• İzEdebiyat > Öykü > Gülmece (Mizah) |
501
|
|
|
|
Üniversite yıllarından yaşanmışlıklar diyelim... |
|
502
|
|
|
|
Asıl çocuk olan sensin. Akıl almaz boyutlara varan kozmetik harcamalarına getirilebilecek başka açıklama da yok zaten. |
|
503
|
|
|
|
uyandığımı anlayabilmem fazla uzun sürmedi, kafamı kaldırıp etrafıma baktığım zaman evet rüyada değilim de |
|
504
|
|
|
|
Dediği gibi usulen ev de gitti. |
|
505
|
|
|
|
"Bele soru cayiz midir ula!" |
|
506
|
|
|
|
Ayağa kalkıyorum sakince, ‘ilişkimize bakış açılarımız biraz farklılaşmış bana göre. En iyisi bir süre ayrı kalıp, düşünelim.’ Diyorum büyük bir kararlılıkla. Aferin bana, da ne düşüneceksek? ‘Eşyalarımı toplayayım .’diye de ekliyorum hemen. Kaçamak bir bakış, acaba ne yapacak? Salak Selin, ne bekliyordun ki, adamın fikri, zikri belli. Bu lafımdan sonra ayaklarıma kapanıp ‘gitme ne olur, al, özgürlüğüm senin varlığına feda olsun’ mu diyecek? Demedi tabi. Bana bakmadığı için gözlerini de göremedim zaten. Ayağa da kalmış olduğumdan geri dönüp oturamıyorum. Böyle de durulmaz, laf ağızdan çıktı artık, eşyalarımı toplamalıyım. Allahım ne yaptım ben? |
|
507
|
|
|
|
Çevrede herkes onun için "sopayı dikse yeşillendirir" diyordu. |
|
508
|
|
|
|
İnsan kendinde olmayan bir şeye sahip olacağını düşündükçe onun kıymetini nasıl bileceği ile ilgili hayaller kurmaktan kendini alamıyor |
|
509
|
|
|
|
Aynı bina, iki farklı tarih...
|
|
510
|
|
|
|
Son zamanlarda yaşadıklarımızdan aklı tavana vurmayan, fıttırmayan mı var? Amerikan başkanı nezle oluyor, biz zatürre oluyoruz... Hayır aramızda ki mesafede hayli uzak, biz niye zatürre oluyoruz onu da anlamış değilim... |
|
511
|
|
|
|
Çukurova’nın uçsuz bucaksız verimli toprakları üzerinde, tepsi gibi dümdüz alanda kurulu köyünde yaşıyordu Şemsettin. Zaman zaman tuhaf ve şaşkın hareket ve söylemleriyle dikkat çekiyordu. Hatta köyde bu yüzden lakabı Şaşkın Şemsettin’e çıkmıştı. Yaptığı her işinde bir tuhaflık bulunmaktaydı.
|
|
512
|
|
|
|
Değişik işlerde kullanmalıyım bu en son kredi kartını diye de düşünmüyor değildi. Kitap okumayı seviyordu Şevket Bey. Bir gün o iptal edilmiş ve borcunu taksit taksit ödemeye çalıştığı kredi kartını kitap ayracı olarak kullandı. Ne güzel, iptal edilse bile, bir kredi kartı kullanımdan kalktığı halde işe yaramıştı. Başka bir gün, evden çıkarken, aklı başından gitmiş, kapıyı çekivermişti, anahtar içeride. Hemen kafasında şimşekler çaktı. Daha önce bir arkadaşı kapı da kalınca kredi kartı ile kapının dilini attırarak açı vermişti kapıyı, o da öyle yaptı, biraz uğraşsa da kapıyı açı vermişti işte... |
|
513
|
|
|
|
Mahallemizde, bu konuda en hassas insan komşunun oğlu Hasan’dı. Kapının dışında hep beni mi beklerdi bilmem, sokağa adımımı atar atmaz görür, “Mehraba!” der siteme başlardı:
- Göz hakkı diye bir şey vardır, sana öğretmediler mi?
|
|
514
|
|
|
|
Hasan amca derin bir “Ohh!” çektikten sonra, “Yakıleyin şu hırkızı!” dedi. Kaçan göçen de yoktu gerçi.
|
|
515
|
|
|
|
-Amorti var mı amorti? Yoksa, gerisine bakmana bile gerek yok, at çöpe gitsin! |
|
516
|
|
|
|
Bel kalın da Allah'a şükür kafa kalın değil. Gittim hemen aldım bir çift pantolon askısı. Takılırdı, takılmazdı diye uğraşır iken hanımdan ve çocuklardan da yardım alarak askıları taktım bir güzel. Oh be, ta çocukluktan beri hayalimdi bu pantolon askıları. Ortaokul sıralarında Gafur diye kilolu bir arkadaşım hep takardı da ben de ona imrenirdim hep. Aha işte şimdi benim de oldu askılı bir pantolonum. Ya da başka bir deyiş ile pantolonumda askı. İkisi de aynı kapıya mı çıkıyor diyorsunuz? Biliyorum canım ben de o kadarını... |
|
517
|
|
|
|
Her ne kadar, “Uzatmayalım, kısa keselim, vaktim de yok.” gibi ara nağmeler yapsa da çayını bitirmek bir yana hiç içmiyor, gitmek gerçek gündeminde yok ve susmaya da hiç mi hiç niyeti yok. |
|
518
|
|
|
|
Hep düdüklendik ama haberimiz yok. Düdükleyenler belliydi ama anlayan yok. BBG, size anne diyebilir miyim, gelinim olur musun gibi abuk subuk programlar. Bizde sorduk bakalım başbakanımız ve eski başbakanımız bu işe neler diyor... |
|
519
|
|
|
|
Yalamak bizim patronun yaptığı en iyi iş . Bir dil var adamda emsali görülmemiş. Rengi de kahverengi …
O kadar çok kıç yalıyor ki artık dili kuyruksokumunun rengini almış .
|
|
520
|
|
|
|
Marslının hatıraları ilk bölümüyle karşınızda. Deli Baran, Alim hocayı çileden çıkarıyor. Buyrun... |
|