..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Küle değil, ateşe üflemelidir." -Divanü Lügat-it Türk, Savlar
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > İronik > Kâmuran Esen




31 Ocak 2008
Rütük' Te Yapılacak Yeni Düzenlemeye Uygun Öykücük  
Makyaj yapılmış öykü.

Kâmuran Esen


Aman ha ! Siz de dikkat edin.


:BBJC:
Ön bilgi: "Alkol, tütün ürünleri ve uyuşturucu madde kullanımını özendirici türde yayın yapılmaması, bir yayın ilkesi olacakmış. Uymayanlara, ceza uygulanacakmış. “ ( gazeteler)….Yani; sigara, içki, uyuşturucudan söz etmek ve görüntü vermek yasak. Neyse ki ve çok şükür ki; hırsızlıktan, dolandırıcılıktan, adam öldürmekten, banka soymaktan söz etmek, görüntü vermek serbest. Allah razı olsun özgürlükçü RTÜK’ten. Yoksa; elim kolum bağlanacak, iki lâf edemeyecektim köşemde.

Şimdi okuyacağınız öykü(cük) , işte bu düzenlemeye uygun olarak yazılmıştır. Hani belki filmi çekilir öykümün ve bir tv kanalında yayımlanır diye. Hem siz sevgili okurlarıma kötü örnek olmamak, hem de bendeniz cezalı duruma düşmemek için RTÜK düzenlemesine uygun yazdım öykümü.

Okurken, rica ederim – eğer içiyorsanız – sigaralarınızı söndürünüz. Öykü bitinceye kadar, sakın ola ki alkollü içki içmeyiniz. Helâle haram katmayınız. Benim, RTÜK kurallarına uygun yazmak için çaba verdiğim öykümü mahvetmeyiniz.

Gelelim öyküye:

Nalân ile sevgilisi Murat yeni açılan Süt ve Simit Evi’ndeydiler. ( Afedersiniz, arkadaşı diyecektim. Belli mi olur, “sevgili” demek de suç teşkil edebilir. Ben tedbiri elden bırakmayayım. Düzeltiyorum; sevgilisi değil, arkadaşı.) Ne işleri olabilirdi ki birahanede, kafede ! Onların buluşma yeri süt salonları, ayran salonları ve simit evleriydi.

Murat sandalyesine oturur oturmaz cebinden …. paketine benzer bir paket çıkardı . Paketten, küçük kalem şekline getirilmiş gofretlerden bir tane alıp dudaklarının arasına sıkıştırdı. Başladı gevelemeye. Murat’ın vanilya ve tarçın kokan nefesini hissetti Nalân . Başını döndürdü bu koku. Gözlerini Murat’ın gözlerine dikti ( Tamamen arkadaşça bir duyguyla.). Usulca:

- Bu kaçıncı gofret bugün ? Biliyorsun, katkı maddesi var bunda.
Sinirlenir gibi oldu Murat. İkinci gofreti paketten çekip dudaklarına götürürken yanıt verdi:

- Rica ederim, en büyük zevkimi boğazıma dizme. Bu gofret, benim alışkanlığım. Günde bir paket gofret yiyorum. Hatta bazı günler ikinci gofret paketini açıyorum.( Zaten bu gofret tamamen İslami kurallara uygun üretiliyordu. Yoksa Murat , ağzına bile almazdı. Ben de bu öyküde gofretten asla söz etmezdim. Yoksa RTÜK ceza yağdırır, yağmur gibi.)

Nalân sıcak süt istedi, Murat da ayran.( Bira isteyeceklerini düşünmediniz inşallah.) Birlikteliklerini, sağlıklı ve dinimizce haram olmayan içeceklerle pekiştirmek istiyorlardı. Birkaç dakika sonra geldi istedikleri. Nalân’ın eli, masada duran süt bardağına gitti. Murat atıldı hemen. Nalân’ın narin parmaklarına dokunmak için o da uzandı aynı bardağa. Hiçbir kötü niyeti yoktu. Nalân`ın zarif, kadife gibi ellerinin üşüyüp üşümediğini kontrol etmek istiyordu yalnızca. İşte tam bu sırada nasıl olduysa, neredeyse kaynar denilebilecek sıcaklıktaki sütle dolu bardak devrildi. Sıcak süt, ikisinin de ellerine döküldü.

Canı yanan Nalân, yüzünü buruşturarak :
- Böyle kaynar kaynar süt içmenin zararını düşünüyorum da, dedi.

Şaşırdı Murat:
- Ne gibi ?

Murat’ın gözlerinin içine bakarak ( Ama tamamen arkadaşça.) açıkladı:
- Diş çürümesine yol açıyormuş sıcak içecekler.( Sanırım RTÜK’ün bu gerçekten haberi yok.)

Murat acı acı gülümseyerek konuştu:
- Ellerimizin yanması da başka bir yan etki. Aslında, sıcak içecekler konusunda bir düzenleme yapmalı hükümet.
Bu konu üzerinde daha fazla durmadılar. Büyüklerimiz, nasıl olsa bu konuda yeni bir düzenleme getirirlerdi. ( “Yasaklama “ değil sevgili okurlar, masumca bir “ düzenleme.” Adı, sizi ürkütmesin ve kulağınıza su sesi gibi gelsin diye.)

Daha sonra bazı arkadaşlarının, okullarını nasıl kırdıklarını; bazılarının ise, okulun idare odasına girip, düşük notlarını nasıl düzelttiklerini anlattılar kıkırdayarak. Murat, gözlüğe rağmen gözleri iyi görmeyen yaşlı hocasına çaktırmadan sınavda nasıl kopya çektiğinden söz etti keyifle.( İyi ki, sohbetlerde yeni düzenlemeye ve kısıtlamaya gidilmemişti. Yoksa nasıl çıkaracaklardı buluşmalarının tadını ! )

Murat ailesinden ayrı yaşıyordu. Babası, Murat’ın annesinin üstüne iki kadın getirmişti. ( Dinimizce bir sakıncası yoktu ya ! Erkekler, eşlerine âdil davranmak şartıyla tabi. Erkek bir eşine ayakkabı mı aldı, diğerine de alacak. Dün gece bir eşine sarılıp mı yattı; bu akşam da diğer eşine sarılıp yatacak. Kimseye hak geçirmeyecek. Ne kadar demokratik bir(!) bir düzen.) Ama buna rağmen ya da Murat’ın babası eşlerine adil davranmadığı için evde huzur kalmamıştı. Bunun üzerine annesi evini terk etmiş, kaçak üretim yapan bir fabrikada çalışmaya başlamıştı. Hem de sahte kimlikle. Kocası izini süremesin, onu bulamasın diye. ( İyi ki bunları söylemekte ve yazmakta yasak yok. Şu özgürlük ne güzel şey ! )

Murat ile Nalân geçen yıl gittikleri sohbet evinde tanışmışlardı...( Ne bir barda, ne kafede, ne spor salonunda. Hayırlı bir birliktelikti bu.) Eve gidiş geliş güzergâhları da birdi. Mahalle camiinin hemen yanındaki dini kitaplar satan Zekeriya Bey’in dükkânında karşılaşırlardı sık sık. İşte böyle arkadaş oldular.( Ne yani ! Diskoteğin, güzellik ve jimnastik salonunun müdavimlerinden olup, bu öyküyü okuyanlara kötü örnek mi olacaklardı !)

Nalân’ın babası ise, bir bankada çalışırken zimmetine para geçirmekten tutuklanmıştı. ( Öyküde, bunu yazma konusunda bir yasak düşünmüyor RTÜK. Siz okurlar , yazmakta bir sakınca olmadığına göre, zimmete para geçirmenin de mi sakıncası yok diye sorabilirsiniz. Bilemem. Siz bu soruyu RTÜK’ e sorun. ….Nalân’ın babasına “ kader kurbanı” gözüyle bakabilirsiniz. Alnına öyle yazılmış, kader ağlarını böyle örmüş. Adam ne yapsın? ) Kısacası Nalân ve Murat, kaderin kötü oyun oynadığı iki ailenin zavallı evlâtlarıydılar.

Saatine baktı Nalân. Telâşla:
- Gitmem gerek. Bugün kırdığım derslerin notlarını Aysel’den almaya gideceğim. Şu Aysel de aynı İnek Şaban. Bir dersi bile kaçırdığı ne duyuldu, ne görüldü. Tam, katıksız inek! Şimdi destan gibi not tutmuştur derste. Neyse ki, kendisinin inekliği benim işime yarıyor. Okulu kırdığım günler, o ineği sağıyorum. Muratçığım, sana da bir inek bulalım. Okuldan kaytardığın günler, sağarsın. Bunun adı “ paylaşma ” aslında. Sahip olduklarımızı, olmayanlarla paylaşmak. Sosyal yardımlaşma diyebiliriz buna.
Alaylı alaylı gülüştüler.

- Benim de gitmem gerek , diye yanıtladı Murat.
Ertesi gün , o çevrede meşhur olan “ Çapıt Bağla, Dileğin Olsun Ağacı” nın altında buluşmak üzere vedalaştılar.

Kâmuran ESEN

.Eleştiriler & Yorumlar

:: çok güzel olmuş
Gönderen: yağmur yılmaz / , Türkiye
28 Mayıs 2008
gerçekten öykülerinizi beğenerek okuyorum bir konuda yardıma ihtiyacım var münazara sizce avcımı daha çok av yapar tilkimi daha çok yol alır biz tilkiyi savunuyoruz yardım ederseniz sevinirim..

:: çok süper
Gönderen: yağmur yılmaz / İstanbul/Türkiye
15 Şubat 2008
bütün eserleriniz gerçekten çok güzel :):):)




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın İronik kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bir Memleketin Dönüşüm Hikâyesi
Başbakancılık Oynayalım mı?
İnşallah, Maşallah, Evelallah!

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Farzederek Yaşayamazsın
Kiralık Evin Şartları...........
Yanmayan Bir Ampulden Nasıl Mutlu Olunur
Bir Doğum Günü Öyküsü
Sen Bir Garip Çingenesin / Nene Gerek Gümüş Zurna !
Bir Boyama Kursu Öyküsü
Ağır Misafir
Çocukluğumdaki Çerçiciler Ve Düğünler
Kadın Hastalığı
Yağmur , Güneş , Rüzgâr ve Babam

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Dönüşü Olmayan Gidiş [Şiir]
Seni Özlemenin Kitabını Yazabilirim [Şiir]
Bensiz Yaşamaya Alışacaksın [Şiir]
İşte Gidiyorsun [Şiir]
Gelseydin Eğer [Şiir]
Ne Zaman Seni Düşünsem [Şiir]
O Beklenen Hiç Gelmeyecek [Şiir]
Çek Beni İçine Bir Nefeste [Şiir]
Sığınacağım Başka Yürek Yok [Şiir]
Uykularında Sev Beni [Şiir]


Kâmuran Esen kimdir?

Okumak ve yazmak bir tutkudur benim için. Yazdıklarımı okuyucularla paylaşmak amacıyla buraya gönderiyorum. Yıllardır, yerel bir gazeteye haftalık köşe yazıyorum. Mudurnu Belediyesinde gönüllü kültür müdürü olarak çalışıyorum. Yayımlanmış Kitaplarım: -Şiirlerle Öyküler - şiir / Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yazarlar Dizisi ( 1988). . . . . . . . -Sevgi Yumağı - şiir ( 1997 ). . . . . . . . . -K. Esen'in Kaleminden Mudurnu - derleme / Mudurnu Kaymakamlığı Kültür Hizmetleri Dizisi ( 2002 ). . . . . . . . . . . -Oynatmayalım Uğurcuğum- deneme , anı / --Senfoni Yayınları ( Haziran / 2004 ) -Mudurnulu Fatma Nine'nin Günlüğü - Baskıya hazırlanıyor

Etkilendiği Yazarlar:
Okuduğum her yazardan veya yazıdan etkilenirim. Bende bir etki bırakmayacak, herhangi bir şey öğretmeyecek bir yazı düşünemiyorum.


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Kâmuran Esen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.