe, aynaya bakar bakmaz gördüğü o bedbin surattan ürküyordur. Asık suratlı, mutsuz bir yüz ifadesi ile bir fotoğraf karşımızda bize bakıyordur. Çevremizde ki insan davranışları, yaşam faktörleri, içinde bulunduğumuz toplum şartları maalesef bu suratı bu hale getirmiştir. Artık kendi yüzümüzden korkar hale gelmişizdir. Peki ne yapmamız lazım?. |
|
190
|
|
|
|
Sahildeyim, masmavi bir gökyüzü ve güneş akşam gidişlerinde. Gökyüzü gri ve mavi ile içiçe geçmiş. Denizin dalgaları yavaş yavaş kabarıyor. Tıpkı insanların içi gibi... İnsanlar, insancıklar denizi içmiş gibiler. İçlerinde denizin dibe vurmuş sarhoşluğu. |
|
191
|
|
|
|
Bâb-ı Âli de gezmenin keyfine vardıkça,öğrenmeye olan hevesim gün geçtikçe artıyordu.Avare gezdiğim,zamanı hoyratça kullandığım günlere,saatlere,anlara acımaya başladım. Eyvâhlarım,eyyâmlarım artıkça arttı!!.Otelde ki odam, artık bana dar gelmiyordu |
|
192
|
|
|
|
atı alan üsküdarı geçti.gün ise atın sırtından düştü. |
|
193
|
|
|
|
Yorgunum yapmakta olduğum şeyleri yapmaktan.
|
|
194
|
|
|
|
Güne, Hüseyin abi’nin kalın ve otoriter sesiyle uyandım...Zoraki kalktım.Yorganım bile, yorgunluktan ağırlaşmıştı nedense...hayır hayır ! kirlilikten diyelim, içine girilesi değildi. |
|
195
|
|
|
|
İyi dersin Haydar Baba da, polise teslim etsek ne olurdu? Mahkemeye çıkarılırdı. Mahkeme de ya tutuksuz olarak yargılanmak üzere serbest bırakırdı, ya da birkaç ay ceza verirdi. Ama bizimkiler hırsızı öyle benzetti ki, bir daha bu pis işi yapmasının mümkünatı yok. Artık biliyor ki bir hırsızlık olayı oldu mu, hemen onun yakasına yapışacağız.
|
|
196
|
|
|
|
Aslında şu anki durumum hiç de hoş değil. Vakit öğleni geçmiş olmasına rağmen dün akşamdan beri içimdeki yemek artığı, su, iki tabak ve birkaç tane de çatal ile evyenin ortasında yıkanmayı bekliyorum. |
|
197
|
|
198
|
|
199
|
|
|
|
Geçen buluşmamızda kapı çalmış ve Şenay hanım da açmak için yerinden kalkmıştı. Kim geldi dersiniz? Şenay hanımdan öğrenelim: |
|
200
|
|
|
|
Aman ha ! Siz de dikkat edin. |
|