Muhteşem Doğu
(Alp Çetiner) 6 Şubat 2010 |
Modern Epik |
| |
üç silahşorların karşısında dimdik bir yeniçerisin sen /
yenilmesi mukadderse de ihtişamıyla göz alan... |
|
Hayatın Anlamı
(Alp Çetiner) 13 Mayıs 2009 |
Varoluşçuluk |
| |
Kendi ölümümüz; hayatımızın nihayeti, yeni bir hayatın alâmeti, veya yalnızca bir merhale, teşekkül, transformasyon olacaksa... başkalarının ölümü bizim için ne ifade eder? |
|
Porselen Bebek
(Alp Çetiner) 27 Ağustos 2008 |
Modernizm |
| |
O, çoğaltılmış tektipliğin ilk ürünüdür. Şahikada oturup pırıl pırıl parlayan yanaklarıyla bize gülümseyen ödülümüz... |
|
Geçit Resimleri
(Alp Çetiner) 6 Ocak 2007 |
Beklenmedik |
| |
Geçit resimlerinde anılarımın artık biri bitiyor biri başlıyor
Bütün ölülerim diri gözümün önünde |
|
Hayatımın Kitabı
(Alp Çetiner) 4 Ocak 2007 |
Deneysel |
| |
Deri kaplı ince lacivert kitap,
söylediklerinin hepsi doğru ama yeter artık, konuşma, sus. |
|
Tüketim Toplumu Üzerine
(Alp Çetiner) 30 Temmuz 2006 |
Modernizm |
| |
Tüketme güdümüz perçinlendikçe, Fromm’un da saptadığı gibi “sahip olmak” ile “olmak” arasındaki ayrım azalıyor; sahip olmak, olmak haline dönüşüyor. Tüketim giderek onsuz yapamadığımız şeye, yani bir çeşit varoluş nesnesine dönüşüyor. Modaya ilişkin geçici sıradanlıklar olmazsa olmaz şeklini alıyor. Bu noktada artık “alışveriş bizim hayat tarzımız”dır. |
|
Meleğin Ziyareti - 3
(Alp Çetiner) 18 Temmuz 2006 |
Fantastik |
| |
Herkes gibi, kendi meleğinizi kendiniz yaratırsınız. Ve o, hiç de beklemediğiniz bir anda, sizi ziyaret ediverir. Sizi büyülü örtüsüyle kaplar ve öyle bir etkiler ki, gittikten sonra da ondan birşeyler mutlaka kalır. Onu özler, beklersiniz; çünkü o sizden bir parçadır aslında. |
|
Aşk Şarkısı
(Alp Çetiner) 12 Temmuz 2006 |
Aşk ve Romantizm |
| |
O öyküdeki kadın da benim kadar mutlu mudur? Ben şimdi cennetin ışıltılı yollarında, senin kollarındayım. Başlangıcım, yeni hayatım, biricik aşkım söyle, o da aynı yollarda koşmuş mudur? |
|
Hayat Ayrıntılarda Gizlidir
(Alp Çetiner) 11 Temmuz 2006 |
Didaktik |
| |
Edindiğiniz ufacık tecrübelerle, bir de bakarsınız, kendinize kocaman bir köşk kurmuşsunuz. O ayrıntıları, hani aradığınızda bulamıyorsunuz da, onlar istediğinde gelip sizi buluyormuş gibi oluyor. |
|
Bir Mesel
(Alp Çetiner) 11 Temmuz 2006 |
Beklenmedik |
| |
"Senin de kalemin kalem olsun, kâğıdın kâğıt... yapmayı bildin mi, ilim senin elindedir. Gösterişten, şatafattan kaçın; hakkından fazlasına göz dikme. Zaman, sana lâyığını verecektir; iyi de olsa, kötü de...” |
|
Bir Felsefecinin "Bilen Adam" Olarak Portresi
(Alp Çetiner) 10 Temmuz 2006 |
Bireysel |
| |
Bu mevsimde bizim oralarda güneş pırıl pırıl parlar; bulutlar yükseklerde, çok yükseklerde uçuş uçuştur, dans eder; hava iğdelerle, ıtırlarla mis gibi kokar, demeyi ne çok isterdim..
Tabiat benim için artık makinelerin yıkımından kurtulabilmiş, ya da ticaret amacı güden makineleşmiş tarımın yeknesak hâle getirmediği “kırlar”ı seyrederken düşüncelere daldığım ve hafta sonları kaçıp sığınacağım bir yer olmuştur. |
|
Kunduracının Ölümü
(Alp Çetiner) 10 Temmuz 2006 |
Anı |
| |
Delilikle dehânın arasında ince bir çizgi vardır, derler. Mahallemizden onun dehâsına kafa yoranlar çıktıysa da, kimse ona deli demedi.
Ömrü boyuca mutluydu da, zayıf kalbi onu yarı yolda bıraktığında da mutlu muydu, bilmiyorum. Bir şey biliyorum: YAŞADI. Çokları bunun anlamını bilmezler. |
|
Hayat Ağacı
(Alp Çetiner) 10 Temmuz 2006 |
Sürrealizm |
| |
Seninle birlikte ben de büyüyorum; büyüyüp gelişmemizin sınırı yok, durduğumuzda öleceğiz biliyorum. Öldüğümüzde durmuş olacağız. Sana bakıyorlar.. Ama ancak GÖRMEYİ başaranlar senin durmadığını, DURMADIĞINI anlıyor. |
|
Güvercin
(Alp Çetiner) 7 Temmuz 2006 |
Sürrealizm |
| |
Hadi şimdi bırak o boş şişeyi elinden. Kendimizi bulmak için atlayacağız, sulara, sulara... Hoop! |
|
Gerçek Bir An
(Alp Çetiner) 7 Temmuz 2006 |
Anı |
| |
Dostum, öyleyse bana söyleyebilir misin, her VAR OLAN GERÇEK midir, her GERÇEK VAR mıdır? |
|
Bahar
(Alp Çetiner) 7 Temmuz 2006 |
Aşk ve Romantizm |
| |
Ben bir genç kızım. Kendimi Sevgi’ye adadım ve O‘nun kölesi oldum... |
|
|
En iyisi dostum, sen de kaldır kollarını, şöyle birlikte, karşılıklı şakır şakır oynayalım. Ağır ağır, bazan hızlanarak, omuzlarımızı birbirine vurarak, diz vurup doğrularak, sevdiğimiz şarkıları mırıldanıp kendimizden geçerek dans edelim. Görsünler, boşverelim; eğlenmenin ne demek olduğunu herkese gösterelim!
Bugünlerde senin gibisini bulmak pek kolay olmuyor.
|
|