• İzEdebiyat > Eleştiri > Günlük Olaylar |
41
|
|
|
|
Uçabilen yırtıcılar ailesinin en küçüğü olan baykuş, ailenin en tanınanıdır. Zira onun hakkında öyle çok anlatılar var ki. Kimileri baykuş hakkında söylenenleri hayal ürünü zanneder. Çok yararlı bir kuş olmasına |
|
42
|
|
|
|
Omega; ne en güçlü bi alfaya boyun eğer, ne de en güçsüz alfacığa katılıp kendini güvende hissetmeyi tercih eder. |
|
43
|
|
|
|
Yurdumuzda meydana gelen orman yangınlarının büyük bölümü ihmalkârlıktan ve gafletten kaynaklanmaktadır. Pikniğe gidip ateşi söndürmeden oradan ayrılan insanlar, hareket halinde ki arabadan sigarasını söndürmeden atanlar, boş içki şişelerini piknik alanında bırakıp güneş ışığı altında bırakanlar, tarla açmaya uğraşanlar ve buna benzer olaylar sonucunda güzelim ormanlarımız cayır cayır yanmaktadır... |
|
44
|
|
|
|
Bu tür sözleri analiz etmek, öyle çok derin araştırmanın bilgisine sahip olmayı gerektirmez. Bu söylem bir masumiyet karinesi değil, tam bir diktatörlük patlaması ve tam bir diktatörlük öfkesidir |
|
45
|
|
|
|
Hele de bu devirde parayı bir kalem geç, varsa yoksa kredi ve kredi kartı... Hanımlar ile erkeklerin de kartı var, onlara da zaten erken doğmuş gençler diyoruz... Bir zaman cebinde on on beş tane kartları olan arkadaşlarım vardı, şimdilerde bir, bilemedin iki kart ile idare ediyorlar... |
|
46
|
|
|
|
“İnsanlar çok daha uzun süre çalışmalı, ya da, emeklilerin salgın bir hastalığa yakalanmaları için dua etmek gerekir”
Dominique Da Siva, Fransa LREM partisi milletvekili |
|
47
|
|
|
|
bORAN KUŞU , ÖZGÜRLÜGÜ SEVİYOR , DİZGİNLENEMİYOR,TESLİM OLMUYOR, GEREKTİĞİNİDE İNANDIĞI DEĞERLER UĞRUNA CANINDAN VAZGEÇİYOR |
|
48
|
|
|
|
Yazık, gerçekten çok yazık. Bu programları tuzu kuru insanlarda seyrediyor, çok gariban, çok fakir insanlarda seyrediyor haliyle... O buzdolabında yarışmacıların altı dakika içinde ağızlarına itiş kakış soktukları yemeklerin zerresi bile kursaklarından geçmeyen insanlar var. |
|
49
|
|
|
|
Bu karamsarlığa ve olacaklara karşı önce Ümit lazım… Sonra beraberinde planlama, vizyon ve kurallar… |
|
50
|
|
|
|
bAZI İŞLERİ HERKES BAZI İŞLERİ İSE BÜYÜK BEYİNLİ İNSANLAR YAPAR , ONLARDAN ALLAH RAZI OLSUN , ONLAR OLMASA NE YAPARDIK |
|
51
|
|
|
|
Yeni bir ürün fakat eski bir gerçek. |
|
52
|
|
|
|
Vuslat Yolculuğu Kitabı Çıktı |
|
53
|
|
|
|
Hükümetin AB ye uyum gerekçesiyle çıkardığı yasalar, ADD nin tepkisine neden oldu. ADD bu yasaların Cumhurbaşkanımız tarafından veto edilmesini istiyor. |
|
54
|
|
|
|
Ailenle, sevdiğinle, eşinle, çoluğunla çocuğunla belki de sırf kendi tercihinden dolayı kendinle güzel ve anlamlı yeni bir yılın olsun. |
|
55
|
|
|
|
Sen istemezsen, aslan savaşmaz, kurt da sümüklü böceğe boyun eğmeyi yediremez, tilki de sümüklü böceğe gün sonunda yenilmez. Hepsi bu. |
|
56
|
|
|
|
Müslümanlığın kahinler ve bu tip insanlara bakışı Hazreti Muhammed sav. zamanından beri bellidir ve değişmeyecektir illaki.... O zaman şu soruyu sormamız lazım hem kendimize hem de çevremize... Gayb alemi ile ilgili Hazreti Peygamberin bile bir saniye sonrasını bilme durumu yoksa, neden bu kahinlerin sözleri temcit pilavı gibi ısıtılıp ısıtılıp önümüze sürülmektedir muhtelif zamanlarda... |
|
57
|
|
|
|
Bizim bulunduğumuz bina tarihi bir yapı. Aşağı yukarı 120 yıllık. Mimarı kim, hangi ustalar yapmış onu bilemiyoruz. Aynı sokakta ayakkabıcılık mesleğini yapan aşağı yukarı onbeş kadar esnaf arkadaşız. Bunlardan kimi, modern yapı içinde olsa da bir çoğu tek odadan müteşekkil, içinde lavabosu ve tuvaleti olmayan binalar. Durum böyle olunca, tuvaleti olmayanların bir çoğu ya yakında ki camiye gidiyor ya da bizim lavabo ve tuvaletimizi kullanmaya geliyor... Bizim onlarla aramızda para pul diye bir mesele mevzubahis değil. Kısaca gelirler, selam verirler, küçük ya da büyük, yaparlar çıkarlar giderler dükkanlarına. Biz, onlara ne su parası, ne elektrik parası, ne de tuvalet kağıdı parası sorarız. Durum bu... |
|
58
|
|
|
|
Gazeteci can dündar tutuklandıktan sonra yazı yazıyor ve infaz koruma memurlarına , gardiyanlara hakaret ediyor ,tuvalet deliği gibi kokuyor gardiyanların ağzı konuştukça batıyoryar diyor |
|
59
|
|
|
|
Üç türlü insan vardır. Leyleklerin getirdiği insanlar birinci gruptur. Bunlar bol bol lak lak ederler. Burunlarını her şeye sokarlar. Kibirli kibirli yürürler. Gezerler tozarlar. Yüksekten uçarlar. Zengin ve gösterişlidirler.
İkinci grubu dünyaya kargalar getirir. Bunlar leş yerler. Bu yüzden ölümü ve savaşı çok severler. Barıştan nefret ederler. Hırsızdırlar ve fırsatçıdırlar. Sömürmeyi ve yok etmeyi iyi bilirler. |
|
60
|
|
|
|
Yüz yıl hatta bin yıl önce yaşamış olan bir bilimadamıyla, bir filozofla ya da bir sanatçı ile konuşabilir misiniz? Hemencecik “Hayır, konuşamam!” demeyin lütfen. Eğer o insanların yazdıkları bir kitabı okuduysanız, yarattıkları bir sanat eserini dinledi ya da gördü iseniz konuşursunuz. Bizden çok önce yaşamış ve çok sonra yaşayacak olan insanlarla irtibat kurmamızı sağlayacak olan yegane vasıta kitaptır, sanat eseridir.
Aydınlıktan korkanlar, işlerini karanlıkta yürüteceğini sananlar, cahil bırakılmış yığınları kolayca yönetebileceklerini düşünenler, despotlar; tarihin her döneminde “Kitapları yakın, kütüphaneleri yıkın!” emrini vermişlerdir, sanat eserlerini tahrip etmişleridr. Tarih bunun örnekleriyle doludur. |
|