• İzEdebiyat > Öykü > İronik |
61
|
|
|
|
Taşrada çalışırken İstanbul’a tayinleri çıktı. Bunca sene taşrada çalıştıktan sonra İstanbul’da görevlendirilmek hem mutlu etmişti aileyi, hem de biraz korkutmuştu. “İşimize yakın bir yerden ev tutalım da ulaşıma para harcamayalım, ulaşım çok para tutuyormuş İstanbul’da.” diye karar aldılar. |
|
62
|
|
|
|
Bazen insanlar, başkalarının gururunu hoş bulmazken bunun kendi gururlarından kaynaklandığını farketmezler |
|
63
|
|
|
|
Adam denilen şahsın hayatı daha detaylı bir şekilde öğrendiği kayınpederi içeri dalıvermişti.kapıyı tıklatmak nezaketini hiçbir zaman göstermediği damadının odasına.kayınpederin şu anki hali yaralı bir ispanyol bogasından çok,hayallerde tasavvur edilecek rüküş bir galaksi-burç boğasını andırıyordu. |
|
64
|
|
|
|
ama realist listeler ortadaydı.soygunların kokusu çeşitli çaptaki sifonlarla giderilemediği için ruhlarımız göçük altında kalmıştı. |
|
65
|
|
|
|
Dikkat!
Söylediğim gibi, burası ciddi insanların ülkesi.
Bu bilgiyi size yazdıklarımla beraber vermek istiyorum, kulak verin lütfen.
Eğitim, hoşgörü, insanlık ve zeka düzeyi düşük toplumlarda, komedinin zirvede olduğu bir noktada olaylar hiç beklenmedik bir şekilde,
bir faciaya ve büyük bir trajediye dönüşebiliyor, aman dikkat!
Burasi ciddi insanların ülkesi, korkusuzca gülebileceğinizi sanmayın…
|
|
66
|
|
|
|
Önce gönüllerimizi bir etti. Ardından arkamıza da geçti. Tevekkeli değil, adam iyiden iyiye bozmuş niyeti. Burası belli, belli olmasına da ben paçamı nasıl kurtaracağım ondan emim değilim. Doğrusunu isterseniz vitrinde yazan yüzde yetmiş indirim yazısına da inanmıyordum. Öyle ya herif aklını peynir ekmekle yemedi ya, karsız satsın. |
|
67
|
|
|
|
O zamanlar çok küçüktüm. Yarı ahşap, yarı sıvalı bir evde gözlerimi açmıştım. Önce annemin memelerini görmüştüm. Beni emziriyordu. O emzirirken yanaklarımda gezinen o fırça, sert tüyün acısıyla başımı çevirdiğimde o bıyığı gördüm. Babam beni öpüyordu. |
|
68
|
|
|
|
gronland’da şükür namazı kılan susuz bir nesil olarak buzdağının kayınpederine şükrettik.solaçık mevkisinden gelen bir havan topunun yere bıraktığı göz iriliğinde bir özlem ise arkamızdan hiç ayrılmadı. |
|
69
|
|
|
|
Hayatı tatlandıran küçük anektotlar; |
|
70
|
|
|
|
Yürümekte dahi zorlandığım vakitler, kuşkusuz aklıma ilk gelen; ölüm acısının dayanılmaz karanlığı, oluyor. Bazan, yaşadığım bu korku, karakter zayıflığından mı yoksa yalnızlıktan mı kestiremiyorum. |
|
71
|
|
|
|
Olmuşu unutmak ve olmayanı anımsamak ne kadar da kolaydır . |
|
72
|
|
|
|
Allaha çok şükür ki bizde böyle şeyler olmuyor. |
|
73
|
|
|
|
Herkes, her şeyi eleştirir. Dün komünistlerdi yerden yere vurulanlar, bugün paralel denilenler. Temelde eleştirilerin asıl amacı kişi ya da toplumların kendi pisliklerini kamufle etme çabasıdır. Ortada kötü olan varsa o da kirli kozmik enerjinin formatladığı insan denen karanlık genetik yapıdır. Yanlış olan, bu günahkar yapıyı organize eden aklın egemenliğindeki insan topluluklarıdır. Ticaret de en azından politika kadar bu özelliğin görülebildiği alanlardan biridir. |
|
74
|
|
|
|
İlk kez bu adı duymuştuk. Kimdi bu paşa?..Kimdi bu adam?..Anlattığına göre sadece Deniz değil Hava, Kara, Jandarma kuvvetlerinin bütün personeli subayları bu adama hayranmış. Memleketi kurtaracakmış. Hemen hepsi bu kurtarıcıyı bekliyormuş. |
|
75
|
|
|
|
Bir zamanlar bir Tv dizisi vardı insanlar o kadar mutluydu ki yüzlerindeki maskenin sadece makyajdan ibaret olmadığı yapmacıklık objeleri gibi dolanıyorlardı... |
|
76
|
|
|
|
"Peki acaba arkasından üzülecekler miydi? Üzülürlerdi elbet…" |
|
77
|
|
|
|
YAŞAMININ SIRLARINI ÇÖZEMEDEN ÖLÜMÜN SIRLARINI ÇÖZEMEZSİN |
|
78
|
|
|
|
Sevda yaz tatilinde çalışarak okul masraflarına katkıda bulunacak İyi bir eğitimin ardından Anadolunun ücra yerlerinde gönüllü vazifeye talip idealist bir doktor olacaktı.Ama olmadı Sevda'yı bütün hayallerinden ve gelecekle ilgili büyük ideallerinden gafil bir ölüm ayırdı. |
|
79
|
|
|
|
Plansız öykünün ikinci bölümü: |
|
80
|
|
|
|
Biricik Ablamın maalesef aramızda olmadığı ruhsuz, anlamsız, tadsız tuzsuz buruk bir bayram... |
|