• İzEdebiyat > Öykü > Gülmece (Mizah) |
261
|
|
|
|
Anladım ki, bu memlekette çalışmayana, üretmeyene her yerde ekmek var. |
|
262
|
|
|
|
Cumhurbaşbakan. Böyle büyüüük bi adam işte, cumhurbaşkanından bile büyük. Ben büyüyünce ondan olcam. |
|
263
|
|
|
|
Neymiş efendim çocuklar mıçıyormuş da biz de temizliyormuşuz. Mıçmasın efendim bu çocuklarda. Amma çok oluyorlar... Bir sofra bezi ya da yer bezi olsaydım diye çok düşünmüşüzdür ben ve arkadaşlarım ultra olan mirimalar... O zaman öyle bir sefer kullanıp da bizi çöp sepetine atamazlardı değil mi? |
|
264
|
|
|
|
Sinsice gülerek ”Nasılmış? Ne demişler damat efendi,” Dinsizin hakkından imansız gelirmiş.” |
|
265
|
|
|
|
De get kadın başımı belaya sokman benim..... |
|
266
|
|
|
|
Şoförün arka sırsaında, cam kenarında oturan yaşlı bir yolcu şoförün isyan dolu cümlelerinden az da olsa korkuya kapıldı..Gözlüğü, takma dişleri titremişti.."Ah be evladım biraz sakin olsana gençlik işte sabırsızlar, hey gidi gençlik hey" |
|
267
|
|
|
|
Nasıl yapsak nasıl etsek? Sessiz sessiz düşünüyorum, içimden, dışa vurmadan. Hanım ile çocukları ileride ki mağazalara bakmaya göndersem de sonrasında hemen sıraya girsem ve tepeye çıkıp da kendimi aşağıya salsam... Ondan sonrada ben aşağıya doğru sallanırken canlı canlı hanımda beni boşasa, bir sürü lafı da boca etse bana... |
|
268
|
|
|
|
Aramızda bu işi bilenler var. Onlar mı bilmesin, Bursa’nın asli vatandaşları arkadaşlarım. Bir zaman takmışlar işte ayaklarına, şakır şakır kayıyorlar. Biz de mal gibi onlara bakıyoruz. Biz derken benim gibi bir iki kardeşim daha var bilmeyen... Nasıl yapsak da biz de kaysak? Dışarıdan bakınca basit gibi de görünüyor. Ne var ki iki dakika da öğrenirim ben bunu yahu! Diye geçirsem de içimden, aslında kazın ayağı hiç öyle değilmiş... |
|
269
|
|
|
|
Taktım ben bu yol bilgisayarına, hem de bayağı taktım. Girdik hanım ile bir araba bayisinin kapısından. Selam ve aleykümselam faslını yıldırım hızı ile geçtik, orada takılıp kalmadık. Sonrası malum ne alırsınız ne içersiniz faslı.. Onu da birer çay alarak, hızlı bir şekilde geride bıraktıktan sonra gelelim sadede. Sadet, yani bu bildiğiniz Saadet değil. Konuya girip, arabamızı alabilirsek alıp o zaman saadete ereceğiz. Allah var satış elemanları da bayan/erkek çok kibar ve de alımlı çocuklar. Sanırım özellikle fiziği düzgün olanları seçiyorlar. E tabi haksız da değiller hani. Sattıkları materyaller öyle beş on liralık bir şey değil ki... Yüz binlerden bahsediliyor almak istenince... |
|
270
|
|
|
|
Yataktan kalmak için yaptığım sayısız hamlelerin ardından yaklaşık, on beş dakika sonra ancak yatakta oturur duruma gelmeyi başardım. Aman allahım bu ne yorgunluk? Nasıl bir dert? Anlatmanın imkanı yok.... |
|
271
|
|
|
|
Benim böyle enteresan, hatta ondanda öte, arkadaşlarım var... Sabah sabah verdiği selam bu adamın, Selamım Manitu... Çok teksas tommiks okuyan arkadaşlar bilirler, bu manitu kelimesi oralarda çok geçer... Şimdi ben ne diyeyim bu adama ''Aleyküm manitu.'' desem öyle bir cümle yok. Hay dilini bal arısı, hatta eşek arısı soksun, ibibikler yesin seni, o nasıl bir hitap öyle? |
|
272
|
|
|
|
Psikolojisi bozulan insan ne yapar? Ya bir psikolog ya da psikiyatra gider. Ben de öyle yaptım. Bir arkadaşımın tanıdığı iyi bir ruh doktoru hem de doçentmiş. Randevu alıp atladım gittim. Güzel bir muayenehanesi var. İçeri girip randevum olduğunu belirttim. Bir müddet sonra içeride ki hasta çıkınca Ekrem Hoca beni içeriye aldı... |
|
273
|
|
|
|
En son şanssızlığı geçenlerde koltukta yaşadım. Meğer onda da şansım yokmuş. Çok gezip tozmadığım için bilmiyordum. |
|
274
|
|
|
|
- Yenile kısa boylu, tipsiz bir herif geldi mi ?
Herkes başını bana çevirince, o övgünün bana yapıldığı anlaşılıyordu. Adamın gizli kamerası mı var ne ? |
|
275
|
|
|
|
İzEdebiyat'daki ilk mizah yazım. Türlü sitelerde yayınlanmış başka mizah denemelerim de var. Çok da edebi formatta olmayan bu yazım bakalım yakışacak mı İzEdebiyat'a. Biraz utana sıkıla yayınlıyorum. Umarım yüzümü kara çıkarmaz. |
|
276
|
|
|
|
insan yeter ki bir işi yapma fikrini kafasına koysun.... |
|
277
|
|
|
|
Şimdi sevgili okurlar (sahi sizler “lar” kadar varmısınız?) RTÜK kelimesinin açılımını unutun, çünkü kelime olarak ne anlama geldiğinin pek bir önemi yok!... Hatta sizinle daha iyi anlaşabilmemiz için bu yazının sonuna hafızanızdan siliniz....
Sildinizmi?
Güzel o zaman, kafadan kazık bir soru ile başlayayım..
Hayatımızda kaç adet RTÜK vardır? |
|
278
|
|
|
|
Kız, mahcup bir edayla, “şey yani varsa biraz tuz isteyecektim” dedi. Servet istem dışı üzerini yokladı ve yine istem dışı bir hareketle şortunun cebindeki tuzluğu fark etti ve yine istem dışı ani bir hareketle cebinden tuzluğu çıkarıp kıza uzattı. Kız da bu ani hareket karşısında nutku tutulmuş bir vaziyette tuzluğu aldı. |
|
279
|
|
|
|
Tamam bu gömleği siz istediğiniz diye giydim fakat gömleğin kollarını neden arkadan bağladınız onu anlamadım??? Heyy bir dakika durun bakalım, bana yapmaya çalıştığınız iğnenin kullanma tarihini görmek istiyorum... Sizin de diplomalarınızı görmek istiyoru |
|
280
|
|
|
|
Uzun, dantelli ve kulotsuz olması, bacagı kavrayan silikonları ile jartiyere ihtiyaç duymaması hemen beni tavlamıştı. Aşık olmuştum o ince çoraplara . |
|