İnsan bir küçük dünyadır. (Mibres Kosmos) -Demokritos |
|
||||||||||
|
Bir adın var mı? "Uzun zamandan beri bir isim taşımıyorum ben." Sürekli olarak parmağınla oynayıp duruyorsun benimle. Kafam küçücük. Öyle ağır yükler ekliyorsun ki üzerime.Geçen her gün kendimi bir kukla gibi hissediyorum. Yalancı bir kukla gibi. Çocuklara her nedense komik gelir kuklalar. Oysa her çocuk bir kuklanın yalan söyleyeceğinden çok emindir. Tüm kuklalar yalan söyler. Görevleri gereği mutlu etmektir, çocukları. Ve her çocuk yalancı bir kukladan çok mutlu olur. Çocuklarına mutlu olmak için yalan söylemeyi kuklalardan öğretiyorsunuz. Onlar canlı mı peki? Evet üzerilerinden sarkan ipleri görmezsen, oldukça canlılar. Onları fark ettiğinde hepsinin birer yalancı olduğunu ve tepelerinde sahipleri tarafından yönetildiklerini fark edersin. Çoğu zaman o ipleri görmezden geliyoruz. Oysa onlar, bize hep yalan söyleyen cansız şeylerdir. Ne tuhaf değil mi? Cansız şeylerin çocuklara masal anlatması,konuşması ve her sözcüğünün birileri tarafından onlara sıkılan bir palavradan ibaret olması. Senin de tepende iplerin var. Asıl acı olan bu. Organizma hepinizin tepesine bu iplerden sarkırtıp, sıkıca bağlamış. "Hepiniz çok mutlusunuz, çokkkk:)))" Adın ne senin? bana onu söyle. Benim bir adım yok. "Belma uzun zamandan beri beni adım olmadan çağırıyor." Oysa bir adım olmasını hep istedim. "Bir şey olmak...." Bunu hep istedim. Sanırım buna layık değilim ben. ******************* Omzuna dokundu. Uzunca bir zaman derin bir uykudaydı. Kocası televizyonun karşısında uyuya kalmıştı. Televizyonda Ölümsüzler için devam eden reabilitasyon programları halen devam ediyordu. Sürekli olarak insanları kontrol ediyorlar dedi kendi kendine. Yeni ölenler için acının belli bir süre sonra yavaş,yavaş hayatlarından çıkıp gideceği yinelenip duruyordu. Yeni ölmüştü, kocası ile o. Belma'nın omzuna dokunuşu ile aniden uyandı. "Uyandırmak istemedim, sadece sevmek istedim omzunu " dedi Belma. Sonra boynundan öptü kocasının. Yüzümü sev dedi kocası. Ne garip bu adam tanıştıkları günden bu yana yüzümü sev,yüzümü sev deyip duruyor. Neden bunu hep yapmamı istiyor ? Yüzünü sevdi uzunca bir süre. Gözlerinin içine baktı kocasının. Hafif parlaklık vardı gözbebeklerinde. Çok hafif. Kalan kısımları ise donuk ve mat'tı Sonra gerisin geriye ayağa kalktı. "Hepsi geçecekmiş, çok yakın zamanda hiç bir şey hissetmeyecekmişiz." dedi gülerek. O'nun ise gözleri televizyondaki programa takıldı bir an. "Evet geçecekmiş" dedi kocası dalgın bir şekilde. Kocası halen acı çekiyor muydu acaba? Onun adına sevindi bir an. Sevilmediğini bilmek çok zor bir şeydi. Onun adına sevindi. Artık hiç bir şekilde sevilmemenin acısını çekmeyecekti. Acı yoksa hatırlamakta yoktu. Hatırlamayacaktı onu hiç sevmediğini. Evlendikleri günün öncesinde söylemişti ona. "Seni sevmiyorum." Oysa adam deliler gibi aşıktı ona. Adam bir çocuktu. Bir çocuğa bunu söylemek ne kadar acıydı. Bir yanı hep çocuk kalmıştı. Ve bu çocuk ona belkide çocuklar gibi aşıktı. Çoçuklar nasıl aşık olurdu? Çoçuklar aşık olabilir miydi? Evet olabilirlerdi. Her çocuk evrendeki her şeye aşık olabilir. Toprağa,çiçeğe,böceğe,her şeye... Bir kadına da belkide. Başını okşamaya başladı. Tıpkı çocuklar gibi. "Benim masum çocuğum" dedi içinden. "Benim hayat arkadaşım, sev beni daha çok sev.her hangi bir alışverişimiz olmadan sev.daha çok sev." Ve acısız sev... Hiç sesini çıkarmadı Belma'nın başını okşamasından. Küçük bir çocuk gibi sessiz sedasız kaldı. Sonra insanlığına dair yaşlar akmaya başladı gözlerinden. Yaşlar öylesine akmaya başladı ki. Belma içinden üşüdü. "Neden ağlıyorsun da ?" diyemedi. Hani dese, biliyordu yine acı çekiyordu. "Korkma endişelenme acın geçecek " dedi bir ebevyn gibi. Bir kaç gün bir kaç haftaya kalmaz geçecekti acısı. Ve onun acısı da tabi. Artık içinde yanan acısı da kalmayacaktı. Belkide yeniden sevecekti. Yeniden sevmek için kocasına aşık olmak için bir fırsat olacaktı bu.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © erdal divriklioğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |