|
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katılımı |
Yazar Kütüphaneleri |
|
|
Sevdalanalım
Orhan Bani
Şiir > Garip
Hadi, yine öyle bak seviyor gibi, yeniden yak yüreğimi
Kızarsın yüzüm, tutulsun dilim, bir garip olalım, sevdalanalım
Vakit çok mu geç, sevemezmiyiz, ağarmış saçlarımın suçu benimmi?
Varsın geçsin yıllar, ağarsın saçlarım, yine öyle bak, beraber yanalım
Pek bir şey söyleme, seviyorum deme, yıllar çok şey aldı, sözüm yok kendime
Ben yine suskunum, ben yine sensiz, bir nedeni yok, seviyorum nedensiz
Gönül had bilmiyor, yak ki yanalım, dö
[DEVAMI]
|
|
|
• İzEdebiyat > Öykü > İronik |
241
|
|
|
|
kendimi eğlendirmek için yazmıştım... |
|
242
|
|
|
|
Kapının önünde uyuklayan küçük çocuk. Küçük çocuğun kafası pek çok kereler durmuştu. Yğmur yağmaya başlayınca, ayakkabısınn önünde iki büyük leke. |
|
243
|
|
|
|
Ah be kardeşim! Okumuyor bu millet, ben ne yapayım. |
|
244
|
|
|
|
Yalnızlığını kendi seçmişti ve bundan sonra da yoluna yalnız devam edecekti.
Belki de bundan sonra tek aşkı deniz olacaktı.
Bir tek o karşılıksız sevebilirdi. Yüreğinde milyonlarca canlıyı barındıran engin deniz...
|
|
245
|
|
|
|
Vehim ve karamsama; hiç içinden çıkılmayan ve içerden hiç çıkmayan... |
|
246
|
|
|
|
‘‘Onca şaşalı günlerin ardından yıllarca kapımızı aralayıp giren olmadı. Koltuklarımız yırtılmış, o saadet günlerinde sosyetenin kadeh tokuşturduğu salonumuzda fareler cirit atıyordu.'' |
|
247
|
|
|
|
saçları başları dğınık, saçı sakalı birbirine karışmıştır. Pistir, kirden geçilmez üstleri başları. Beyinleri, gönülleri........ |
|
248
|
|
|
|
Bu benim ilk öyküm. Ben öykücü değilim. Öykü yazmayı da bilmem. Bazen ilham gelir, bir hikaye oluşur kafamda ancak elime kağıt kalemi aldığım anda kelimeler uçuşur, yok olur ve öylece kalakalırım kılıçtan keskin kalemimle ve pirupak sayfamla. |
|
249
|
|
|
|
Aynasını arıyordu sokakta Cabbar. Sigarasını çıkarttı. Bir kibritle çekti içine. Bir teneke gıcırtısı köşedeki boyası sökük duvarın önünden geldi. Hayır. Burada bütün evlerin rengi fluydu. Bir kedi göz ucuyla önünden geçti. |
|
250
|
|
|
|
Trendeki yolculara masal anlatsa / Nasıl olur meselâ
|
|
251
|
|
|
|
Şimdilerde prostatı dizini dövenlerin yellendi mi yüz binleri yerinden yurdundan ettiği yıllardı. Devletin başındakiler, şehir şehir dolaşıp köylüye ayran, hakime hukuk, kadınlara doğum ,
ressamlara resim yapmayı öğretiyorlardı. |
|
252
|
|
|
|
Sevimli, neşeli, duygusal bir kişi olarak bilinir. Bu özelliklerin yanı sıra, dürüst, güvenilir, kısacası hiç kimseye yamuğu olmayan bir kişidir. Yeryüzünde kelek yaptığı bir kişi varsa o da belki sadece kendisi olmuştur. |
|
253
|
|
254
|
|
|
|
Öteki tarafı görerek; –bu da duvarın üzerinde henüz karşılaşmadığım çatlakların, oyukların, deliklerin ortaya çıkmasıyla söz konusu olabilir– gördüklerimden birinin belki de birkaçının bu kapıdan geçmiş ya da geçebileceklerden bir tanesi veya daha fazlası olabileceği avuntusuna düşmedim. Çünkü eğer kapı açılmayacaksa ve ben içeriyi bir şekilde görebiliyorsam veya aynı şeyi diğer tarafta olan birinin beni görerek benim hakkımda söylemesi söz konusuyken, diyebilir miyim bunlardan bazıları bu kapıdan geçmiş ya da geçebilir? |
|
255
|
|
256
|
|
|
|
Romen göçmeni, Alman Yazar Herta Müller'in ilginç bir öyküsü. |
|
257
|
|
|
|
Bir adam kendi hayvanı ile ilişkisini sorguluyor. |
|
258
|
|
|
|
Beni içine çekmişti bir kerede olsa ve ben şuan içindeyim. İçini mahfeden artık benim... |
|
259
|
|
|
|
yolunu kaybetmiş biri..ya yardım beklemekte ya da ölume terkdilmekte! |
|
260
|
|
|
|
Arkalarından medya görevlileri yere dökülen beyinlerini toplayıp bunlardan küpeler yapıp,halkın kulağına asıyorlardı.Kulaklardaki ağırlık,beyinlerdeki sağırlığı artırıyor,kulaklar büyüdükçe,beyinler küçülüyordu. |
|
|
|