• İzEdebiyat > İnceleme > Sanat ve Sanatçılar |
41
|
|
|
|
Bu gün size Anavatanımız Türkiye′nin serhat şehri Edirne′de görev yapan bir şairimizi tanıtmak istiyorum. Selçuk Üstün.
Selçuk Üstün, Edirne Anadolu Lisesi′nde Edebiyat öğretmenliği yapıyor, aynı zamanda müdür muavini.
Selçuk Hoca′nın anlatmaya değer o kadar çok meziyetleri var ki şaşırıyorum hangisinden başlamaya…
Her şeyden önce başarılı bir eğitim elemanı. Öyle ki Milli eğitim Bakanlığınca da birçok kez ödüllendirilmiş. Azimle çalışan bir arkadaşımız.
|
|
42
|
|
|
|
Gündelik hayatın koşuşturmasında gerçeklere gözlerimiz kapalı yaşıyoruz. Sürekli birileri iplerimizi çekerek bizi istediği gibi oynatıyor. Çoğu zaman gerçeklere karşı gözümüz bantlı, ağzımız, dilimiz, elimiz, kolumuz bağlı kalmıyor muyuz? Hapsolduğumuz kendi adacıklarımızda, gözlerimizde bantlarla, gerçeklerden uzakta bir hayal dünyasında yaşarken ve birileri sürekli iplerimizi çekerken bir körden ne farkımız var? İçinde bulunduğumuz durum, Miranda ve Prosperonun hapsoldukları adadaki durumdan pek de farklı değildir.
|
|
43
|
|
|
|
Yılmaz Güney hapishanelere konuk olmuş birisi , Radikal kararlar alan bir insan Adrenali her zaman yüksek bir insan |
|
44
|
|
|
|
Osmanlı dönemi geleneksel mûsıkîmizin başta TANBURÎ MUTAFA ÇAVUŞ olmak üzere diğer bestekarlarının incelendiği bir yazı... |
|
45
|
|
|
|
Yaşlı, koca göbekli, kel kafalı, obur, içkici, üstelik kadın düşkünü bir Kazanova. Beş parasız kalan Falstaff, koca göbeğine ve ilerlemiş yaşına bakmadan iki soylu kadına aşk mektupları göndererek, zengin kadınlar vasıtasıyla kocalarının paralarından fayd |
|
46
|
|
|
|
Amin Maalouf’un yapıtları üzerine yapılan bu çalışma bir inceleme çalışması değildir. Tamamen, bir okuyucunun severek okuduğu bir yazarı tanıtmaya çalışmasından ibarettir.
|
|
47
|
|
|
|
Alıntıdır. Sözlerin gerçek sahipleri yan tarafta yazılı olan isimler olmayabilir. O nedenle kullanırken dikkatli davranmalı- |
|
48
|
|
|
|
Neşet Ertaş'ın türkülerinin neredeyse tamamında "gonül" vardı. Memleket sevgisinde de, hasrette de, sevgiliye seslenişte de, oyun havasında da, bozlakta da... |
|
49
|
|
|
|
Çılgın, deli dolu Jiji Ortega.(Tilbe Saran). Neredeyse bütün sahneyi kucaklayan kocaman hareketleriyle şaşırtan, büyüleyen, hayat dolu, enerjik bir kadın. Sahneye çıkarken elini yere vurup öpmesiyle bizi tam kalbimizden vurur. Bir oyuncu. Oynamaya aç. Sahnelerden altı yıl uzak kalmış. Sanki asırlar gibi uzun. Oyunun bir yerinde eski partneri, sabık kocası Hugo Marsiyal’e “Sen, hiç saatlerce kahrolası telefonun başında bir rol gelmesi için bekledin mi? Günlerce bir rol gelsin diye beklemenin ne demek olduğunu bilir misin?” der. Ortama ayak bastığını hemen anlarsınız. Yüksek perdeden çıkan sesi, baskın karakteri, büyük hareketleri, sahnenin her santiminin hakkını vermesiyle gözünüzü ondan alamazsınız. Çığlık çığlığa yüreğimize seslenir .“Bir martıyım ben …” Onu duymamak ne mümkün. Bizlere de martıyı takip etmekten başka bir şey düşmez gayrı.
|
|
50
|
|
|
|
Goethe, ah Goethe! İnsanlığın güneşi adeta... Tüm derin duyguların ve samimiyetin vücut bulmuş hali ulu Goethe... |
|
51
|
|
|
|
Seyyahımız Evliya Çelebi' nin musıkişinaslığı... |
|
52
|
|
|
|
Önce uçaktan HAZAR’ı gördüm. Kafkasya’yı bir dev gibi saran, bir anne şefkatiyle kucaklayan ve küçüklüğümden beri hakkında birçok yazılar okuduğum Hazar gözlerimin altındaydı. Bir kuş gibi izliyordum onu. Sevgiyle, muhabbetle, heyecanla…
Artık Bakü kanatlarımın altındaydı. Pencereden onu gözlüyordum. Önce evler seyrek göründü. Büyük binalar yoktu. Geniş araziler, bahçeler, tarlalar göze çarpıyordu. Bu durum bende fakir, yoksul bir şehir izlenimini uyandırdı. Ama bunun doğru olmadığını şehre gidince anlayacaktım.
|
|
53
|
|
|
|
...belki bir deli sevda yaşarsanız o dizeler derya olur o satırlar fırtınası gecelerin!. Bazen de bir tını bir ses her şey demek.. |
|
54
|
|
|
|
Öylesine deli bir cesaretle atölye açtım ki, taş bulamadığım dönemler oldu. Mesela, ‘İstanbul’da patlamış kaldırım taşlarını sokaktan toplayarak heykel’ yaptım. Kaldırım taşlarından heykel yaptığım günlerden bugünlere geldim. O kadar kendi heykelimi yapamamanın verdiği hırs ve birikimle doluydum ki, düşündüğüm ve gerçekleştiremediğim her projenin heykelini yapmaya başladım. Birden aklıma çocukluğumda ‘o çam ağaçlarının iğne yapraklarından yaptığım zincirler’ aklıma geldi. O zamanki oyunlarımdan biriydi. Herkes soruyor ‘bu zincirler nerden aklına geldi?’ diye. Ben de bu ‘zincir’ tutkusunun temellerinin, çocukluk dönemlerinde ‘çam ağaçlarının iğne yapraklarıyla’ oynarken atıldığını düşünüyorum.”
|
|
55
|
|
|
|
Âvâzeyi bu âleme Dâvud gibi sal
Bâkî kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş
|
|
56
|
|
|
|
Korkut Uluğ tarafından hazırlanan Çanakkale Belgeselinin gösterileceği etkinlikte, Korkut Uluğ’un tablolarından ilham alan Robyn’in şiirlerinden oluşan “İçli Dışlı Bir Savaş” kitabından şiirler okunacak. Şiirleri dilimize kazandıran Pamukkale Üniversitesi İngiliz Edebiyatı hocalarından Mehmet Ali Çelikel şiirlerin Türkçelerini seslendirecek. Akademisyenlerin, şairlerin ve ressamların yüreklerini ortaya koyduğu bu sıra dışı etkinlik uzun yıllar anımsanacak. |
|
57
|
|
|
|
Grup, 2011-2012 Tiyatro Sezonunda derleme bir oyun olan “Tükenmez Tebeşir” oyunuyla seyirciyle ilk defa buluşmuş. Oyun, ilkokul ve lise öğrencilerini hedef kitlesi saymış ve amaçlarına ulaşarak iyi bir seyirci sayısı yakalamış. Sivas İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün de özel izinlerinin alınmasıyla il ve ilçelerdeki bütün öğrencilere oynama şansı yakalanmış. |
|
58
|
|
|
|
Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Kültür, Çevre ve Turizm Bakanlığı tarafından imzalanan bir protokol ile 2011 Türkiye'de Kuzey Kıbrıs Yılı olarak ilan edildi. İmzalanan protokol gereği Türkiye'de yıl boyu yapılacak etkinliklerden ilki Samsun'da AKM'de yapıldı. |
|
59
|
|
|
|
Birden kendini külkedisi gibi hissetti. Saat gece yarısı 12.00’yi çalınca bütün dansçılar farelere, ışıltılı kostümü ise eski kıyafetine dönüşecek gibi geldi. Ama sadece bir anlık şüphe. O kadar. Gülümsedi. İşte burada, dünyanın en prestijli bale to |
|
60
|
|
|
|
Kolombiya’nın fahri elçisi Marquez, Meksika’da kendisine verilen her türlü devlet yöneticiliği teklifini geriye çevirecek kadar halk insanı, yoksulluktan geldiği günleri unutturmak isteyenlere karşı çıkacak kadar alçak gönüllü, evlatlarının mutluluğu için her türlü fedakârlığı göze alacak kadar aile babasıdır. |
|