Sevgi dünyadaki yaşam ırmağıdır. -Henry Ward Beecher |
|
||||||||||
|
MAZOT İÇTİM. AMA YANLIŞLIKLA. YEĞENİM KURYE. BENZİNLİK GÖREVLİSİ FAZLA MAZOT KOYMUŞ MOTORUNA, Ona küfrü basıyor tabi. HORTUM VAR MI, VAR YEĞEN, BAHÇEMDEKİ HORTUMDAN KESTİ, BEN YAPARIM DEDİM, YEĞENE FAYDAM OLSUNDU. DEPODAKİ MAZOTU HESAPTA BİDONA ÇEKECEĞİM, BU TEKNİĞİ BABAM BİLİRDİ, LAĞIMI SALARDI TARLAYA, BEN UFAKTIM O ZAMANLAR. AĞZIYLA ÇEKERDİ ÖNCE, SONRA BIRAKIRDI. AKIŞ OLUNCA LAĞIM SUYU AKMAYA BAŞLARDI DIŞARI, TARLAYA. BU TEKNİĞİ HİÇ DENEMEDİM, AMA BABAMIN YAPTIĞINI GÖRMÜŞTÜM, ŞAŞARDIM BU PİS İŞİ YAPMASINA. BÜTÜN GÜCÜMLE ÇEKTİM MAZOTU, BOĞAZIMA KAÇTI, DİKKAT ETMEK LAZIMMIŞ BOĞAZA KAÇMAMASINA, HEMEN AĞZI ÇEKMEK LAZIMMIŞ. NEFESİM KESİLDİ, İLK KEZ BÖYLE NEFESİM KESİLDİ, NEFES ALAMADIM, ÖLÜYORUM SANDIM. SONRA YANAKLARIMDA YAKICILIĞINI HİSSETTİM, NEFESİMİ KESEN YAKICILIĞIYMIŞ, BUNU SONRA, YAZARKEN FARK ETTİM. ÇİFTÇİ SU ŞİŞESİ YERİNE MAZOT ŞİŞESİ KULLANAN AMCA GİBİ OLDUM, SONRA SU, AYRAN, NEFESİM KESİLMİŞTİ, SU GETİR DEDİM, YEĞEN GÜLDÜ BİR ARA, KUS KUS DEDİ, GİDİP SU GETİRDİ, GEĞİRİNCE MAZOT HİSSEDİYORUM. BERBAT BİR DENEYİMDİ., TABİ ODAMA GELİNCE BU DURUMDA NE YAPILMALI ARAŞTIRDIM NETTE, HERHALDE BİR ŞEY OLMAZ, BOL SU İÇİNCE, BİR TAS AYRAN İÇTİM, YİNE İÇECEĞİM. BELKİ DE İYİ GELİR MAZOT. YILLARDIR BOĞAZ AĞRISI VAR, FARANJİT BAŞ BELASI. KESİNLİKLE BİR FAYDASI OLMUŞTUR BANA, SAÇMALIYORUM BELKİ. YEĞENE HAYATININ İYİLİĞİNİ YAPTIM. GİZLİ BİR ANLAM VAR, ONU AÇIKLAMAYACAĞIM. Mazot bağımlısı olmam umarım. Ya da zehirlenip ölmem umarım, geçen gece uykumda ölmeyi diledim, tek odadayım, başka yerim yok, tek oda, bildiğiniz tek oda, ölüp kalsam saatler sonra bilinir. Derdim çok, ölmeden yapmam gerekenleri yapmam lazım, ahır gibi berbat bir köy evi hayalim var mesela dağda, bu beni ilgilendirir ama sizi ilgilendiren, ruhumu ortaya koyduğum… bitmez, bitirilemez gibi görünen bir iş var elimde, onu yazarken yaşadıklarım hemen bir öyküye çevirip yayınlayayım dedim aksi halde yok olup gidecekler, arkadaş bilgisayarım öykü, roman dolu ve sürekli birikiyorlar, bu deli ediyor beni, bir çöplük gibi, Meral Akşener 6’lı masayı devirdi ya, devirdiği gün bir şiir yazım, bir patlama, aniden geldi, düşünmedim, çalışmadım, şiiri partiye, g mail ile yolladım. Öte yanda bitmeyi bekleyen roman, bir romanı kurmak dehşet gerilimli bir iş, buluş yaptığımda muazzam seviniyorum, iyi bir şey yakalamak, çölde aç susuz ilerlerken bir vahaya rastlamak gibi ya da bir yıldıza sarılmak gibi, yırtına çırpına gidiyorum, kafam başka yerlere kayıyor, düz bir memur gibi yazmam, yazamam, içimden gelmeli, inanmalı ve hissetmeliyim, bu yüzden günlerce yazamıyorum, günlük meseleler, bir yerlere gitmem gerek, ve romanı devam ettirmek, ve aniden bir şeyler geliyor, hiç hesaplamadığım bir şeyler, mesela, “İyi Kızlar Aşık Olur” (berbat bir ad, katılıyorum sana) adında bir roman bitirmeye çalışıyorum bu ara. Ya oluyor mu, saçmalıyor muyum, abi saçmalamak sanattır, sona çok yaklaştım neyse ki, ya her roman yazmam böyle, bir romanı bitirmek bir savaş meydanında galip gelmek gibi, kan revan içinde kalmak, bir de yazdığımı kolay kolay beğenmem, yüce bir şeyler süper bir şeyler yazmaya çalışmıyorum; ama, bakınız sanat bu, bu titizlik, enerji, yürek, ruh, bilinç, işte her sayfaya geçiyor, işte bu benim nurum, göz nuru derler ya. Elişi yapıp sata yoksul kadınlar vardır, işte onlar göz nurlarını dökerler el işlerini, anacım da fiskos masası örerdi, of, of ör bitmezdi, fiskos masası örüp satma işine daldı, gözleri bozulmaya başladı bıraktı, inek de baktık birader, ters, çok asabi bir ineğimiz vardı. Aniden kesiyorum. Romana dönmem lazım, bir sürü gerekli gereksiz yazı okumalı ve sonra, huzur bulmak için trt belgesel izlemem lazım. Dün büyük bir keşif yaptım, İngiliz bir şair keşfettim, gezgin tarım işçisi, 50 yaşında dırdırcı karısını ve çocuklarını terk etmiş. Joseph Jenkins Ve bugün aniden Mustafa adlı çevirmen arkadaş beni ekledi link edin sitesinde, acayip sevindim, ayrıksı yazarların kitaplarını çeviriyor, değerli kitapları. Ve İngiliz bir Papaz keşfettim, bu adam da çok değerli biri. Ve Türk tarihi, ilk Türkler, en çok ilgimi çeken budur, delice bir merak bu. İLK SAVAŞÇI TÜRKLER. Bakınız, şimdinin mal tarihçileri…vs…onların anlattığı gibi değil…hiç hayal etmediğimiz insanlar bunlar, hayal et, şimdi belli bir kalıpta bir Türk tipi var, bunu kazımak istiyorlar kafalara, din ile, Müslüman Türk. Türk Şaman, ve Budist. Kadın hükümdar var, Tomris Hatun! Şimdi alayı köle. İslam adı altında bir çarpık öğreti var, kadınları yobaz yaptı, berat gecesi bugün, annem ve diğer yobazlar karanlık bir partiyi konuştular, cahilsiniz diye çattım onlara. Neler neler var; ama sana işte Türkler böyleydi diye sunuyorlar. Mal bir takım insanlar çiziyorlar resimde, dizide. Hiçbirine inanmıyorum. Her yazdığım metne mizah açısı yerleştiririm; ama bazısında yoktur, ya da sınırlıdır, mizah, evden uzak ekmek fırınına giderken olmayı istediğim… Komedyen olmayı hayal ederdim…mizah…olmazsa olmazdır bir metinde. Charles Bukowski, yaşamım bir tür o’dur. Bir tür Jack London, beteri ama.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © İsa Kantarcı, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |