• İzEdebiyat > Öykü > Toplumcu |
181
|
|
|
|
küçük bir gecekondu semtinde kadere boyun eğmiş yüreklerin yaşanmış,şu anda yaşanan ve belki de yaşanacak öyküsü |
|
182
|
|
|
|
Ütopya, yabancılaşma, gerçeği kaybet(tir)me, felsefe ve bunların ötesinde işçiler; evet işçiler... |
|
183
|
|
|
|
İşte, çarklar dönmeye devam ediyor.
Metal ve beton cehenneminde filizler kırılıyor. |
|
184
|
|
|
|
Arkalarından kapıyı kapattım ve bundan sonra yaşayacağım mekandaki ilk geceyi nasıl geçireceğimi düşünmeye başladım. Gece, sessizliğin ve karanlığın içinde çok daha fazla ürkütücüydü. Gün boyu çalışmayla zaman geçmişti. Yalnızlığın ne kadar korkunç ve dayanılmaz olduğunu, o gece daha iyi anlamıştım. Sessizliğin içinde, yorgun olmama rağmen çıtırtıları dinliyor, herhangi bir seste huzursuzca kalkıyordum yerimden. Bu şekilde sabah olmayacağını anladığımda, yatağıma uzandım. En iyisi uyumaya çalışmaktı. Acaba yanlış mı yapıyordum. Benden öncekilerin yaptığı gibi gitmeli miydim arkama bile bakmadan. Üstelik aklımın almadığı, her tekkeyi bekleyen biri mutlaka olurdu. En azından bir hastabakıcısı da mı yoktu bu hastanenin? Cevapsız sorularla boğuşurken uyumuş olmalıydım. |
|
185
|
|
|
|
Dünya, insanlar, iklim değişiyordu. Son zamanlarda etrafındaki değişimleri takip etmekte güçlük çekiyordu. Sokağa çıktığında aşina olduğu yüzlerle karşılaşamaz olmuştu. Farklı dilde konuşan insanların varlığı ve çokluğu onu şehrine yabancı hissettiriyordu. Rahat bir şekilde dolaşıyorlar, hatta yol vermeyip, ezecek gibi üzerine doğru geliyorlardı. Sinirleniyordu bu tür davranışlara. |
|
186
|
|
|
|
Sigarayı uzun zamandır içen ve de gerçekten severek içen insanlardan birisiyim. Bugüne kadar hiç bırakmayı düşünmedim. Zaman zaman “Gün, keşke 30-40 saat olsa da, daha fazla içsem” dediğim olmuştur. Ama hiçbir zaman sigaranın iyi bir şey olduğ |
|
187
|
|
|
|
Felluce’de ABD ve israil askerlerinin katliamı devam ediyordu.Halkın kentten kaçmasına bile izin verilmiyordu.
Büyük bir sessizliğin yaşandığı Felluce’ye girerken, ABD askerlerinden er Henry endişe içindeydi. Daha kısa zaman önce öldürecekle |
|
188
|
|
|
|
Öyle bir durumdayım ki özgürlüğü hissediyorum artık. Her yerimi ateş basıyor. İçimdeki enerji dışarı çıkmak istiyor. Ruhumu salıyorum artık özgürlüğe. Ve içim sonsuz bir mutlulukla dolup taşıyor.
|
|
189
|
|
|
|
Umut… İnsanın çocuğuna takabileceği en güzel isimlerden olmalı… Ne büyük beklentidir… |
|
190
|
|
|
|
Zorlamayla oluşturulan günler gerçek amaca hizmet etmez.
Toplumun ihtiyacından ve sevgisinden yola çıkmayan yapay gündemler ,eğreti elbise gibi sırıtır.Bu öykü bizi sahtekarlığa sevk eden zoraki kutladığımız bu günlerin getirdiği sıkıntıları belirten bir kurgulamadır. |
|
191
|
|
|
|
doğuda bir köyde yaşayan ve hayatında hiç okuyamayan zeynebin yolu teröristlerin yuvası olan dağlarla nasıl kesişiyor? Zeyneb Türk askerini hiç okula gitmediği halde nasıl tanıyor ve Türk askeriyle nasıl bir ilişkisi oluyor? Tüm bu soruların cevabı dağların çilesinde... |
|
192
|
|
|
|
Özel bir gayret olmamakla birlikte bir de bakıyorum ki kadınları yazmışım. |
|
193
|
|
|
|
……Ölmek yeğdir olacaksa senin her şeyim.
……Seviyordu tensiz bir hayali, vücut sanıyordu.... Sulardakini.
Narkissos
|
|
194
|
|
|
|
Bazen öldürür annesini bir çocuk. Yada öldürmek zorunda kalır. Yaşayıncaya kadar annesi... |
|
195
|
|
|
|
Sonra her şeye boş vererek, valizini yerlere sürerek, akıp gitti yoluna... |
|
196
|
|
|
|
Şüphesiz hayvanları sevmek insanın kişiliğini ortaya çıkarır |
|
197
|
|
|
|
Yatağımda kendimle mücadele ediyorum.Saatlerdir adeta kıvranıyorum ve bu durum beni boğuyor.Zaman bir türlü geçmiyor.Günde en az 16 saat uyumam gerek ama bunu bir türlü başaramıyorum.Bu yerde adeta zaman durmuş.Ceza dedikleri bu olsa gerek. |
|
198
|
|
|
|
Kapıyı çaldı. Defalarca kapıyı çaldı. Açan olmadı.
Geceydi. Hava çok sıcaktı. Dal bile kıpırdamıyordu.
|
|
199
|
|
|
|
Askerliğe gitmeye ramak kala yaşananlar.. |
|
200
|
|
|
|
İzmir 1 Nolu Sıkıyönetim Komutanlığından süren davamız nihayet bir karara bağlandı. Hakkımda istenilen 5 yıllık ceza da onaylanmış oldu. Ama avukatlarımız temyize başvurdular. “Sonuçlanması birkaç yıl sürer…” dediler. |
|