Düşgücü güzelliği, adaleti, mutluluğu yaratır. -Pascal |
|
||||||||||
|
Cismimin kaybolduğu soyutluklarda saklıyorum ismini Gazete kupürlerinde, sokak lambalarında... Bir de maviye çalan gökyüzünün En aklımı çelen yerinde Metal bir yüzükle bütün geceyi aydınlatırken duyular Levhalarında duruyorsun Tarihimin kayıp mezarlarının. Jileti kendine doğru tutası bir eylem bu: Ruhani alemlerin anason kokulu yerlerinde Tırnak içine alınan bir isim gibi kanıyorsun Takvimlerin en can alıcı resminden. Rehin duruyor köşebaşlarında metropolün Kırık aynaları ve etejerleri dünyanın. Bir karanlık masa üzerinde enlem ve boylamların, Aklımın saat farkısın Çıkagelen çekimser bir sonbahar sabahı Ekim mevsiminin en çileli çelişkilerinden. Bırak, tutma ellerinden yanında büyüttüğün Kalın abalı, eli yazgılı adamın Parmaklarımda iliklenen yağmur damlaları bunlar Ucube bir tülün ardından mum ışığı gibi duran Otelvari büyük ev ışıklarında: Bir yangı, bir söngü, İfademde katran ve tüyler Nerede akşam, orada ölüm Elden ele dolaştırıyorsun önlerinde gezdirdiğin Kalın abalı parmak adamı şehirde İçindeki merhametsiz çocuğu kapatıyorsun zindanlara Kenarları oyalı bir mahremiyetle. Arkamdan haykırıyor yüzün, Giderken ben akşamın pırıltılı şimal çocuğu gibi. Her bakışta ölüm Her gülüşte kanayan Örselenmiş bir yolda Bağırıyorsun gideradım ardımdan: - YAZMA! Sesinden tek kelime değil, Çağlayanların gürültüsü çıkıyor. Ölümden yana dört ferman Kıstırılmış bir çığırtkanın ceplerinde duruyor. Çatlamış sancılarla Çatlamış sesinle Yeni bir çocuk doğuruyorsun şimdi. Ah, o saçına doladığın sitemkâr tokaların Çocuk oyunların, komik gülüşlerin... Hatta çıkışların yerli yersiz; Anlamsız bunalışların... Sesimi kulağına dolayan kuşlarla yaşıyor uzaklarım Yolların bitmeyen kanatlı kopuşkanları Kaçık hırsızlar geliyorlar yanıma Tatmak için tılsımın zehrini. Çıngıraklı hayallerde rengini kaybettiğim Bir ucube fenalık; Vehamet ve hicran: Jileti kendine doğru tutası bir eylem bu! Ah, altın saman tanelerin, soğuk ve yeşil bilyelerin, kırılganlıkların, üzülmelerin, fırtınaların, sevmelerin, sevilmelerin... “Yazma” diyor yüzün En yatılmaz saatinde gecenin, Sabahın görünmeyenini görürken Çığlıklar atarak, feryatlar özümseyerek Çılgın bir metaforun karşısına çıkıp haykırıyor: - YAZMA! Oysa ki Yazgımın kuyruğuna takılmış Umutsuzluk tenekelerini istiyorum ben. Çizmelerime bulaşan ziftvari Ağlamaklı lekeleri... Geçmişimle savaştığım her seferde Az adamla kıstırılmak istiyorum Bir çıkmaz sokağın ortasında. Ah, çarpıtan fikirlerin, kandırışların, yalanların dolanların, ağlamaların, çığlıkların, ihanetlerin, hançerin, öldürüşün, cinayetin... Floresan buğusunda yaşatırken düşleri Ezbere bildiğim bir kaçak geceyarısı var aklımda şimdi: “O zamanlar ölüm ölümdü adam gibi! Zulüm, zulümdü... Biz olurduk; jandarmaların sabah nöbetlerinin değişiminde dikenli tellerin üstünden atlanırdı. Masum hırslarımız olurdu, dertlerimiz, tasalarımız, duvarlarımızda üzerine efkârlı efkârlı cigara üflediğimiz Filiz Akın’ımız... Avluya çıkıldığında topraklarını boşaltırdık oyduğumuz kendi felaketlerimizin.” Çığırtkanın elinden alıyorsun fermanı bu kez Bağırıyorsun havaya doğru: - YAZMA! YAZMA! Söylerken hiçbir vakit yüzüme bakmıyorsun. Tortulu zeminlere çıplak ayaklar basıyorum bense. Oysa ki O zamanlar ölenler olurdu, Biz arkalarından ağlamazdık; Zafer çığlıkları atardık seninle. Ah, jileti kendi şahdamarına tutası bir eylem bu. Yazgımın yalnızlığında, Soğuk ve sarı kent ışıklarında Ellerimi perde yapıyorum ışıkların günahlarına. Arasından sızıyorlar parmaklarımın... Yine kızgınlığını sıkıştırıyorsun sokak lambalarına Kalın abalı, parmak adamların koynunda Ve bağırıyorsun, bilmiyorsun En enkaz olmuş halimin içindeyim Bağırıyorsun tüm gücünle: - YAZMA! YAZMA! “Çünkü yazanlar; Kendi ölümlerine hep intihar süsü veriyorlar...”
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mehmet Ulaş ORAL, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |