"Leyla'nın işi naz ve işve; Mecnun'un gözü yaşı çeşme çeşme..." -Fuzuli (Leyla ile Mecnun) |
|
||||||||||
|
Evlenirken şöyle bir konuşma yapmayı planlıyorum: “ Herkesin bir gerizekalı olduğunu düşündüğüm bugünde, öncelikle bu iğrenç gelenekleri, sıkıcı yaşamları kurgulayan atalarımıza küfrü bir borç bilirim. Akabinde, bunları inatla hayatıma sokmaya çalışan babama, anneme, bilumum akrabalarıma da aynı küfürleri iletirim. Sevgili arkadaşlarım dediğim kişilere, ne hikmetse her başları sıkıştıklarında onlara koşan ama başı cidden beladayken yalnız bıraktıkları arkadaşlarının artık yanlarında olmayacağını söylemekten gurur duyarım. Gak deyince su, guk deyince yemek önüne gelen, işleri halledilen herkesin kendisine başka bir hizmetçi bulmasını öneririm. Bir daha başları sıkıştıklarında, veya hayattan şikayet etmek istediklerinde kendilerine başka kapı bulmalarını hatta bunun için hemen çalışmalara başlamalarını öneririm. Aday seçecekleri kişinin uzun süre evlenmeyi düşünmemesi doğru bir seçim olacaktır, aksi halde emin olsunlar ki o kapıyı da kaybedeceklerdir. Hayatımda bana gerçekten değer veren tek kişinin kardeşim olduğunu bir kez daha anladığımı ve ne acıdır ki onun arkadaşlarının, benim hayatımdaki herkesten daha fazla bana özen gösterdiklerini belirtmek isterim. Dünyanın en sıkıcı protokollerine, adetlerine, geleneklerine uyulduğu için aslında evliliğin sıkıcı olduğunu anlamayan herkese de bir an önce uyanmalarını öneririm. Elden davetiye dağıtmanın herhangi bir mantığı olmadığı gibi, basılan davetiyenin de gelin ve damadın paylaşmak istediği dilekler olduğunun anlaşılması, bundna sonraki en büyük hedefimdir. İletişim kariyerimi, bu saçma sapan geleneklerin, show merakının, bencilliğin giderilmesi üzerine yapacağımı söylemek isterim. Bundan böyle reklamcı değil, düğün organizasyoncusu olup, tüm ilgisiz dostların, akrabaların, bencil ebeveyinlerin de karşılarında olacağımı söylemek isterim. “ deyip, mekandan uzaklaşacağım. Geirye kalanlar, aslında dünyanın en şımarık gelininin sözleirne maruz kaldıklarını düşünseler de, aslında eşşek gibi haklı olduğumu da kabul etmek zorunda kalacaklar. Bu anlamsız süreçler nedeniyle kaç nişanın atıldığını, kaç evliliğin başlamadan bittiğini, başlayanların ise sağlıklı yürümediğini istatistiksel olarak herkesin eline tutuşturacağım. Ben evlenirken, ayaklarım yere basmayacak, kalbim heyecandan çarpacak diye düşünürken, bana: “Ne bok yiyorum ben!” dedirten herkese nefretlerimi ve yıldırımlarımı sunuyorum. İnsanın hayatında dönüm noktasıymış evlilik, kesinlikle öyle ben bana dönüyorum, ve geri kalan herkese de kapıyı gösteriyorum. Okuyan herkese de bu yazının evrenin bir işareti olduğunu fark etmeleri ve mutlaka evlenmeden önce 40 kez falan düşünmelerini öneriyorum. Esra
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © ESRA BAYKAL, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |