Masumca oturmuş elindeki ayanaya bakıyordu. Aynadaki kişinin kim oluduğunu anlaması için baya zaman geçmişti. Bir an duraladı evet benim bu benim hatırladığım yüzüm işte baksa göz çukurlarına ben değilde kimim peki?. Gerçektende aynayla arasında pek fazla birşey yoktu. Baktığı kişinin kendi olduğundan da emindi. o zaman niye tereddütlüydü peki? Evin balkonundan kafasını uzatarak sokağa doğru bakmaya başladı. Yoldan geçen biri. Hayırlı sabahlar rüstem abi nasılsın bugün diye bağırdı. Adam tekrar tereddüte düşmüştü. Adama hiç çaktırmadan başıyla onayladı, ne rüstemi o kim benim adım naci değilmiydi. neler oluyor burda. Hem o adamda kimdi beni nerden tanıyordu. Bu eve ilk defa geliyordum. Herşey kafamın içinde ugultuyla doluyordu. yoksa herşey oyunduda banamı söylemiyorlardı. Yok hayır bu bir rüyaydı biraz sonra uyanacaktım ve herşey bitecekti. Saçmalık sadece saçmalıktı. Bu evde kimler yaşıyordu. bak yine çok soru sormaya başladım. Küçükken annemde hep söylerdi. Bu kadar çok soru sorma neden yapıyorsun neden Yoksa bana kasıtınmı var? En iyisi yazılı birşeylere bakmaktı. Yavaşça cebinden nüfüs cüzdanını çıkardı. Elleri titreyerek, resmi saklar şekilde isimleri gözden geçirdi. Ve büyük bir ses anında resme baktı Rüstem bu sabah ilaçlarını aldınmı?