Ağlamak da bir zevktir. -Ovidius |
|
||||||||||
|
öfke, sonsuzluk; derinliğin yalakalığında... içi kıpır kıpır, neşeli, katıksız çocuk; ama ruhu öylesine büyük... bir o kadar sorumsuz; anlamsızlığın öfkesi içindeki bodur, yüzsüz, umutsuz, umarsız... kadın! Yok olan geçmişler kervanına katılmış bir ruhtu elde kalan; ya da avuçta... yüzünden akan yaşlar, ömründeki susuz güller, ve tohumuna kurşun inmiş gibi örselenmiş, yırtılmış, günahkâr yürek... şeytanın elinde ucu kıvrık bir kurşun, ve sana kalan yaşamını bahşeden yalandan dostun: ŞEYTAN! Sesi kulaklarını okşayan bir sapıkâne düş; düşüm, düşün, düşü, düşüş, ve siz düşselansları... yorgun, kırgın soruların cevaplarında uzun uzadıya bir kaygı... buğdayın kalbindeki yeni hayat tohumu... ölümün, sana göz kırpan ölümsüzlükler yalanında saman altından yürüttüğü suyu, susuzluğu... gırtlağından güç alan bir çığlık: yosun kokusu, yakamoz... yüzsüz duvarların yankısındaki şair; -yüzü senin, eti kemiği kendinin- umutlu bir düş... korların içinde dağlayıp yüreği, korla yıkayan ateş yağmuru... yokolan geçmişler kervanından bir ruhtu elde avuçta kalan kehanet! sesinin yankılandığı dağlara baskı yapan çan sesleri... arayıp da bulamadığı fırsat aslında seninki şeytanın; dedi ki; “bir kadının bakışları, bir körkuyunun karanlığı, bir alevin kızgınlığı, bir sincabın nefesi, bir köpeğin kulakları...” geçmişi kayıp ruhlar resmi geçidinin bir diğer halkası yalnızlık! kulaklarımın dibinden süregelip bitmeyen; bitip de bittiğini itiraf edemeyen; itiraf edip de sesini duyuramayan; büyük ve küçük, güzel ve çirkin, yalan ve gerçek: dağlarda yankısı yer etmiş çığlığın! ay ışığının kehaneti, kurt adamın çılgınlığı, ve çırılçığlık gecenin kör karanlığında geleceğini yazan bir adam: BEN... ve sabahın ayazındaki şebneme dost, yüzünü yer etmiş masumiyetinle: SEN... Aslında aynı kişileriz; sınırları zorlayıp, tabuları yıkmayı amaçlayan. Ve yalnızca binbir süs; acı, korku, keder, ay ışığı, kehanet, şeytan, çan sesleri... ama aslolan yalnızlık... bir de, duvarlardan lekesi çıkmayan ÇIĞLIK! Ah, bir damla yağmur düştü üstüme; sırılsıklam oldu her yanım... üstünü açtı gelip ahlâksız rüzgâr düşlerimin. (yüreğimin “düşes”i) örttü gelip masum hayalin... inandı ve baktı ki; gecenin kör karanlığında gerçekleşen düşler, çıplak bir kadının yağlıboya resmi gibi: hepsi ÇIRILÇIĞLIK!
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mehmet Ulaş ORAL, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |