..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Kurguyla gerçek arasındaki ayrım, kurgunun mantıklı olmak zorunda olması. -Tom Clancy
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Politik Olaylar ve Görüşler > osman demircan




25 Ekim 2010
İnsan Yoktu, Sınırlar ve Sınıflar Yoktu  
osman demircan
İnsan yoktu, sınırlar ve sınıflar yoktu; sonra insan çıkageldi ve elindeki tebeşirle kendince sınırlar çizmeye başladı; ancak o çizdiği sınırların içerisine kendisini hapsettiğini bir türlü anlayamadı. İnsanın sınırlar çizmesindeki sebep kendisini farklı görmek istemeseydi. Oysa doğa bir babanın kör çocuğuna diğer çocuklarından farksız davranması gibi herkese eşit davranırdı. Üstünlük kurma isteği hep insanlar arasına çizgiler koydu. Bu şekilde doğanın verdiğini yalnızca kendi kontrolu altına alma çabası içine girdi ve böylece kendini de sınırladı.


:BJJI:
İnsan yoktu, sınırlar ve sınıflar yoktu; sonra insan çıkageldi ve elindeki tebeşirle kendince sınırlar çizmeye başladı; ancak o çizdiği sınırların içerisine kendisini hapsettiğini bir türlü anlayamadı. İnsanın sınırlar çizmesindeki sebep kendisini farklı görmek istemeseydi. Oysa doğa bir babanın kör çocuğuna diğer çocuklarından farksız davranması gibi herkese eşit davranırdı. Üstünlük kurma isteği hep insanlar arasına çizgiler koydu. Bu şekilde doğanın verdiğini yalnızca kendi kontrolü altına alma çabası içine girdi; böylece kendini de sınırladı. Acizliğini, güçsüzlüğünü bağırarak örtbas etme çabası, tıpkı korkusunu yenmek için mezarlıkta türkü söyleme çabası gibi oldu. İnsan başkalarını aşağıladıkça, tahterevalli de olduğu gibi yukarı çıkacağını sandı. İnsanı aşağıladıkça kendisinin hayvanlaştığını hiç anlamadı. Tartılmadan alınıp kullanılan sahte bilgiler, ayaküstü yemekler gibi lezzetli gelse de bir an için insana; bir süre sonra aynaya baksaydı o insan, zararın nereden kaynaklandığını da görebilecekti. Dünyada insanların beyinleri de yalan ve yanlış bilgilerle beslenirken, etrafa hastalıklı düşüncelerinden dolayı zehir kustukları gerçeği yüzlerine çarpsaydı ya da o zehirler kendilerini de acıtsaydı ve bu acıyı tüm kalpleriyle hissetselerdi, dünya bu derece kusmuklarla, bu derece aynasızlarla dolmayacaktı. Bu kadar yüzsüzlüğün ve bu kadar insafsızlığın tek nedeni, insanların, doğruyu kendinden saklamaya, kendi kendine kurduğu masallara inanmaya inat etmeleriydi. İnsanlar aynalara baksalardı, kimselerin yedi cüce veya birilerinin pamuk prenses olmağını anlarlardı ve hiç kimsenin, hiç kimseden her konuda daha güzel olamayacağını da görürlerdi. Doğa herkese eşit sunmasa da nimetlerini, herkese eşit davranırdı. Doğa, soğukta herkese karşı soğuktu; sıcakta ise herkese karşı sıcaktı. Kar zengine eğlence, fakire işkence olduysa, bunun sebebi, insanın sınırlar koyması ve sınıflar oluşturmasıydı. İnsanlar ellerindekileri, aralarına dikenli teller koymadan paylaşabilselerdi ya da sınırlarını daraltabilselerdi, o zaman kimseler üşümeyecek ve kimseler yanmayacaktı. Dünyada sınırlar zorlanmalı ya da daraltılmalıdır. Gelir dağılımda adalet sağlanmalı ve sınıf farkı gibi saçma sapan bir uygulama üstünlük kurma çabası bir yana bırakılarak kaldırılmalıdır. Bilgi, din, para, makam ve mevki bir başkasına üstünlük kurma aracı olarak kullanılmamalıdır. Kamu hizmetleri insanlar baş eğsin diye, herkes ayağa kalksın diye değil de, insanlar mutlu olsun diye yapılmalıdır. Devlet, vatandaşını vatandaşına ezdirmemelidir.

Murat Demir arkadaşıma bu yazımı yazmamdaki katkılarından ötürü teşekkür ederim.

.Eleştiriler & Yorumlar

:: :.
Gönderen: Taner SARGIN / , Türkiye
17 Kasım 2010
Doğru tesbitler bunlar katılıyorum.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın politik olaylar ve görüşler kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bazen İki İnsan Aptallıklarını Tartışırlar
Hanıyağma
Hepiniz Balkonların Dudaklarından Akan Salyalarsınız
Laiklik Nedir
Şafak Pavey'den Toplumsal Zihin Bulanıklığının Nüksetmesi
Tanrılaştırdığımız Sosyal Kurumlar
Kendime Özerk Bir Cumhuriyet İstiyorum
Birlikte Yaşama Kültürü
Kalaşnikoflu Çocuk
Kölelerin Vatanı Olmaz

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Köpekler ve İt Herifler
Üç Türlü İnsan
İnce Bir Tülüm
Tüm Aşklar Faşizm Kokmaz
Başka Bir Yol Yoksa İnancın Seni Nereye Kadar Götürür
Keyfin Bilir
Örümcek ve Kelebek
Dünya
Tüm Evli Sevgililerin, Sevgililer Günü Kutlu Olsun
Olan Dağdaki Garibana, Karakoldaki Garibana Olmakta

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
En Ateşli Anımda Gel Yanıma [Şiir]
Öperek Beni Öldür [Şiir]
Cayır Cayır [Şiir]
Kar Yangınları [Şiir]
Söyle Neden Konuşmuyorsun [Şiir]
Kefenden Çiçekli Elbise [Şiir]
Gözlerim Kan Davalıdır Her Geceye [Şiir]
Martı Beyazı [Şiir]
Gül Şarabı [Şiir]
Varlığın Sevda Yokluğun Fırtına [Şiir]


osman demircan kimdir?

Yüreğimin ve beynimin tavanında buluyorum, tozlu mısraları. Aklım bir çatı katı. Gözlerim yıldızlarla dolduğunda, bakışlarımın ışıltısı vurur satırlara. İşte o zaman, şiirler bir Samanyolu olur. Mehtaplı gecelerimi vururum gözyaşlarımla biriktirdiğim göllere. Her mısra bir dal gibi düşer, şiir denizlerine. Kızıl bir duyguya boğulurum o an. Akarım ellerinize.

Etkilendiği Yazarlar:
Herkes


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © osman demircan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.