"Hayranlığı o dereceye vardı ki; yere düştü ve kendinden geçti." -Fuzuli (Leyla ile Mecnun) |
|
||||||||||
|
Çoğu zaman ilkbaharda sonbaharı sonbaharda ilkbaharı yaşatıyor bizlere..Yazda,kışın soğuk sinsi hüznü,kimi zaman da kışta yazın yakıcı sıcağı vuruyor kalplerimizi...Ama insanoğlunun en önemli yanı da herşeyi zamanla unutması oluyor..Unutuyoruz...Yeniler geliyor eskiler daha da derine kayıyor..Sürekli birşeyler öğreniyoruz ve derimiz her geçen gün biraz daha kalınlaşıyor.. Atık dikenler batmaz oluyor,can yakmaz oluyor,kan akıtamaz oluyor.. Yavaş yavaş en az zararla kayıpla çıkabilmeyi öğreniyoruz ruhsal depremlerimizden.. Yavaş yavaş gözyaşlarımızın kıymetini anlıyoruz ve ne kadar boşu boşuna akıttığımızı...Üzülerek ziyan ettiğimiz her saniyenin meğer dünyanın en büyük kaybı olduğunuzu öğreniyoruz... Ben kendi hesabıma artık kaybetmediğime inanıyorum..Artık beni üzenler beni kıranlar çekip gidenler evet siz, sadece siz kaybediyorsunuz...Ben buradayım mutluyum dim dik ayaktayım ama siz, bir baksanız kendinize ve ne kadar silikleştiğinizi görseniz bakmaktan kaçtığınız aynaların önüne düştüğünüzde...Söylediğiniz yalanlar kandırdığınız bu küçücük yürek hiç mi geçmiyor karşınıza geceleri...Güneş artık daha çok yakmıyor mu yalanlarla incelmiş derilerinizin altındaki yüreğinizi...Biliyorum,hissediyorum ve inanıyorum artık ben kaybetmiyorum sadece siz kaybediyorsunuz... Oysa neler geçip gitti ellerinizden..Ne güzel diyarların kapılarını ateşe tuttunuz da bir daha size açılmadı...Yazık...Öle güzel geceler gündüzler kaybettiniz ki belki de bir ömür doya doya mutlu olabilecekken bir ömür kötü olark anılmayı seçtiniz.. Boğaza bakan bir pencereden akşamı getirirken düşünüyorum sizleri..Hepiniz aslında aynıydınız..Tek farkınız size verdiğim değerin miktarlarıydı.. Kiminizi yüreğime eş yapmak istemiştim,kiminizi yoluma yoldaş,kiminizi dost bilmiştim zor anımda...Ama hepiniz aynısınız,hepiniz artık hiçbişeysiniz... Ben kaybetmiyorum sizler kaybediyorsunuz.. Büyük senfonilerde arada farkına varılmadan kaçıp giden notalar gibi, yanlış çalınan birer sessiz nota gibi uçup gidiyorsunuz,kendi içinde o senfoniyi yaralamanıza rağmen o, siz uçup giderken de gümbür gümbür çalmaya alkış almaya devam ediyor,çünkü binlerce doğru çalınan notanın ve o güzelliğin içinde siz kaybolup ve hatta kaybedip gidiyorsunuz... Kaybetmiyorum ,kaybediyorsunuz....Yaşayan benim,sizler ölüyorsunuz... Saygılarımla Sihem TACHOULİ 26 Mayıs 2005 Perşembe...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Sihem Tachouli, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |