• İzEdebiyat > Öykü > Beklenmedik |
181
|
|
|
|
Bir çocuk, bazen her şeydir. |
|
182
|
|
|
|
lale acaba neden bu kadar sevilir bu hikaye de? cevabını merak edenler sorabilir :) |
|
183
|
|
|
|
Ne pahasına olursa olsun onunla konuşacaktım.Burada her şey bitemezdi.Aramızda kurulan bu telepatik köprü yerini kalıcı,sürekli bir ilişkiye,beraberliğe bırakmalıydı.Kararım kesindi,ancak ne diyeceğimi,nasıl diyeceğimi,söze nasıl başlamam gerektiğini bir türlü kestiremiyordum.
|
|
184
|
|
|
|
Suç konulu dizilerin moda olması nedeniyle yazılmış, yek bölümlü bir dizi-yazı... |
|
185
|
|
|
|
başımıza gelen olayları kader der geçeriz.beklenmedik güzel şeyler hoş sürprizler olarak kabul edilsede, hötü sürprizler kader olarak yorumlanır.aslında kader denilen tasavvuf olgusu da birnevi sürpriz değil midir? |
|
186
|
|
187
|
|
|
|
“Piramitleri kim yaptı?” sorusunu cevaplama zamanın geldiğini ve cevabın “Biz” olması gerektiğini savunanlar! Yanlız değilsiniz! |
|
188
|
|
|
|
Bir erkek arkadaş biraz düşünür gibi, biraz da çekinerek soruyor... |
|
189
|
|
|
|
Üniversiteli arkadaşlarımın zevkle okuyabileceği öyküler, hacettepeli arkadaşlarım eminim daha çok beğenecekler. Çapkın Cemil'in Maceraları devam edecek... |
|
190
|
|
|
|
... O anda basucumdaki telefonla saatim ayni anda calmaya basladi. Irkildim. Saate baktim saat altiydi. Telefona kostum, actim ... |
|
191
|
|
|
|
“Ya ana ayıptır!” dedi. “Bir teneke için dernek basılır mı?
Hem de halkımızın derneğini.” |
|
192
|
|
|
|
Karanlığın gölgelediği mistik bir havanın doldurduğu bir odadayım. Gözlerim kapalı, nargilemin fokurdaması hoşuma gidiyor, içime garip bir huzur doluyor, ağzımdan çıkan dumanlar odaya dolarken hafifçe başımı arkaya doğru itip gözlerimi aniden açıyorum. Bir şey düştü sanki. Ses önce tok sonra bir çatırdama şeklinde geldi gibi. |
|
193
|
|
|
|
Çok büyük merakla ve heyecanla gittim yanına. Tabii giderken sana layık olabilmek için takım elbisemi giydim, kravat taktım. Berberde sakal tıraşı olup, saçlarımı bile tarattım. Sonra bindim taksiye, gittim şirketine. (Param çok olduğundan değil aşkım. Elbisem kırışmasın diye.) |
|
194
|
|
|
|
Hayatımın en büyük hediyesini on üçüncü yaş günümde almıştım. Annem bana bir baba armağan etmişti. Esasen böylesi bir durum sürpriz olmamıştı, beni şaşırtan asıl olay annemin aynı gün ölmesiydi. |
|
195
|
|
|
|
Yalnızım, Yalnızsın, Yalnız…
Yalnızım, Yalnızsın, Yalnız…
Yalnızım, Yalnızsın, Yalnız…
|
|
196
|
|
|
|
Dünya çürürken. / Önce Cioran gördü. / Sonra ben.
|
|
197
|
|
|
|
Adam çok önemli bir şey bulduğunu düşünerek özenle taşın etrafını temizledi. Avuçla topraklarını aldı. İçini karma karışık bir mutluluk kapladı. “Buldum herhalde”, dedi.
|
|
198
|
|
|
|
Aslında akşam çoktan olmuştu , ama genç kadın kabul etmek istemiyordu . Batan güneş , genç yüzündeki çukurlara çoktan gölgeleri doldurmuştu . Hayatın tüm zorluk ve mücadelesine rağmen , hala insanın nefesini kesecek bir güzelliğe sahipti . . . |
|
199
|
|
|
|
Oysa bir zamanlar kendisinin de ipini koparmış deli gibi okul bahçesinin o duvarından öbür duvarına koşup durduğunu gayet net hatırlayabiliyordu. Yine de bu çocuğun koşuşu diğer koşmalar gibi değildi. |
|
200
|
|
|
|
Koltuğunda sağa sola dönüp durdu. Sonra eline bir kalem bir de kâğıt aldı. Bir şeyler yazdı, üstünü karaladı. Kenarına yıldızlar, çiçekler çizdi, sonra onları da sildi. Geometrik şekiller çizmeye başladı; birbiri içine geçen çemberler, elipsler, küme simgeleri, piktogramlar, ideogramlar, fraktaller, komik insan yüzleri, kirpiksiz gözler, dişsiz ağızlar, kulaksız kafalar... Sonra çizmekten de sıkıldı. Kâğıdı katlayıp uçak yaptı. Rastgele fırlattı. |
|