• İzEdebiyat > Öykü > Varoluşçuluk |
41
|
|
|
|
Volümlü yüksek havadan buraya düştüm. |
|
42
|
|
|
|
Ne kadar çok anlatacak şeyi de varmış diye geçti aklından. Çocuklarına mı anlatıyordu bu hikâyeleri yoksa içinde o yaşına dek bir yerlerde sakladığı çocuksuluğa mı? Neşeyle gülüyor, burnunu, kulağını yakalamak için uzanan solucan parmaklardan bir türlü sakınamıyor kendini. Bir vakitler saçlarına düşen aklara takılırdı bakışları, şakaklarının üzerinde gençliğinin henüz yabancısı olduğu bir renk iken, aklık. Siyahın zıddı, yağan karın sıcacık rengi. Ulu dağlara nasıl yakışırsa öylece yakışırdı şakaklarına. Yelkovanın akrebi kovalamacasın da zaman da erirmiş meğer ve beyazın aynı zamanda renksizliğinde adının olduğunu öğrendiği yıllar geldi peşinden. Parmaklardan sakınmaya çalışıyordu hala o baş kendini, omuzlarına tüneyen diğer torunu almaya çalışana gözdağı vererek. |
|
43
|
|
|
|
Organizma ölümlü direnişçilere görünürde "Ölümlü bir yaşam" hakkı tanıyor gibi görünse de el altından bir savaş yürütmekteydi.
Kendi tarafından olanların sayıları organizma tarafından gün geçtikçe azaltılmaya çalışılmaktaydı. Ülkenin bir çok yerinden gelen haberlerde Organizma tarafında olan Ölümsüz insan kitlesi kışkırtılarak gezgin bu dört kişi gibi dönüştürülmek isteniyordu. |
|
44
|
|
|
|
Üç aydır ağzına bir yudum almamıştı. Tuhaftır, şikâyetçi değildi halinden. Daha önce bırakmayı denemişti. Hem de kaç kez. Peki, yakasını kurtarabilmiş miydi illetten? Elbette hayır. Çabaladıkça batmıştı yalnızca. Oysa küçücük bir kıvılcımdı aradığı ya da yüreklendirici birkaç cümle. Fakat hastane odasında çakacaktı o kıvılcım. Olmasını umduğu şeye değil de kendi gerçekliğine ayıltacak olan, ( kadeh sayısınca artan baş ağrılarıydı gerçeği.) Oraya nasıl geldiğini sormayacaktı. Reddetmişti tedavisini. İçindeki şeyle savaşamazdı ki. Ele güne karşı rezil olmak da vardı sonra. |
|
45
|
|
|
|
Sıkıcı bir hayat: en büyük zulüm.. |
|
46
|
|
|
|
Günlerdir çıkmıyor dışarı. Uzatılan öteberiyi kapıdan alıp odasına çekiliyor yine. Bazen de sayıklarken buluyorum O'nu. Bilseniz nasıl acıyor yüreğim. Üç yıl kadar önce, tiyatro çıkışı arkadaşlarına dönüp " böyle bitirmezdim hikâyeyi, " demişti.
|
|
47
|
|
|
|
“Su, isterse kutuplardaki dev buzların içine girerek orada yüzyıl kalsın, günün birinde yine buharlaşacaktır. Su er geç bulutlara dönecek, yeni baştan başlayacaktır seyahatine.” |
|
48
|
|
49
|
|
|
|
Nokta koymam gerekiyormuş ... Kentin sonuna, aşkın sonuna... kalbimin sonuna... |
|
50
|
|
|
|
Muzur huzur en sevdiğin oyun saklanbaç.En sevdiğin mevsim mayıs |
|
51
|
|
|
|
"sırılsıklam yerlerde gezen bindokuzyüzdoksandört yılındaki sevecen ve anlaşılamayan halime acıyorum.sanki şimdi çok anlaşılmış gibi..." |
|
52
|
|
|
|
"Benim masum çocuğum" dedi içinden.
"Benim hayat arkadaşım, sev beni daha çok sev.her hangi bir alışverişimiz olmadan sev.daha çok sev."
Ve acısız sev... |
|
53
|
|
|
|
Havada uçuşan harfler, onlardan oluşmuş anlamlı kelimeler, onlardan da oluşmuş anlamsız cümleler hiç hedefe ulaşamadı. Ulaştılarsa da anlamları kocaman anlamsızlıklar, anlamsızlıkları ilgisiz anlamlar doğurdu. Konuşuldu… Konuşuldu… |
|
54
|
|
|
|
Çığlığa doğru yöneldim.Kapıda bir kaç erkek bekliyordu.Yüzleri donuk sigara içilmemesi gereken yerde sürekli sigara içiyorlardı.
Beni görünce hiç biri ne sesini çıkardı.Ne de itiraz etti.
İçeriye daldım.
Burası bir doğumhane.
Yaşamın doğduğu yer.Anne rahminden süzülen yaşam buradan filizlenip hayata sokuluyor.
|
|
55
|
|
|
|
Bir tespihe dizilmiş son boncuğum ben, ağdalı bir kıvamda dönen, dönen... Karar kılınıp da davet edildiğimde sahneye, sonsuzmuş gibi duran dönüşüm de son bulacak, işte o vakit bana yol görünecek. Ayan beyan anlatılacak ne yapmam gerektiği. Olgun bir meyve gibi düşeceğim dalımdan sonra. Ama önce olgunlaşmam gerekiyor, biliyorum. Düştükten sonra olacakları göğüslemeye hazırlanacağım: Kimsesiz çürümeye terk edilirim ya da çirkin ama tatlı, haşarat bir velede, dişlerken o meyveyi mutluluk veririm. O zamana kadar, kader birliği içinde olduğumu bildiğim bu insanlarla kalacağım. Kefaretini ödeyememiş zavallı ruhlarla. Ben de onlardan biriyim. |
|
56
|
|
|
|
Kendini dışarıdan görmek. Yapman gereken işlerin farkında olmak, sakin ve sabırlı olarak yola devam edebilmek.Hepsi palavra ben böyle iyiyim husursuzluğun kafesinde baş döndüren yemler yemek için fazla tokum. |
|
57
|
|
|
|
17 yaşındaydım - bir erkekle seviştim - ama aktiftim- kaç kere seviştim? – 5,6 - gay değilim - gay olsam seni arzulamazdım ki - değil mi? |
|
58
|
|
|
|
"beynim yer değiştirdi.senin özlemine,reddine,içine girdim.ruh nakliydi canlı yayınlarda kan olduğum." |
|
59
|
|
|
|
"Konkret bir tahlilde.tahrik unsurunda.umulmaz bir krizde.kritik bir eşikte.eşiktekini beşiktekini kızdiran o anlamsız faşizm kurgusunda." |
|
60
|
|
|
|
Gülsüm dilsiz, sara hastasıdır. Hayat onun için büyük bir bilmecedir. Var olmak, zaman ve ölüm... |
|