Doğu - Batı
(Alp Çetiner) 12 Nisan 2006 |
Deneysel |
| |
Bizim derginin kuruluş yıldönümü şerefine verilen kokteylde rastladığım delikanlıdan söz etmek istiyorum size, sayın okurlarım. |
|
Müjdat Abi ve Bizim Mahalle
(Alp Çetiner) 23 Şubat 2006 |
Kent |
| |
‘80’ler...
Bu satırları neden yazdığımı sormuştum kendi kendime. Belki de işim olmadığı günlerde, kasa başında can sıkıntısından yazmışımdır. Haydi çocuklar gayret, savsaklamak yok, satın birşeyler! Bu hafta ciromuz düşük kaldı, merkezden hesap soracaklar gene... |
|
Renkler
(Alp Çetiner) 23 Şubat 2006 |
Aşk ve Romantizm |
| |
Yüreklerimizin gerçek fatihlerine, şairlere, bir küçük saygı duruşu bu öykü. Yalnızca onlar, renklerle oynamayı ressamlardan daha iyi becerirler. |
|
Eğlenelim!
(Alp Çetiner) 2 Mart 2006 |
Başkaldırı |
| |
Burada İNSANLAR – EĞLENMESİNİ – BİLMİYOR. Oysa yaşamak eğlenmektir, çalışmak eğlenmek. Üretmek, paylaşmak, koşuşturmak, gülmek, koklamak, düşünmek, yardım etmek, yaratmak eğlenmektir. Ama öyle görünüyor ki burada bu gizli yasayı pek bilen yok. |
|
O Tepelerde
(Alp Çetiner) 3 Mart 2006 |
Kent |
| |
Tepede bulduğu düzlüğe çömelmiş, kıvrılmış bacaklarım yay gibi gerilse de zıplasam boşluğa doğru, gözlerimin önünde, karanlıkta ağlayan küçük çocuğa doğru... O ki hayatta herşeyi ama herşeyi yapabilirdi. O tepede otların üstüne sırtüstü uzanıp ihtişamlı bir geleceğin düşlerini görebilir, yaşadığı o dehşetli güzel günlerin tadına varabilirdi. Bense muhtemelen ömrümün son günlerini yaşıyorum ve artık nefesimin yetmeyeceği tepelere tırmanmayı ancak hayal edebilirim.
O çocuğun hayallerini yıktım.
|
|
Yazar ve Bir Bardak Soğumuş Çay
(Alp Çetiner) 9 Mart 2006 |
Kent |
| |
Tepside iki tane bardak var: Demek kadın da çay içecek... Doldurup içiyorlar, içiyorlar. Birbirlerine gülümsüyorlar. Tek kelime etmiyorlar... Kadın hâlâ kocasının kucağında oturuyor. Kadın hâlâ limon kokuyor. |
|
Bu Mektupta Yazılmayanlar
(Alp Çetiner) 16 Mart 2006 |
Aşk ve Romantizm |
| |
Vakit çok geç oldu. Bu gecem eskidi ve sen eskimiş hiçbir şeye lâyık değilsin. Yalnız kalmadan önce son bir soruya cevap verecek misin: bu mektupta yazılamayanları da okuyabilecek misin? |
|
Meleğin Ziyareti - 1
(Alp Çetiner) 18 Mart 2006 |
Sürrealizm |
| |
Birazdan gözlerini açacaksın ve rüyaların en garibi olan Dünya’ya başlayacaksın. Ağaracak gün ve senin o garip dünyanın uzak ayrıntıları aydınlanmaya başlayacak yavaş yavaş...
Günaydın çocuk!
|
|
Meleğin Ziyareti - 2
(Alp Çetiner) 19 Mart 2006 |
Sürrealizm |
| |
Kalabalığı yarıp “o adam”ın yanına vardığımda göz göze geldik onunla... Ağlamayı kesti, bir çocuk gibi mahzunlaştı; hayretle karışık, “bak ne hallere düştüm” der gibi bakıyordu yüzüme.
Hiç düşünmeden yarınıma, o çelimsiz adama sımsıkı sarıldım. |
|
Hayat İnsana Neler Gösteriyor!
(Alp Çetiner) 26 Mart 2006 |
İyileşme |
| |
...her sıradanlığın ardından büyüleyici bir hikâye çıkabiliyor (hiç olmazsa benim için öyle) ve hayat insana ummadığı neler neler gösteriyor!.. |
|
Yıldızlı Bir Gecede...
(Alp Çetiner) 22 Nisan 2006 |
Beklenmedik |
| |
Uzak, çok uzaklarda boşlukta bir yıldız (belki de yıldızlar arasında boşlukta bir nokta) aniden parlıyor ve sönüyor (küçük bir parıltı bu, ancak bir yıldız kadar).
Bunu dünyanın beş köşesinde birbirinden habersiz beş kişi görüyor... |
|
Bir Konser
(Alp Çetiner) 19 Mayıs 2006 |
Deneysel |
| |
Soğuk geçen gecelerde, yatağımda büzüşmüşken aklıma gelen ve yalnızca kendimle paylaştığım tınılar artık milyonlarca yürek tarafından mırıldanılıyor. Artık benim yalnızlık ezgilerim yığınlardan yankılanıyor. |
|
Adsız Kahraman
(Alp Çetiner) 27 Mayıs 2006 |
Varoluşçuluk |
| |
Umarsız beliriveren “kendini ifade etme arzusu” onda da belirmiştir ve nicedir kahramanımız, bu belayla cebelleşmektedir. Daha önceleri defalarca tecrübe edilmiştir ki, bu kendini ifade etme arzusu insanı büyük olasılıkla sanatçı yapar (küçük olasılıkla katil, müntehir, deli, terörist, ...vs) ve hayal kurma belasını daha beter çağırır. İşte böyle; sırf bu yüzden kahramanımız gibi siz de yollarda dalgın ve düşünceli bir şekilde yürürken buluverebilirsiniz kendinizi. İşte bu nedenle yazımızın ilk paragrafını pek öyle önemsememelisiniz, sevgili okuyucu. |
|
Yarın Daha Güzel Olacak!
(Alp Çetiner) 3 Haziran 2006 |
Varoluşçuluk |
| |
“Bulutlarla kaplı gökyüzünde görebildiğin küçük bir mavilik havanın düzeleceğine dair küçük de olsa bir umuttur.” |
|
Bir Tasvir Ya da Efsanenin Ölümü
(Alp Çetiner) 1 Nisan 2006 |
Kent |
| |
Homojen tiplerin hüküm sürdüğü ve “fert”ten önce “grup”un geldiği “mahalle” denen yerleşim yerlerinde efsane olmak kolay iş değildir. Bir genç adam için bunun tek yolu vardır: delikanlı olmak. Burada delikanlılığı tanımlayacak ve bunun kurallarını öğretecek değilim. Ancak yine de açıklamak için söyleyeyim ki bu, köklü milletimizin ta Orta Asya’daki günlerinden beri genç adamlarda aranan iyi özelliklerin bütününü kapsar. Söylendiğine göre o, gerçek bir delikanlı imiş. |
|
Zorunlu Görev
(Alp Çetiner) 13 Haziran 2006 |
Kent |
| |
Onu günlerdir takip ediyorum: gizliden ve açıktan, yakınlardan ve uzaklardan, yükseklerden ve alçaktan, sessizce ve bazen çığlıklar atarak... Gözüm hep onun üzerinde. Benim görevim bu.
Gerçeklerle birbirine karışmış hayallerle geçen bir ömür; ah, zavallılar... |
|
Tuhaf Gerçek
(Alp Çetiner) 14 Haziran 2006 |
Didaktik |
| |
İnsanî özelliklerimizle Tanrı’ya yaklaşıyoruz, hayvanîliğimizle kendi cinsimize; onlarsa salt hayvanî özellikleriyle Tanrı’ya yaklaşıyorlar. Akıl, nasıl bize bahşedilmişse, içgüdü de onlara bahşedilmiş kutsal bir vergi. |
|
Gece - Gündüz
(Alp Çetiner) 16 Haziran 2006 |
Deneysel |
| |
Sevgili dostum hiçbir zaman anlamadı ki MUHTEŞEM GECELER MUHTEŞEM GÜNLER DOĞURUR. Yaşadığım o saatler, gündüzleri de doya doya yaşamamı sağlıyor. |
|
Bir Felsefecinin "Bilen Adam" Olarak Portresi
(Alp Çetiner) 10 Temmuz 2006 |
Bireysel |
| |
Bu mevsimde bizim oralarda güneş pırıl pırıl parlar; bulutlar yükseklerde, çok yükseklerde uçuş uçuştur, dans eder; hava iğdelerle, ıtırlarla mis gibi kokar, demeyi ne çok isterdim..
Tabiat benim için artık makinelerin yıkımından kurtulabilmiş, ya da ticaret amacı güden makineleşmiş tarımın yeknesak hâle getirmediği “kırlar”ı seyrederken düşüncelere daldığım ve hafta sonları kaçıp sığınacağım bir yer olmuştur. |
|
Bahar
(Alp Çetiner) 7 Temmuz 2006 |
Aşk ve Romantizm |
| |
Ben bir genç kızım. Kendimi Sevgi’ye adadım ve O‘nun kölesi oldum... |
|
Gerçek Bir An
(Alp Çetiner) 7 Temmuz 2006 |
Anı |
| |
Dostum, öyleyse bana söyleyebilir misin, her VAR OLAN GERÇEK midir, her GERÇEK VAR mıdır? |
|
Güvercin
(Alp Çetiner) 7 Temmuz 2006 |
Sürrealizm |
| |
Hadi şimdi bırak o boş şişeyi elinden. Kendimizi bulmak için atlayacağız, sulara, sulara... Hoop! |
|
Hayat Ağacı
(Alp Çetiner) 10 Temmuz 2006 |
Sürrealizm |
| |
Seninle birlikte ben de büyüyorum; büyüyüp gelişmemizin sınırı yok, durduğumuzda öleceğiz biliyorum. Öldüğümüzde durmuş olacağız. Sana bakıyorlar.. Ama ancak GÖRMEYİ başaranlar senin durmadığını, DURMADIĞINI anlıyor. |
|
Kunduracının Ölümü
(Alp Çetiner) 10 Temmuz 2006 |
Anı |
| |
Delilikle dehânın arasında ince bir çizgi vardır, derler. Mahallemizden onun dehâsına kafa yoranlar çıktıysa da, kimse ona deli demedi.
Ömrü boyuca mutluydu da, zayıf kalbi onu yarı yolda bıraktığında da mutlu muydu, bilmiyorum. Bir şey biliyorum: YAŞADI. Çokları bunun anlamını bilmezler. |
|
Bir Mesel
(Alp Çetiner) 11 Temmuz 2006 |
Beklenmedik |
| |
"Senin de kalemin kalem olsun, kâğıdın kâğıt... yapmayı bildin mi, ilim senin elindedir. Gösterişten, şatafattan kaçın; hakkından fazlasına göz dikme. Zaman, sana lâyığını verecektir; iyi de olsa, kötü de...” |
|
Hayat Ayrıntılarda Gizlidir
(Alp Çetiner) 11 Temmuz 2006 |
Didaktik |
| |
Edindiğiniz ufacık tecrübelerle, bir de bakarsınız, kendinize kocaman bir köşk kurmuşsunuz. O ayrıntıları, hani aradığınızda bulamıyorsunuz da, onlar istediğinde gelip sizi buluyormuş gibi oluyor. |
|
Aşk Şarkısı
(Alp Çetiner) 12 Temmuz 2006 |
Aşk ve Romantizm |
| |
O öyküdeki kadın da benim kadar mutlu mudur? Ben şimdi cennetin ışıltılı yollarında, senin kollarındayım. Başlangıcım, yeni hayatım, biricik aşkım söyle, o da aynı yollarda koşmuş mudur? |
|
Meleğin Ziyareti - 3
(Alp Çetiner) 18 Temmuz 2006 |
Fantastik |
| |
Herkes gibi, kendi meleğinizi kendiniz yaratırsınız. Ve o, hiç de beklemediğiniz bir anda, sizi ziyaret ediverir. Sizi büyülü örtüsüyle kaplar ve öyle bir etkiler ki, gittikten sonra da ondan birşeyler mutlaka kalır. Onu özler, beklersiniz; çünkü o sizden bir parçadır aslında. |
|
Hayatımın Kitabı
(Alp Çetiner) 4 Ocak 2007 |
Deneysel |
| |
Deri kaplı ince lacivert kitap,
söylediklerinin hepsi doğru ama yeter artık, konuşma, sus. |
|
Geçit Resimleri
(Alp Çetiner) 6 Ocak 2007 |
Beklenmedik |
| |
Geçit resimlerinde anılarımın artık biri bitiyor biri başlıyor
Bütün ölülerim diri gözümün önünde |
|
Hayatın Anlamı
(Alp Çetiner) 13 Mayıs 2009 |
Varoluşçuluk |
| |
Kendi ölümümüz; hayatımızın nihayeti, yeni bir hayatın alâmeti, veya yalnızca bir merhale, teşekkül, transformasyon olacaksa... başkalarının ölümü bizim için ne ifade eder? |
|
|
En iyisi dostum, sen de kaldır kollarını, şöyle birlikte, karşılıklı şakır şakır oynayalım. Ağır ağır, bazan hızlanarak, omuzlarımızı birbirine vurarak, diz vurup doğrularak, sevdiğimiz şarkıları mırıldanıp kendimizden geçerek dans edelim. Görsünler, boşverelim; eğlenmenin ne demek olduğunu herkese gösterelim!
Bugünlerde senin gibisini bulmak pek kolay olmuyor.
|
|