• İzEdebiyat > Eleştiri > Günlük Olaylar |
261
|
|
|
|
Acı gerçekleri yazmak, insanın sinirlerini bozuyor. |
|
262
|
|
|
|
Güçlü olduğumuzu sananlara duyurulur. |
|
263
|
|
|
|
Bizlerin hem nostaljisi var anlatılacak, hem de hatırlamak dahi istemediğimiz
kötü günlerimiz.
İsterim ki sizlerin sadece nostaljisi olsun.
|
|
264
|
|
265
|
|
|
|
Bütün bu saydıklarım,sayamadıklarım biz öğretmenlerin asli görevleri arasında n’aparsınız…
Bütün bunlar ne için???
Bir sınavı daha başarıyla atlatabilmelerini sağlamak için |
|
266
|
|
|
|
İsrail bu kanlı tiyatronun aktörü,bütün dünya da uyuz seyircisi!
21. yüzyıldaymışız,
Medeniyetmiş,
İnsan haklarıymış,
Demokrasiymiş,
Küreselleşme falan filan…
Bütün bunlar çocukların ölmelerini engelleyemiyorsa…
Vahşetlerin önüne set çekemiyorsa…
İnsanlığın gelip dayandığı son nokta buysa…
|
|
267
|
|
|
|
Günümüzde dünyada sanıldığı gibi “kapitalist piyasa”nın egemenliği yoktur. Yerküremizde her geçen gün egemen olan anlayış “devlet oranı her geçen gün yükselen karma ekonomi piyasaları”dır. |
|
268
|
|
|
|
Efendim yazının başlığına takılıp bizim sunucuların gösteri amaçlı toplantı filan düzenlediklerini sanmayın. Onlar zaten her akşam hanelerinizin davetsiz konukları olarak ekranlarda arz-ı endam eylemekteler.yarı sunucu yarı manken içerikli vazifelerini ifa ederken biz izleyicilere de tebessümle karışık bir öfke bahşetmekteler(!)
|
|
269
|
|
|
|
Bodrum Kültür Sanat
Festivalkindetdik |
|
270
|
|
|
|
-Elektriğe zam yapılıyor, vatandaş sofrasındaki peyniri kaldırıyor.
-Petrole zam yapılıyor, vatandaş sofrasına koyduğu zeytin sayısını on taneden beş taneye indiriyor. -Ulaşım ücretlerine zam yapılıyor, vatandaş yemeğini yağsız pişirmeye başlıyor. -Doğalgaza zam yapılınca da vatandaş şarteli indiriyor ve mutfağın kapısına da kilidi vuruyor. Görünen o ki, vatandaşın yemeden yaşamayı öğrenmesine çok az kalmış… Ha gayret! |
|
271
|
|
|
|
Bir sofradayım sanki sofra bezi var sadece. Yenilir yutulur bir durum değil açıkçası. Cimriliğin daniskası somfamda. Akıllar kıt, yürekler boş, beyinler fukara... Nereden tutsan sofra bezi aynı. Tat alınacak hiçbir şey yok. Kıtlık elde... Elimden ne gelebilir? Dudaklar boş sürahi... İçmeye varlar. Ağızlar kazan, yemeye varlar. Bir duvarın iki tarafı karambol. Tüm kaçmalarım karanpolde. |
|
272
|
|
|
|
Yiyin efendiler yiyin!... |
|
273
|
|
|
|
Birkaç gün İzedebiyatın forumlarında yenilikleri ve önerileri ‘tartıştık’. İyi ki birbirimizi görmüyorduk. Görseydik kırıcılık konusunda TV’lerde izlediğimiz forumları aratmak bir yana, herhalde çok gerilerde bırakırdık. Bıraktık da zate |
|
274
|
|
|
|
Demokrasiyle idare edilen ülkelerde seçimler bayram havasında geçer. Herkes eteğindeki taşları seçim meydanlarında döker. Düşünceler ortaya konulur. İsteyen istediğine destek verir. Herkesin duygu ve düşüncelerini ifade etmesine imkân tanınır. Kimse kimsenin fikrini küçümsemez. Oy verme faslı bitince meydanlarda söylenenler orada kalır, hayata taşınmaz. Küskünlükler kin ve nefrete dönüşmez. Normal şartlarda hareket edenler böyle yapar; fakat Türkiye’de durumun nasıl olduğunu bu ülkede yaşayan herkes çok iyi bilir.
|
|
275
|
|
|
|
Henüz sekiz veya dokuz yaşlarında bir çocuktum. Annemle gece saat on otuz sıralarında büyük annemin evinden kendi evimize gidiyoruz. Kasabayı aydınlatan elektrik santralının motorları saat tam on |
|
276
|
|
|
|
Etraafımızdaki savaş tehlikesi üzerine... |
|
277
|
|
|
|
Ölüm bin bir çeşidi var, değişik, parça parça, hafif ve korkutucu...
Kimisi evinde ölürken, kimisi savaşta ölüyor; kimisi trafik kazasında ölürken, kimi ameliyat masasında;
kimi eğlenirken , kimi ise alın teri daha kurumamışken...
|
|
278
|
|
|
|
Geçenlerde 40 yıllık bir radyo sanatçısının konuk olduğu bir tv programı izledim. Çok ilginç diyaloglar yaşandı programda. Bir bölümünü sizlerle paylaşmak için not aldım... Programda sunucu, birçok ünlünün şu an yaşamadığını ama eserleriyle aramızda olduklarını, yaşlanmanın ve bir gün ölümün kaçınılmaz olduğunu anlatıyor, |
|
279
|
|
|
|
Havada buğum buğum güneş ışıkları ve bahar kokusu var artık.
Ilgınların savruluşunu, dağ kekiklerinin sersemletici kokusunu duyar gibiyim şimdiden.
Yaz mevsiminin özlemi iliklerime kadar titretiyor, göz bebeklerim toprak kokusunu doya doya teneffüs etmek isteyen beynime inat ufuktaki dağlara kayıyor.
Yakıcı bir güneşi batırdığım bu akşam üstünün ardından, insanın beynini zehirli bir değnekle dokunurcasına yakan, iğrenç şehir melodileri dinliyorum yine.
|
|
280
|
|
|
|
Yozgat konulu
Şiir Yarışması
sonuçlandı |
|