..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Özgür insan, denizi daima seveceksin. -Baudelaire
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Toplum > HAMZA EKİZ




9 Ekim 2009
Kırılma  
HAMZA EKİZ
HAYATA DAİR KIRGINLIKLAR NE BIRAKTI SİZDE?


:AGGB:
Yaşamın kirli çıkarlarının ortasında, insan kalmak için çabalıyordu. Her ne kadar mücadele etse de insan kalmak adına, bu çarkın kiri sıçrıyordu tenine. Çoğu zaman kendinden nefret ediyor, kimi zamansa boş vermiş bir tavır takınarak izliyordu hayatı bir köşede. Oysa içindeki bu durumun kendi yüreğini yansıtmadığını biliyor ve daha çok karışıyordu duyguları. Doğru olan neydi? Bu çirkefliğin içinde, bu kirlenmiş dediği insanların içinde yapayalnızdı. Acaba yanlış olan kendimiydi?

Tüm bu karanlık sorular içinde bir türkü takıldı dudaklarına “ yok olmanın hududunda, var olmanın umuduyla” gecenin karanlığını süzdü gözleri yıldızlar dünyaya küsmüş, bulutların karanlığında kaybolmuştu gökyüzü ve yıldızların çığlığını andıran bir şimşekle aydınlandı karanlık. Yeryüzünü temizlemeye ant içmiş milyonlarca yağmur tanesi intihar edercesine düşmeye başladı karanlığın içinden sessizliği bozan bir melodiyle. Düşünmeden attı kendini sokağa ve yüzünü çevirdi bulutlara içten çocuksu bir gülümsemeyle. Fısıldadı yavaşça karanlığa, yağmura olan özlemini. Yavaş yavaş yürümeye başladı karanlık sokaklarda ve her adımıyla yeniden keşfederek yaşadığı şehri. Tenini ıslatan her damla düzenin üzerine sıçrattığı kiri temizlerken yüreği her damlanın ona kattığı saflıkla dünü sorguluyordu. Düşünmeye başladı hayatı, anasına avradına en inceden bir küfür savurarak.

O direndikçe insan kalmak için, hayat onu neden zorluyordu duyguları alınmış bir hayvan yapmak için. Birde evrim yok diyordu çevresini sarmış onca insan kılıklı yaratık. Peki yoksa evrim gerçekten neden insan sayısında bu denli azalma vardı? Maymundan insana doğru ilerleyen bu süreç artık tersine dönmüş insandan maymuna, tilkiye, eşeğe aslana, file ve ayıya doğru ilerliyordu. Şekil insan olsa da beyin ve yürek taşıyamıyordu bu cemalin yükünü. Düzenin en düzgün yerine en eğri küfrü savurdu ıslanmış arınmış bedeninin soğukluğunda titreyerek. Üşümüyordu oysa bu titremede neyin nesiydi? Yalnız kalmanın, karanlıklar içinde kayboluşun adımıydı yoksa? Gözleri doldu; yer yüzünü temizlemeye ant içmiş milyonlarca yağmur tanesinin intiharına ağlıyordu o yağmur tanelerinin sakladığı göz yaşları eşliğinde. Yüreği daraldı, sanki küçük bir kutu içerisinde kalakalmıştı ve birazdan o kutu masadan düşecek paramparça olacaktı içindeki benliğiyle beraber. Yüreği yara bantlarının gölgesinde varlığını sürdürüyordu, bir parçalanmayı daha kaldırabilir miydi?

Bir sigara yaktı. Derin bir nefes çekip delice yağan yağmura aldırmadan ıslak bir duvarın üzerine oturdu. Derin derin çekiyordu ciğerlerine dumanı, sıcak bir bardak çaya hasretle. Yüreğini dinlemeye başladı o an hıçkırıklarını örten yağmurun sesinin azizliğinde. Neydi bu halin nedeni? Neydi suçu? İnsan olmak istemesi miydi? Yoksa sevdayı yaşamak istemesi miydi tüm derilerden sıyrılarak? İnsanlarının beyinlerinin iki bacak arasına indiği bu sistemde yanlış olan bu düşünceleri miydi? Bir omuza başını koyup masumca sevda dolu uyumak, yada ellerini tutunca sevdiğinin gözlerine bakınca yada umut umut yarınlara akmak istemesi miydi yanlış olan? Kulağına fısıldanan tertemiz sevda dizelerinin hunharca kirletilmeden sabahlara kadar sürmesiydi beklide en yanlışı.

Sevdayı çıplaklık olarak yaşamak isteyenlere inat, onun en güzel kıyafetleri giydirmesiydi beklide onu bu kadar yalnız kılan. Son nefesi de çekip sigaradan fırlattı derin bir öfkeyle sele dönmüş yağmur suyuna izmaritini. Hayatına giren sevda yoksunu insanların onu bu hale getirmesi deliye çevirdi onu.

Tatlı bir tebessüme döndü yaşadığı öfke, hayata dair kırgınlıkları ve acıları. Yaşadığı kırgınlıklar, acılar ondan güveni çoktan alıp götürmüşlerdi ama beklide en güzel hediyeyi bırakmışlardı geride o bantlarla ayakta duran yüreğe. İnsan kalabilmeyi. Düşündü derinden, yüzünü gökyüzüne çevirerek sordu düşen her bir yağmur tanesine? Acaba bir omuzda masumca uyumanın tadını yaşayan, bir bedene çıkarsızca sarılmanın mutluluğunu yaşayan kaç kişi vardır? Yada bir çift göze dolu dolu bakmayı bilen? Ellerini tutunca sevdiğinin içi çocukça ısınan? Sevmenin onurunu yaşayan? İnsanca duygular besleyen. Çıplaklık, yatak ve şehvet üçgeninden çıkıp o hayvani dürtülerden sıyrılıp sevdaya en güzel elbiseleri giydiren kaç kişi vardır? Son nefeslerine verecek olan damlalar hayretle baktılar ona.. Ve her damla hiddetlendi artık vakti gelmişti bu pisliği temizlemenin…..

Avuçlarını açtı, yüreğini koydu avuçlarına tüm aşka dair ne varsa yıkansın kalmasın diye, kapansın yaraları bir daha kanamasın diye. Gök yüzündeki masumlukla doldu yürek. Ve kırgınlıklarını aldı eline sonra sevdaya dair. Kendini saklamanın insan kalmanın ona kattığı onurla. Kırıla kırıla da olsa insan kalmayı becerebilmenin mutluluğunu yaşadı. Her şeyi bit yana bırakıp beş on dakika sonra içeceği bir bardak çayın mutluluğunu hissederek. Ve çayın buğusunda demlendi yarınlara dair sevdalar, dünkü kırgınlıklarından arınan masun bir yüreğin çocukluğunda onuu hissederek..

www.hamzaekiz.com



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplum kümesinde bulunan diğer yazıları...
Değişim
Şuursuz Bir Yazı…
Unutmadımaklımda!..
Dost Kokan Bir Dem’de….
Âlim Olup Anlayana…...
Benim Halkım
Yeter!..
Birgün Daha Geçti…
Ya Siz?
Temmuz Adın Kalleş Olsun!

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Gülüp Geçin……
Sen Sevmek Nedir Bilirmisin?
Ama Ben Seni Çok Sevdim…….
Biz Kimiz*
Yorulur Mu Bir İnsan?
Tatlı Bir Hayaldir Benim Köyüm……
Nasıl Bir Sevdaya Sevdalıyız Biz?
Sevda
Çocukça Bir Tebessüm…
Bir Dosta İnceden Sitem…...

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Yürek Sızısı [Öykü]
Gökyüzü [Öykü]
Kalemle Aydınlanan Düşler [Öykü]
Hişt Oradakiler…. [Eleştiri]
Gündem [Eleştiri]
Asosyal Bir Paylaşım [Eleştiri]
ve Zaman Durdu…. Konuştu Yürek Pervasızca…… [Eleştiri]
Yeni Türkiye!.. [Eleştiri]
Yoruldum [Eleştiri]
Olacak Tabi O Kadar [Eleştiri]


HAMZA EKİZ kimdir?

İNSAN OLMAYA ÇALIŞAN BİRİ İŞTE.

Etkilendiği Yazarlar:
CAN YÜCEL


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © HAMZA EKİZ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.