..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Gerçeğin dili çok yalın. -Euripides
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Varoluşçuluk > Alp Çetiner




27 Mayıs 2006
Adsız Kahraman  
Alp Çetiner
Umarsız beliriveren “kendini ifade etme arzusu” onda da belirmiştir ve nicedir kahramanımız, bu belayla cebelleşmektedir. Daha önceleri defalarca tecrübe edilmiştir ki, bu kendini ifade etme arzusu insanı büyük olasılıkla sanatçı yapar (küçük olasılıkla katil, müntehir, deli, terörist, ...vs) ve hayal kurma belasını daha beter çağırır. İşte böyle; sırf bu yüzden kahramanımız gibi siz de yollarda dalgın ve düşünceli bir şekilde yürürken buluverebilirsiniz kendinizi. İşte bu nedenle yazımızın ilk paragrafını pek öyle önemsememelisiniz, sevgili okuyucu.


:AIIJ:
Kahramanımız yolda yürüyor. Kendisine yöneltilen tüm suçlamaları doğrularcasına postmodern düşünceler içinde (suç mu bu?). Yeterince (hayır), oldukça (yok, yok), fazlasıyla postmodern hem de. Modernliğin tüm sıkıntılarını üzerinde hissetmiş, yaşamış, görmüş biri olarak postmodernliğin bir boşluk doldurmaca oyunu olduğuna inanıyor. Modernliğin doğurduğu modern rahatsızlıklar içinde yani, oldukça rahatsız.
Bu kavramlara ilgisiz ya da derin düşünceler içinde boğulmaktan korkan okuyucu bunları anlama telaşına düşüp sıkılmasın. Kahramanımız, zamanında bu telaşa yeterince gömülenlerden. Ve de bu konuda yazarı daha fazla sıkıştırmıyor.
Kahramanımız, dediğiniz gibi, bayağı bir düşünceli; ve de çokça dalgın.
Bildiğimiz gibi şehir gridir. Düşünürün biri de pek güzel özetlememiş midir zaten “gerçek gridir” diye? Şehir birhayli gerçektir. İşte bu “fazlasıyla gerçek”ler arasında, hayallerin içine kaçıp kurtulma, gerçeklerden sıyrılma telaşındadır kahramanımız. Ancak yağmurdan kaçarken doluya tutulduğunun farkında değildir. Zira bilmemektedir ki, hayaller zehirlidir ve onu yalnızlığın ta içine iterek, “gerçekler”den uzaklaştırma vaadiyle “acı gerçekler”in ortasında bırakmaktadır.
Aslında kahramanımızın hayalleri oldukça sadedir: O gizemli Doğu masallarını; tatlı, sıcak soba yanı öykülerini, uykudan önce sohbetlerini sevmekte ve özlemektedir. Kaçıp kurtulma öyküleriyle, başkaldırı destanlarıyla, fütursuzca yaşanan aşk masallarıyla kendisini avutmaktadır.
Umarsız beliriveren “kendini ifade etme arzusu” onda da belirmiştir ve nicedir kahramanımız, bu belayla cebelleşmektedir. Daha önceleri defalarca tecrübe edilmiştir ki, bu kendini ifade etme arzusu insanı büyük olasılıkla sanatçı yapar (küçük olasılıkla katil, müntehir, deli, terörist, ...vs) ve hayal kurma belasını daha beter çağırır. İşte böyle; sırf bu yüzden kahramanımız gibi siz de yollarda dalgın ve düşünceli bir şekilde yürürken buluverebilirsiniz kendinizi. İşte bu nedenle yazımızın ilk paragrafını pek öyle önemsememelisiniz, sevgili okuyucu.
Kahramanımız, yazarak kendisini daha iyi ifade edebileceğine inananlardan. Onun içindir ki, kafasında birtakım yazınsal kurgularla uğraşmakla meşgul: Diyalog mu kullanmalı, yok yok; o zaman okuyucu yazarı diyaloğun tarafları arasında aramaya koyuluyor. Hangisi haklı? Okuyucu, kimi zaman bunun ayırdına varmakta zorlanıyor ve hattâ konuşanların düşüncelerini yazara kolaylıkla atfedebiliyor. Monolog olsun.
Hayaller fazla “hayal” olmasın. Onun için masallardan uzak durmalı. Deneme ya da öykü türü birşeylerle düşünceler daha rahat anlatılıp aktarılabilir.
Üçüncü tekil şahisla birlikte şimdiki zaman ve geniş zaman kulanilmali. Böylelikle yazarin karakteri ve o anki haleti ruhiyesi daha rahat yansıtılabiliyor, yaratılan bir kahramana atfedilebiliyor.
Küçük değişikliklerle olay süslenebilir. Hani mesela yazar yatağında kurulmuş yazıyordur da, kahramanımız yolda yürüyordur.
Okuyucu öykünün içine çekilmelidir. Öyle ki, mesela, -hiç olmazsa- kahramanın nereden gelip nereye gittiğini düşünsün. Ve giderek ortaya konan sorunlara kafa yorsun.
Çeşitli süslemelerle hayal sahnesi zenginleştirilebilir: Mesela kahramanımız yeşillikler içine, ağaçlık bir yolda, günbatımına doğru yürüyordur. Belki elinde bir sigara vardır, kulağında bir volkmen (pop müzik dinliyordur belki)... Belki bir ayağı aksıyordur; bir kedi kahramanımızın peşisıra geliyordur, cinsi sarmandır, boynunda bir kurdela vardır ve belki de sahibini arıyordur. Kahramanımız belki evine dönüyordur, sonra oturup bu satırları yazacaktır. Belki de o bir kadındır ve seviyordur.
Kanımızca bu ayrıntıları da pek fazla önemsememelisiniz değerli okuyucu. Çünkü yazarın zikredebildiği ve ifade edemediği kendince önemli pekçok konu ve sorun bulunuyor olabilir.
Ad bile önemli değildir. Sayın okuyucu siz sadece, kendinizi fazla da zorlamadan, yazarın size yüklediği sorumluluğu yerine getirin: yazarı anlamaya çalışın.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın varoluşçuluk kümesinde bulunan diğer yazıları...
Hayatın Anlamı
Sevgili Günlük!..
Yarın Daha Güzel Olacak!

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Tuhaf Gerçek
Hayat İnsana Neler Gösteriyor!
Müjdat Abi ve Bizim Mahalle
Büyük Bir Yazarın Ölümü Üzerine
Hayat Ayrıntılarda Gizlidir
Doğu - Batı
Yabancı Bir Gezegendeki Tuhaf Canlılar
Aşk Şarkısı
Meleğin Ziyareti - 3
Güvercin

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Duvar [Şiir]
Muhteşem Doğu [Şiir]
Ebedî An* [Şiir]
Şu Dil Sorunu Dediğimiz... [Deneme]
Binbir Gece Masalları Kime Ait?.. [Deneme]
Tüketim Toplumu Üzerine [Deneme]
Kitap ve Kelimeler [Deneme]
Porselen Bebek [Deneme]
Sanatın İfade Gücü [Deneme]
Sanat Eseri, İzleyici ve "Gerçek" [Deneme]


Alp Çetiner kimdir?

Bir kişinin kalbinde yer edebilirsem, kendimi boşuna yaşamamış sayarım.

Etkilendiği Yazarlar:
Halil Cibran, Tagore, Borges, Hesse, Tanpınar, Nabokov, Lermontov, Salinger


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Alp Çetiner, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.