Bilge kişi her şeye şaşan kişidir. -Andre Gide |
|
||||||||||
|
Ne için geldiniz, ne oldu. Mevzu nerden nerelere geldi. Hani biz bu mezarlıkta yatanların hikayelerini dinleyecektik. Hani insan ne yaparsa ya da neye maruz kalırsa soluğu burada alır, başına ne gelir ne gelmiştir bunları dinleyecektiniz? Hiç mi bir şey bu hayatta ya da ölümde ya da ölümden sonra, ilan edildiği gibi, planlandığı gibi gitmez? Birileri için gidiyor olabilir. Sizler bizler için değil. Kimsesizler mezarlığının metruğu için hiç değil. Tabi ta ki bugüne kadar. Şimdilik işler yolunda, planı tıkırında gidiyor. Bir detay hariç. Hani var ya şu yeni moda olup türeyen laf ‘’ sen harika bir detaysın ‘’ diye. Buradaki hallolmayan detay öyle pek ‘’harika’’ falan değil farkındasınız. Küçük kız… Nefret bir insan olsaydı, vahşet mesela ya da kana susamışlık, vahşi bir çılgınlık da diyebilirsiniz, işte tüm bunlar toplanıp bir insan olsalardı eğer… O insanın hayaleti işte bu kız olurdu zaten. Şimdi gökyüzünde olan biteni izliyordu küçük kız. Oyun arkadaşlarının gidişini izledi önce, sonra da kendisine cici anne almayı düşündüğü sonradan sıkılıp vaz geçtiği kadının Vlad tarafından tüketilişini izledi. Keyifle… Yeni bir oyun öğrenmişti. ‘’ Ne harika, ne harika ‘’ diye ellerini çırpıyordu olan biteni izlerken. Sonra kendinden bahsedildiğini duydu, iyice kulak kabarttı… ‘’ Daha bitmedi Vlad, daha elebaşları var’’ dedi metruk. Artık ayağa kalkmıştı, kendisini daha saygın bir şekilde göstermek adına kravatını düzeltti. Yeni bir sigara yaktı. ‘’ Onu da hallet, sonra da gidelim, bu iş bitsin ‘’ dedi. Vlad bıyığı ile oynuyordu. ‘’ Küçük bir kız diyorsun, tüm bu sirk ucubesi hayaletleri salan ‘’ Birbirlerine karşılıklı olarak konuşuyorlardı. Aralarında birkaç metre kadar mesafe vardı. Metruk Vlad’ ın son dediğini onaylarcasına başını sallarken içtiği sigaranın dumanını üfledi. Duman birden karanlıkta oldukça görünür hale geldi. Bir ışık… Sanki gökyüzünden ikisinin arasına fener tutuluyormuş gibi ya da yerden gökyüzüne ışıktan bir direk dikilmiş gibi görünüyordu ve sonrasında da o ışıkla birlikte küçük kız itfaiyeci direğinde kayanlar gibi döne döne aralarına indi. İner inmez de eliyle burnunu kapatıp sigara dumanına tepki gösterdi. Yüzü pek nadir zamanlarda görüldüğü gibi sevimli görünüyordu. Duman yüzünden o yüzü ekşitti ve Hayalet’ e eliyle böyle pıt diye vurdu. ‘’ İğrenç kokuyor‘’ dedi. Vlad kızın yüz hizasına inmek için bir dizinin üstüne çöküp kızı kendine çevirdi. Küçük kız ‘’ Selam ‘’ dedi incecik sesiyle. Metruk küçük kız görmeyecek şekilde Vlad’ a kaş göz işaretleri yapıp duruyordu. ‘’ bu işte lan, bu işte bu bu ‘’ demek istiyordu ama diyemiyordu. Mevzuyu anlayan Vlad kızın gözlerinin içine baktı. Kız da Vlad’ ın… Zaman durmuş gibiydi bir an için. Sonra da aniden 32x hızla akar gibi oldu. Vlad kızın boynuna atıldı. Keskin dişlerini kıza saplamak ve onu o yapan her şeyin özünü almak için. Elektrikle çarpılmış gibi savruldu ruhu, ama kızın da canı yanmış gibiydi. Güçlü iradesi Vlad’ a boyun eğmedi. Vlad’ ın gücü de küçük kıza sökmedi ve savrulduğu yerden öfke ile geri kalktı. Küçük kız da o sevimliliğini yitirmiş, yine o berbat ve korkutucu görünümüne bürünmüştü. ‘’ Bu ne lan böyle, ben böyle bir şey görmedim ‘’ diye ağzından tükürükler saçarak bağırdı Vlad. Küçük kız da bu oyundan eğlenmemişti. Canı sıkıldığında ortalığı çok fena karıştırabilen bir kötü ruh için şu anda içinde bulunduğu can sıkıntısı leveli oldukça yüksekti. Oldukça… Vlad’ ın yanında belirdi birden bire. Birbirlerine bakmaya başladılar. Kızın gözleri de Vlad’ ın ki gibi alevler saçmaya başladı. Bir irade savaşı başladı. Kendilerini geniş bir düzlükte birbirlerini süzerlerken buldular. Vlad’ ın arkasında karanlık suretlerden oluşan bir ordu vardı. Küçük kızın ardında da gündelik sıradan kıyafetlerin içinde sıra dışı, çarpık suratlı, ağzının suyunu tutamayan tuhaf yaratığımsı insanlardan oluşan bir ordu vardı. İkisi de birbirini gösterdi işaret parmakları ile ve ordular birbirine girdi. Kimin kimi öldürdüğü, fışkıran kanların havada uçuşan organların kimlerden koptuğu belli değildi. Vlad ve küçük kız ordusunu izleyen komutanlar gibi birbirlerine girmiyor, beraberinde getirdikleri güçlerin mücadelesini takip ediyorlardı sadece. Dış dünyada bir saniye kadar süren kapışma onların irade savaşını verdiği alemde günlerce sürecek olabilirdi. Hayalet ise zevkle sigarasını içip daireler üflüyordu bunları izlerken…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Erdem İlker, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |