*Hedef seni seçmez; sen hedefi seçersin.
*Sen kötüyü değil, kötülüğü öldür. “Ama kötü yaşıyor!” diye bana itiraz etme! Kötü de kötülük gittikten sonra değişmek veya yok olmak zorunda kalacaktır.
*Arzuların gerçekleşmemesi ciddi sorunlar yaratabilir; gerçekleşmesi ise çok daha ciddi sorunlara neden olabilir.
*Zihindeki kötü düşünceleri, elimizdeki çöp poşeti gibi atmak isteriz; ama bu iş o kadar kolay değildir. Onların çöp olduğunu, uzun süre kalırsa kokuşacağını ve dolayısıyla sağlığımıza zarar vereceğini biliriz bilmesine de, onlardan kurtulmayı bir türlü beceremeyiz.
*Paramı çalanı affedebilirim; zamanımı çalanı ise affetmem çok zordur. Belki de imkansız…
*Günahkârlar, kendi günahlarını yükleyecek günah keçileri ararlar ve kolaylıkla bulurlar. Sonra da arındıklarını, temizlendiklerini zannedip derin bir iç huzuruna kavuşurlar. Ta ki yeni bir günah işleyene kadar…
*Eskisi gibi olmak için ne kadar çabaladıysam da olamadım. Şimdi ise işi oluruna bıraktım, daha doğrusu güdülerimin emrindeyim!
*Acı çekmekten korkan, daha çok acı çeker.
*Aç bir fırın ekmeği yiyebileceğini sanır; tok bir daha hiç acıkmayacağını.
*Güçlü adaletli değilse, adalet de güçlü değildir.
*Seninle beraber ağlayanların, seninle beraber gülmeye de hakları vardır.
*Aklın işlemediği her bilgiye, şüphe ile bakarım.
*Aptallar da dahil, herkes kendi aklına çok güvenir.
*Her şey anladığımız kadarmış: İnsanlar, hayvanlar, doğa ve hatta evren… O nedenle bir zamanlar bazı insanların dünyayı neden yuvarlak değil de düz olarak kabul ettiklerini şimdi daha iyi anlıyorum.
*Kusurun var diye seni terk eden, gerçekte hiçbir zaman senin yanında değilmiş…
*Asaletin sadece varlığını değil, önemini de kabul ediyorum. Asaleti tamamıyla doğuştan gelen bir özellik olarak kabul eden anlayışı da, doğuştan gelen tarafını tamamen yadsıyan anlayışı da reddediyorum.
*Başkalarının değil; önce benim kendimi tanımam, anlamam, bilmem gerekiyor.
*Sildiklerini arada sırada da olsa hatırlıyorsan, demek ki silmemişsin.
*Ne bana uyması için başkasını, ne de başkasına uymak için kendimi zorlarım.
*Yüreğinle göremiyorsan, gözünden yardım bekleme.
*Kötü olmaman yetmez; kötülüklerle de mücadele etmelisin.
*Yüksek mevkilere çıkmak zordur, inmek ondan da zordur.
*Bir toplumda mizaha çok ihtiyaç duyuluyorsa bilin ki orada yolunda gitmeyen bir şeyler vardır.
*Nankörlerden öğrenilen ders, oldukça pahalıdır.
*Kirli para, temiz adamın cebine sığmaz.
*Düşmanın dostluğu, kendini senden güçlü görünceye kadardır.
*Büyük adam büyüklüğünün farkında değildir, küçük adam da küçüklüğünün…
*Sonsuzluğa gideceksin diye hiç üzülme; geldiğin yer de orasıydı. İnsan evine dönüyor diye dertlenir mi?
*Senin sana verdiğin değeri başkaları sana vermiyorsa onlara kızma. Kendi değerini bir kez daha gözden geçir; hatta gerekirse biraz da indirim yap!
*Bir insan hakkında karar verirken başkalarının konuşmalarından hareket etmeyin. O kişinin davranışlarına bakarak değerlendirmenizi yapın.
*Yaşamayı seven insanları kınamayınız, hatta bu insana yakışır bir yaşama sevgisiyse onları takdir ediniz.
*Bir insanın kişiliğinin röntgenini çekmek istiyorsanız, onu büyük bir mevkie getiriniz.
*Alçak gönüllü insanları alçaltmaya çalışan, o kadar çok alçak var ki…
*Her malın üzerindeki fiyat, o malın gerçek değeri değildir. Tıpkı pahalı elbiseler içindeki ucuz insanlar gibi…
*Zengin olmanın yollarını açıklayanlara bakıyorum ve kahkahalar atıyorum. Çünkü bunların çoğu fakir!
*Başkalarının seni görmek istediği gibi olmaya çalışırsan zorlanırsın, mutsuz olursun. İyisi mi sen başkalarına olduğun gibi görün. Ötesi, başkalarının bileceği bir iş…
*Evrende en çok var olan madde hangisidir? Ateştir. Çünkü evrende yüz milyar galaksi olduğu ve her galakside de yüz milyar tane yıldız bulunduğu tahmin ediliyor. Yani evrende yüz milyar çarpı yüz milyar tane etrafa ateş saçan yıldız(güneş) var. Neden bu kadar çok? Çünkü ateş ışıktır, sıcaklıktır, enerjidir, hayattır…
(Yakında kitap olarak bastırmayı düşündüğüm Oruç Baba'dan Aforizmalar-2 ön çalışmasından alınmıştır.)