Her devrim yokolup gidiyor ve peşinden yalnızca yeni bir bürokrasinin artıklarını bırakıyor. -Kafka |
|
||||||||||
|
-Ayteeeeeeeeeeeen ! Kız Ayten! İn ordan aşağı. Bak rezil olduk elaleme. - Vallahi de inmem .Billahi de inmem. O palabıyık Necati'yle vazgeçin beni evlendirmekten. Hah işte o zaman inerim ecelime sebep olacak bu çatıdan. -Yapma yavrum.Benim kınalı kuzum hadi iniver.Bak daha bulaşıklar duruyor.Çamaşırlar asılacak.Akşam oluyor .Bir kap yemek yok daha evde.Hadi canımın içi. - Yok ana yok.Billahi inmem.Zati hizmetçi deyi tutarsınız beni evde.O yaşlı adama varırsam da farkım olmayacak.Ölürüm daha iyi. Ayten tek katlı gecekondunun çatısına her canı sıkıldığında çıkıp da ana kız arasındaki her zamanki yaygara koptuğunda telaşlanan olmuyor;mahalleli bu olağan duruma aldırış etmiyordu artık. İlk zamanlarda güzeller güzeli Ayten'in canına kıyacak olması bir çok oğlan anasının yüreğini hoplatmıştı ama ziyedesiyle tekrarlanan intihar girişimleri artık kimseyi kandıramaz olmuştu. Hatta Ayten'in yıllar yılı peşinde gezip gönlünü kazanan Selim bile. Selim mahallenin kahvesinde garsonluk yapan,arada işten atılan,arada ustanın kıyamayıp işe geri çağırdığı 25'lerinde esmer,uzun boylu yakışıklı bir delikanlı; Ayten 20'sine yeni girmiş ,kendinden kınalı saçı ,yeşil gözleriyle mahallenin potansiyel gelin adayıydı. Yıkadığı çamaşırların beyazlığı,yaptığı yemeklerin lezzeti,diktiği entarilerin muntazamlığı da az konuşulmuyordu dedikodularda. Hanımı 2 yıl önce ölmüş beş çocuklu ,fabrikadan ustabaşı emeklisi Necati'nin kulağına kadar gitmişti bu dedikodular. Yaşı 50'ye az kalmıştı ama olsun,ne vardı 20 yaşında bir hanımı olsa.Rahat ederdi işte. Emekli aylığı ,evi ,elden düşme bir aranası vardı. Daha ne olsundu.Bu mahallede büyüyen bir genç kız daha ne isterdi ki .Kendi yaşıtlarından hangi damata adayı onun sunduğu teminatı sunabilirdi. Eh dedi bıyıkaltı gülerek kendi kendine. Bir kadına yetecek kadar gücümüz kuvvetimiz de yerinde Allah'a şükür. Böylelikle göndermişti anası gibi hoş tuttuğu komşu Esma teyzeyi Aytengilin kapısına. Hayırlı bir haberle dönerse inşallah yuvası şenlenecek,şu evde kalan yavruların midesi bir kap sıcak yemek görecek,evine kadın eli değecek,yatağına kadın kokusu sinecekti. Babasının avucuna da biraz para sıkıştırdım mı çıkarmaz sesini şu darlık ortamında diyerek keyiflendi kahvehanenin yola bakan masasında. Bir kahve içilir bu keyfin üstüne. Dedi. Çağırdı Selim'i. - Hop! Yakışıklı! Şöyle okkalısından bir gayfe. - Olur abi.Emrin başım üstüne.Diye cevapladı Selim. Nerden bilsindi.Koskoca adam yavuklusuna hayal kurup keyiflenecek ,ardından da bir okkalı gayfe isteyecekti kendinden
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © selcan aktaş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |