Kapı I
(onur güner) 10 Ekim 2008 |
İronik |
| |
Öteki tarafı görerek; –bu da duvarın üzerinde henüz karşılaşmadığım çatlakların, oyukların, deliklerin ortaya çıkmasıyla söz konusu olabilir– gördüklerimden birinin belki de birkaçının bu kapıdan geçmiş ya da geçebileceklerden bir tanesi veya daha fazlası olabileceği avuntusuna düşmedim. Çünkü eğer kapı açılmayacaksa ve ben içeriyi bir şekilde görebiliyorsam veya aynı şeyi diğer tarafta olan birinin beni görerek benim hakkımda söylemesi söz konusuyken, diyebilir miyim bunlardan bazıları bu kapıdan geçmiş ya da geçebilir? |
|
Aksi Bir Gün
(onur güner) 16 Haziran 2007 |
Gülmece (Mizah) |
| |
Kendi kendime neşeli, eski bir şarkı mırıldanmaya başladım. Kendimi daha doğrusu beynimi bir şeyle meşgul etmeliydim. Yoksa bitmeyecekti bu aksi gün. Evet bu günde var bir aksilik. Tüm bu güzelliklerin arasında göremediğim, duyumsayamadığım bir aksilik olmalı; beni rahatsız eden, bu iğrenç kelimeleri beynime sokan. Yoksa insan nedensiz, durduk yere küfretmek istemezki! |
|
Harem'de Bir Yolcu
(onur güner) 20 Şubat 2007 |
Anı |
| |
Ah otogar insanları sizler başlı başına yazılacak bir konusunuz. Yabancılaşmanın, ürkek vedaların, sıcak karşılamaların kesiştiği yer. Her zaman hüzünlü gelmiştir bir yerden ayrılmak bana. |
|
Son Sayfa
(onur güner) 22 Ocak 2007 |
Deneysel |
| |
Hem neden sayfalar bu kadar fazlaydı? Binlerce sayfa olmalı burada diye düşündü. Kimse çizgilerle bunları bitiremez. Çizgiyle bitecek olsa bir sayfa koyarlardı ve o sayfa dolunca kalkıp giderdik. O zaman bu sayfalar dolunca ben de gidebilirim diye düşündü. |
|
Yanak
(onur güner) 19 Aralık 2006 |
Deneysel |
| |
Sevgililerimin hepsinin yanakları sade ve güzeldi. Ben yanakta duran beni de sevmem. Benim için yanakta beğendiğim şey: duru ve hiçbir çarpıcı özelliği olmamasıdır. Ondan hoşlanmamız için bir farkı olmasın ki; o zaman saf yanak sevgisine ulaşmış olalım. |
|
Mucize
(onur güner) 19 Aralık 2006 |
Aşk ve Romantizm |
| |
Birlikte mutlu geçirebilecekleri sayılı durakları sessiz bekleyişle tüketmek ne acı. Kaç durak birlikte gidebilirlerdi ki bir arada. Elbet biri inecekti birazdan. Ve devam eden yeni birisini bulacaktı. Eskisini hemen unutarak. Sessiz, uzun bekleyiş. |
|
Ufak Bir Adım I
(onur güner) 19 Aralık 2006 |
Bireysel |
| |
Yollar aktı yine. Yürüdü sessiz ve anlayışlı. Kitaplar mı bitmişti? Okumaktan mı sıkılmıştı yoksa? Yeterince yaşamıştı yalnız. İnsan bir kere gerçekten yaşamaya görsün. Hayallere dayanamaz. |
|
Güneşe...
(onur güner) 19 Aralık 2006 |
İronik |
| |
İşte bende oldum olası bu tarz, karanlık sokaklarda dolaşmaktan keyif alırım. Sadece sizden farklı olarak her geceye hüzünle başlarım. Ve gecenin sonunda kendimi dertlerimden kurtulmuş, hafiflemiş olarak hissederim |
|
Hayal
(onur güner) 15 Eylül 2006 |
Aşk ve Romantizm |
| |
Birden bire köprünün korkuluklarına doğru bir kız yaklaştı. Üzerinde siyah bir manto, başında hoş bir şapka vardı. Onu gördüğü andan itibaren titremeye başladı. Heyecandan yüreği sıkışıyordu. Nastenka’sı gelmişti sonunda. |
|
Otobüstekiler
(onur güner) 27 Mart 2006 |
Toplumcu |
| |
Ama nedense bu aralar kimse benden yer istemiyor. Her otobüse bindiğimde içim içimi kemiriyor. Ön sıralarda bir koltuğa oturup; yaşlı bekliyorum. Gözlerimi dikiyorum kapıya, karayı görmeyi uman kaptan gibi ufukta belirecek beyaz saçlı kafalarla huzur buluyorum. Merdivenlerden zor çıkan bir yüz görünce heyecana kapılıyorum; bu kesin benden yer ister diye. Aksi gibi de bir türlü yer istemiyorlar. Sonunda dayanamayıp ben kalkıyorum ayağa. |
|
İlkel Bir Adamın Çığlıkları III
(onur güner) 23 Mayıs 2005 |
1. Bölüm |
| |
O ve şeytan… Yıllarca birlikte oturup oynadıkları birinin şeytan olması ona çok garip gelmişti. Fakat buna itiraz edebilecek bilgisi yoktu. Çünkü o hiç şeytan görmemişti. Demek ki herkes şeytan olabilirdi. |
|
Yabancı
(onur güner) 1 Mayıs 2005 |
Deneysel |
| |
Yürüyordu elinde sigara, soğuk, sisli gecede. Bir karartıya yaklaştığını farketti ve adımlarını hızlandırdı. Ne olacaksa bir an önce olmalıydı. Bu onun kaderiydi ve artık yürümemekten sıkılmıştı. Yaşarken de bu böyle olur; hiçbir zaman kontrol edemediğimi |
|
?
(onur güner) 29 Mart 2005 |
Yaşam |
| |
Dün bir dolaşayım dedim çayırlarda; /
Birden sevinç çığlıkları duydum. /
Baktım aşağıya; /
Bir iblisle, bir huri elele. |
|
Çocuk
(onur güner) 29 Mart 2005 |
Yaşam |
| |
Görüyorum çocuklar; /
Mutlu, kaygısız, kahkaha dolu. /
Ve hayatın izlerini görüyorum; /
Masum, kaygısız yüzler ne oldu size? /
Büyüyorlar mı ne? |
|
Lanetim!
(onur güner) 14 Aralık 2004 |
Yeraltı |
| |
Peki bu dünya için niye mi bir şey yapmıyorum? Ah! Kör baylar siz gerçektende körmüşsünüz. Bu dünya için bir şey yapmak ha! Hah hah ha. İşte şuan gerçekten keyiflendim. Bu dünya için nasıl bir şey yapabilirim? Bu bayırdan aşağı kayan kamyonu bir çocuğun t |
|
İlkel Bir Adamın Çığlıkları II
(onur güner) 10 Aralık 2004 |
1. Bölüm |
| |
-“Lanet olsun!”
Yere tükürdü. Şaşkındı, sinirden tekrar ağlayacaktı. Kendine mani olmaya
çalıştı; başaramadı. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Bazen kesilen nefesini düzenlemek için duruyor ve tekrar. Eline geçen bir şeyi fırlattı. Küfürleri hıçkı |
|
Azat
(onur güner) 28 Kasım 2004 |
Aşk ve Romantizm |
| |
O ise tam bir Rus kadınıydı. Evet kesinlikle bir Rus kadınıydı. Bir yerde okumuştum; bir Rus kadınına hiçbir zaman tam anlamıyla sahip olamazsın. Her an, her saniye onu kazanmak için mücadele edersin. Taa ki onu öldürünceye yada kendini. |
|
İlkel Bir Adamın Çığlıkları I
(onur güner) 14 Kasım 2004 |
1. Bölüm |
| |
Neden ilk anda göremediği şeyleri şimdi görmeye başlamıştı. Göz karanlığa nasıl bu kadar kısa bir sürede alışabiliyordu. Birden çevresindeki her şeyinde böyle işlediğini fark etti. Herkes ve canlı aniden olan değişikliklere bile birden kısa bir sürede alı |
|
|
İşte yine buradayım, ya sen?
Önümde boş sayfalar , kafamda fırtınalar. Bakalım dindirebilecek miyim onları? Umarım beni bu yolculukta sonuna kadar yalnız bırakmasınız.
Belki yaşanmamışlar ama bunu kimse ispatlayamayacak. Sonuçta hayat bu her şey olası. Ve sen bana bazı yerlerinin gerçek olamayacağını söyleyeceksin. Bunu söylerken yüzyıllardır bu duygularla bu inançlarla yaşadığımızı tamamen unutacaksın. Biz sadece biraz farklı bir açıdan bakacağız olaylara, gerçek bir dünya üzerinden hayaller kuracağız.
Ve son bir şey daha kesinlikle sıkılmayacaksın.
|
|