..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Uygarlık, gereksiz gereksinimlerin, sonsuz sayıda artmasıdır -Mark Twain
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Aşk ve Romantizm > Alp Çetiner




10 Mart 2010
Yabancı Bir Gezegendeki Tuhaf Canlılar  
Alp Çetiner
Dostum... Yabancı bir gezegendeki tuhaf canlılarız biz. Evren’i sizin gibi gezip göremiyorsak, daha kendi içimizdeki dünyayı bile keşfedememiş olmamızdandır, derim onlara.


:BDDI:
Dostum;

Ben bu Evren’de bizden başka akıllı canlıların yaşadığına inanıyorum.

Birgün şayet iyi niyetli olanları ziyaretimize gelirse, ben de bütün iyi niyetimle onlara mihmandarlık etmeyi bir borç bilirim. Kurduğumuz şehirleri gezdiririm. Kültür varlıklarımızı, selüloz dünyamızı, kitaplarımızı anlatırım. Mimarimizi, heykellerimizi gösteririm. İnsanlık tarihimizin en güzel görsellerini, resimleri, fotoğrafları; hayal dünyamızı, edebiyatımızı, şiirlerimizi açıklarım onlara.

Sizin gezegeninize ulaşamadık ama kendi kafamızda her gün yenidünyalar yarattık, derim.

Belki teknolojide yetişemeyiz onlara; duyguda, estetikte, kültürde çağlar boyu ne yol kat etmişsek hepsini sayar dökerim. İnternet paylaşımlarımızı, bilgi havuzlarımızı, dev uluslararası ansiklopedilerimizi görüşlerine sunarım.

Nelere, ne için ibadet ettiğimizi anlatmaya çalışırım.

Doğanın binbir rengini, o güzel renklere verdiğimiz adları tarif ederim: yavru ağzı, çingene pembesi, kahve rengi, kirli sarı, cam göbeği, kan kırmızı, gece mavisi, turuncu...

Siyah ve lacivertin kızıllığı örtmeye başladığı dakikalarda, gün batımında, onlarla birlikte kendi gezegenlerini bulmaya çalışırım. Hilalin, yıldızların, uçuş uçuş mukavves bulutların arasında gözlerimiz dolaşır. İşte, derim, sizin aşıp geldiğiniz atmosferin ötesi; buradan, böyle muhteşem görünür. Sizin oraları bilmem ama burada, başını göğe kaldırıp bakmasını bilenler ibadet etmek için yeni deliller bulur, derim.

Karla, yağmurla tanıştırırım onları. Yağmurda ıslanmanın, karlı havada gezip oynamanın keyfini layıkıyla anlatabilirsem eğer, bunların basit atmosfer olayları olmadığını anlarlar belki.

Dostum, kokuları tanıtırdım onlara. Koku melekesinin mucizesini... Çiçek kokularını, ağaç kokularını, yağmur sonrası toprak kokusunu, güneşli bir bayram sabahı neşeli çocukların kokularını, tarçınlı çörek kokusunu; damak zevkimize uygun bütün, bütün leziz yemeklerin kokularını tasvir etmeye çalışırım.

Yemek kültürümüzden, lezzetlerden söz ederim.

Müzik dinletirim onlara. Chopin’den bir pasaj, Korsakov veya Rachmaninov’an bir süit; ne bileyim, Hint müziğinden, tasavvuf müziğinden taksimler dinletirim. Biz insan türü garibiz, derim; birimizin sevdiğini diğeri sevmiyor. Ella Fitzgerald’ı, Ayla Dikmen’i, Çocuk Gözler’i dinletirim.

Kavgalarımızdan, savaşlarımızdan bahsederim. Kendi kendimizi nasıl yiyip tükettiğimizden... Doğanın renkleriyle birlikte birbirimizi de nasıl kirlettiğimizden... Onların dünyasında da böyle midir?

İnsanlardan bahsederim onlara. Bebekleri gösteririm önce, “insan yavruları”nı. Sonra ihtiyarları gösteririm. Sizin gezegeninizde de hayat bu kadar kısa mı, diye sorarım. İnsan gülüşüyle tanıştırırım, gözyaşına dokundururum tenlerini, sevişmekten, ten uyumundan söz ederim. Biz dost insanlar tokalaşırız, derim, ellerimiz birbirine değer.

Dostum, onlara öpüşürüz, derim. Dudaklarımızı değdirir öperiz derim. Öpmek bizim için en güzel dokunuştur, derim.

Sevmelerimizden, sevilmelerimizden bahsederim onlara. Güzel dostum, onlara senden bahsederim. İnsan türünün iki cinsi var, derim. Herne kadar dünyamızda bu türe örnek oluşturabilecek mükemmel insanlar varsa da, dostum, derim ki onlara, onu bir görmelisiniz... Seni söylerim, bir görmelisiniz onu, derim. İnsan türüne, kadın cinsine bir örnek, derim. Hepimizin ayakları, elleri var; ama bir de onunkileri görün, derim. Hepimiz iki ayak üzerinde yürürüz, ama onun yürüyüşüne de bir bakın, derim. Hepimiz şu iki gözle görürüz, ama onun gözleri nasıl da ışıl ışıl parlar... Ne olur, ne olur onun gözlerini de bir görün, derim. Gülüşüne bakın, derim; nasıl cıvıl cıvıl, sizin de içinizi ısıtmadı mı, diye sorarım onlara. Teninin kokusu, sesinin tınısı bir başkadır; yüzüne bakmaya, sesini duymaya doyulmaz, derim.

Aziz dostum, siz de sevebilir misiniz, derim. Sevince siz de böyle olur musunuz...

Dostum...

Yabancı bir gezegendeki tuhaf canlılarız biz. Evren’i sizin gibi gezip göremiyorsak, daha kendi içimizdeki dünyayı bile keşfedememiş olmamızdandır, derim onlara.

Dostum, aziz dostum, güzel dostum; daha birbirimizi bile keşfedememiş olmamızdandır, doyasıya kucaklaşamamamızdandır, derim.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın aşk ve romantizm kümesinde bulunan diğer yazıları...
Aşk Şarkısı
Bahar
Bu Mektupta Yazılmayanlar
Renkler

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Tuhaf Gerçek
Hayat İnsana Neler Gösteriyor!
Müjdat Abi ve Bizim Mahalle
Hayatın Anlamı
Büyük Bir Yazarın Ölümü Üzerine
Hayat Ayrıntılarda Gizlidir
Doğu - Batı
Sevgili Günlük!..
Meleğin Ziyareti - 3
Güvercin

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Duvar [Şiir]
Muhteşem Doğu [Şiir]
Ebedî An* [Şiir]
Şu Dil Sorunu Dediğimiz... [Deneme]
Binbir Gece Masalları Kime Ait?.. [Deneme]
Tüketim Toplumu Üzerine [Deneme]
Kitap ve Kelimeler [Deneme]
Porselen Bebek [Deneme]
Sanatın İfade Gücü [Deneme]
Sanat Eseri, İzleyici ve "Gerçek" [Deneme]


Alp Çetiner kimdir?

Bir kişinin kalbinde yer edebilirsem, kendimi boşuna yaşamamış sayarım.

Etkilendiği Yazarlar:
Halil Cibran, Tagore, Borges, Hesse, Tanpınar, Nabokov, Lermontov, Salinger


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Alp Çetiner, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.