..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Umutsuzluğa düşmeyin. -Charlie Chaplin
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
İzEdebiyat - Yazar Portresi - Mehmet Ulaş ORAL
Mehmet Ulaş ORAL - Beyaz Sayfa
Site İçi Arama:


Şiir
  İris (Mehmet Ulaş ORAL) 11 Şubat 2002 Sürrealizm 


  Yalnızlık - Aşk Kabare Tiyatrosu (Mehmet Ulaş ORAL) 11 Şubat 2002 Sürrealizm 

Gittiğin gece son kezdir cehennem üzerime bulaşır. Enkaz olmuş bir gecenin sabahında yazdığım bir roman bu İris, içbükey bir aynadan gözüme aksıyan...

  Mabrahar -I- (Mehmet Ulaş ORAL) 12 Şubat 2002 Erotik 

“Bir kapıyım yalnızca ben” diyor, sokuluyor daha da “Senin duvarlarında kapı delikleri, bir kapı yaptırmıyorsun açılmak için okyanusa!” Dudaklarında binlerce zerrem, Her satırbaşında sessizce bana dönüp bakan Yıllar... Diyoru

  Mabrahar -II- (Mehmet Ulaş ORAL) 12 Şubat 2002 Erotik 

Orospuluk İlmi: En eski mesleğidir yeryüzünün... En kilit sarhoşluğu, en parçalı unutkanlığıdır akıl ve aksözünün... Orospuluk sokak aralarında ihtiyaç için düşülen kötü yol... mudur ki düşmüş olanlar yarım akıllı saf andavallar olsunlar? Orospuluk, yüreğ

  Çığlık (Mehmet Ulaş ORAL) 18 Şubat 2002 Aşk ve Romantizm 

Ah, bir damla yağmur düştü üstüme; / sırılsıklam oldu her yanım... / üstünü açtı gelip ahlâksız rüzgâr düşlerimin. / (yüreğimin “düşes”i) / örttü gelip masum hayalin...

  Yara (Mehmet Ulaş ORAL) 18 Şubat 2002 Aşk ve Romantizm 

Ah, bir yaran olmazsa yaşayamazsın diyorken uzaklar; / Ben akşamları yaralıyorum!

  Mahkûmane Şiir (Mehmet Ulaş ORAL) 18 Şubat 2002 Aşk ve Romantizm 

ben yalanları sevemedim sevgili; / acıları ve de kanayan yaralarımı kangren ritminden... / sevdası gecelere bedel gözlerde yalanlara sığınmak istedim istemeden / ben seni sevdim çıkmaz sokak saatlerde!

  Bıçak Sırt (Mehmet Ulaş ORAL) 18 Şubat 2002 Toplumcu 

bıçak sırtı... ağır ağrı,,,, gece,,,,, virgül,,,, nokta koymuyorum,

  Mabrahar -III- (Mehmet Ulaş ORAL) 20 Şubat 2002 Erotik 

Kaç düşe kıvançla kement atar bir şair ve ifal edilen bir şair kaç biçimsiz şiirinde biçim kaygısından çok bir kadının esiri olur?

  Mabrahar -IV- (Mehmet Ulaş ORAL) 20 Şubat 2002 Erotik 

Mabrahar... bitti de gitti sonunda...

  Ortalık (Mehmet Ulaş ORAL) 20 Şubat 2002 Soyut 

Mandolin zamanlarında ibretle birleştirmelerdeyiz / Ezgilerimizi, tellere basınç yapan ellerle / Seviştirmelerdeyiz bir askılı gece...

  l y d i a (Mehmet Ulaş ORAL) 4 Mayıs 2002 Modern Epik 

lydia bir masaldan da fazla...!!!

  atol (Mehmet Ulaş ORAL) 4 Mayıs 2002 Aşk ve Romantizm 

adımlarımla tarihin organikliğini listeliyorum

  Sızıntı (Mehmet Ulaş ORAL) 4 Mayıs 2002 Bireysel 

sızıntı...

  Çiçek Akşamı (Mehmet Ulaş ORAL) 24 Mayıs 2002 Bireysel 

çiçeklendim...

  Aşk düştü, konuştu gece (Mehmet Ulaş ORAL) 23 Aralık 2002 Aşk ve Romantizm 

kapıyı çalacaksın... aşk evde yok!! O halde geri dön!

  bütün otel odaları dilsizdir (Mehmet Ulaş ORAL) 23 Aralık 2002 Deneysel 

gayrisamimi bir şiir oldu eski türkçeyle.......

  amfora (Mehmet Ulaş ORAL) 23 Aralık 2002 Modern 

amfora...

  ikinci şiir (Mehmet Ulaş ORAL) 23 Aralık 2002 Modern 

amforadan sonra...

  Senin Rengin Siyah (Mehmet Ulaş ORAL) 23 Aralık 2002 Aşk ve Romantizm 

Rengin Siyah senin...

  Aşk Hayatı (Mehmet Ulaş ORAL) 23 Aralık 2002 Aşk ve Romantizm 

Rüzgârın senfonisini fısıldadı sana ağaçlar...

  Hitler'e (Mehmet Ulaş ORAL) 23 Aralık 2002 Taşlama (Kinaye) 

aptala malum olur ya, Führer'in de gelişmiş bu vasfı

  Yakın (Mehmet Ulaş ORAL) 23 Aralık 2002 Başkaldırı 

68 kuşağına...

  Meçhul Şiirin Şairi (Mehmet Ulaş ORAL) 23 Aralık 2002 Aşk ve Romantizm 

istiyorum... yazıyorum...

  rtük (Mehmet Ulaş ORAL) 23 Aralık 2002 Deneysel 

soyundum...

  köşe kapmaca (Mehmet Ulaş ORAL) 23 Aralık 2002 Bireysel 

köşe kapmaca oynayamadım hiç, / köşeleri hiç kaplayamadım.

  o'pera'daki hayalet (Mehmet Ulaş ORAL) 23 Aralık 2002 Bireysel 

o'pera'nın sokaklarında gezinirken...

  akrep (Mehmet Ulaş ORAL) 23 Aralık 2002 Aşk ve Romantizm 

gel de söndürelim ışıkları

  kedi masalı (Mehmet Ulaş ORAL) 23 Aralık 2002 Aşk ve Romantizm 

cam bir kafes içine koydular dün gece resmini...

  eftelya (Mehmet Ulaş ORAL) 23 Aralık 2002 Aşk ve Romantizm 

boynuna asmış şimal yıldızını, geliyorsun...

  Eski 45'likler (Mehmet Ulaş ORAL) 23 Aralık 2002 Anı 

Graafonun sesinde ayrı bir tango

  anlatılmıyorsun (Mehmet Ulaş ORAL) 23 Aralık 2002 Aşk ve Romantizm 

o kadar...

  trajiromanti (Mehmet Ulaş ORAL) 23 Aralık 2002 Garip 

al işte sana trajiromanti!

  yarın soğuk gelir - 1 (Mehmet Ulaş ORAL) 23 Aralık 2002 Bireysel 

anladım... yaz biter, yarın soğuk gelir...

  karaladıklarım (Mehmet Ulaş ORAL) 23 Aralık 2002 Aşk ve Romantizm 

sensin

  duvar (Mehmet Ulaş ORAL) 23 Aralık 2002 Aşk ve Romantizm 

iki duvar birbirini sevsen sevmese ne?

  İsa'nın Düş'engiz Çizicisi (Mehmet Ulaş ORAL) 23 Aralık 2002 Başkaldırı 

Dalinin bir resmi üzerine...

  Gel Ey Seher (Mehmet Ulaş ORAL) 23 Aralık 2002 Destan 

Polad Bülbüloğlu'nun bestesi üzerine

  fotoğraf (Mehmet Ulaş ORAL) 23 Aralık 2002 Bireysel 

yüzümdeki kırışıklar benim mi?

  Yalnızlık Resimleri (Mehmet Ulaş ORAL) 23 Aralık 2002 Bireysel 

Acının resimleri mi?

  ten yolu (Mehmet Ulaş ORAL) 23 Aralık 2002 Destan 

sard'a giden yol "karageçirmez ten yolu"ndan geçer. Ve derler ki parayı ilk sard'a jaguar renkli kara burjuva haramiler getirdiler

  Graal Vaftizi ve Gece Sanrısı (Mehmet Ulaş ORAL) 23 Aralık 2002 Başkaldırı 

Düşçalıcı İsa: Jesus Christ

  Tek Kişilik bir Aşk İçin Düş Markizine Gece Fanzinleri (Mehmet Ulaş ORAL) 23 Aralık 2002 Sürrealizm 

Markiz!!!

  Yazma (Mehmet Ulaş ORAL) 23 Aralık 2002 Aşk ve Romantizm 

Çünkü yazanlar kendi ölümlerine hep intihar süsü veriyorlar!!!

  Yedi Mayın (Mehmet Ulaş ORAL) 23 Aralık 2002 Öyküsel 

Normandiya'dan gelen sesler

  Ey (Mehmet Ulaş ORAL) 23 Aralık 2002 Bireysel 

ben hep bu ey'lerin vedasını beklemişim...

  Arsenik (Mehmet Ulaş ORAL) 23 Aralık 2002 Bireysel 

Bir zehir içmeliyim bu gece.... susmayı bilmiyor, diyo "beni iç" diye...

  Sarıldı Melek Maviye (Mehmet Ulaş ORAL) 23 Aralık 2002 Aşk ve Romantizm 

Deniz'e

  Mavra (Mehmet Ulaş ORAL) 23 Aralık 2002 Bireysel 

Bir ALKOL içtim, yazdım...

  İris II (Mehmet Ulaş ORAL) 3 Nisan 2003 Aşk ve Romantizm 

xxx

  Sis (Mehmet Ulaş ORAL) 17 Kasım 2003 Modern 

Tüm şehrin çığlıklarını duyamaz sarhoşlar, belki biraz / / Belki hiç, belki çoktan seçmeli bir zaman içindeyim, / / Bildiğimi sanıyorum, Sis içinde diz çökmüş bir çocuk sobesi / / Saklanmış bir kağıt gibi çıkarıldım naftalinlerin arasından / /

  Orta Kat - Peri Masaları (Mehmet Ulaş ORAL) 30 Nisan 2006 Modern 

Orta Kat'ta peri masaları...

  Ayarı Düşük Yalnızlıklar (Mehmet Ulaş ORAL) 10 Ocak 2007 Aşk ve Romantizm 

yapayalnızlık..

  Dantes (Mehmet Ulaş ORAL) 17 Şubat 2007 Sürrealizm 


  Ara Nağmeler Çarşısı (Mehmet Ulaş ORAL) 31 Ekim 2007 Modern 


  Şehirlik Rubai (Mehmet Ulaş ORAL) 9 Mayıs 2009 Sürrealizm 

ZAMAN TUTSAK, VURGUN VE SANA AŞIKTI. BİR ŞEHİR PENCERELERDEN USUL ADIM DÜŞERKEN; BİR BALIĞIN SIRTINA TUTUNDU. BALIK, BİR ZAMANDAN BAŞKA BİR ZAMANA UÇUP DURUYORDU. ESKİ VE DİNİ BOZUK BİR ŞİİR, OLMADIK BİR RUBAİ, SİSMİK BİR PATLAMAYI ARAYIP DURUYORDU. PENCERELER BUNU BİLMİYORDU

  "Peri" (Mehmet Ulaş ORAL) 27 Aralık 2009 Modern 


  Peri II (Mehmet Ulaş ORAL) 28 Aralık 2009 Modern 


 

 



Yalnız ağaçların yaş halkaları sık olur. Konuştuğunda ya da göz kırptığında bir saniyenin içinden doğru; o saniyeyle birlikte başka saniyeler de adım atmaya başlarlar tarihin içine. Altın arayıcıları, konuşmayanlar, simyagerler peşine düşerler aynı zaman dilimine rağmen daha çok eskimiş olan ağaçların. O ağaçlar, üzerlerindeki dal yükünden arınmadan, dal ve yaprak yüklerinin ağırlığını da kaldırarak yaşamayı bilmişlerdir, işte o yüzden dik ve diri dururlar gövdelerindeki yaş halkalarının yoğunluğuna ve kalın gövdelerine karşın.

Nedir ki bir yalnız ağaç? Kuzey cephesi yosun tutmuş, toprağın dibinde de toprağın dışındakine yakın parça bırakan, sağlam, güçlü, her bahar yaprak açan, her hazan yaprak bırakan bir kalın gövde midir? Yanındaki dost ağacını ya da sevgilisini yitirmiş bir “çöl ortasında tek kalmışlık” mıdır yoksa? Yoksa bütün bunlardan oluşan bir karma hayat mı? Belki de hepsi...

İşte ben, bütün bu karma hayatlardan oluşmuş bir hayatın arzusuyla ilerleyen bir yalnız ağacım. Şehirde beni yaşatmamaya çalışan onca güç, onca değişim, onca farklılığa rağmen dimdik ayaktayım. Birilerine anlatıldığında değeri pek de olmayan yalnızlığımla birlikteyim. Bir kuyumcu vitrininde merak ettiğiniz tüm kuyumlardan değil, yeşilçamın içinde satılan küçük boncuklardan sadece biriyim ben ve benim anlatamadığım yalnızlığım.

Yalnız kalmak ya da yalnız olmak (farklı farklı ama içiçe), bir ağaç kadar kalın gövdeli olmayı gerektirmez. Eniniz ve boyunuz kalınsa kendinizi bir yalnız ağaç gibi görmeniz ahmakça olur. Eğer içinizde durmadan ilerleyen ve kemiren “şey”ler gitgide karın boşluğunuzu dolduruyorsa kalınlaşıyordur yaş halkalarınız.

Peki neden yalnızım? Seçtim mi, seçtirildim mi, kimim ben, neyim, neredeyim? Hepsinin cevabını o kadar iyi biliyorum ama ne kadar zor anlatıyorum. Yalnız bırakılmanın içimde uyandırdığı sevinç ve ilerleyen saatlere doğru bir halka daha kalınlaşan bedenimin içinde durmadan ilerliyorum birileriyle...

Bütün sessiz ve kimliksiz otel odalarını biliyorum, onlarla konuşur oldum, onların sır sakladıklarını, anlatamadıklarını ve dürüst olduklarını biliyorum. Kendime söylediğim yalanları, dışarılara bir türlü söyleyemeyip kendime söylediğim yalanları... Biliyorum, herkes yalan söylemelidir. Yalan, bir ihtiyaçtan doğar. Ama ben bir tek kendime söylüyorum yalanları. Biliyorum, bakılacak gözler, eski yunanın içinden geçerler; inanılırlar, sevilirler, ölümcül görünürler, özlenirler. Onları unutmayı başarıyorum.

İris: Gel artık... Ortalıkta kaldım... Yalnızlık ve aşka dair tiyatrolarda oynadım senin için. Tek değilsin, birisi değilsin, biliyorum ama gel! Düşümde boşuna kapladığın zamana yazık! Gel! Tanımadığım gerçek aşk! Tüm güzelliklerin ortak adı olarak koydum seni sözlüğe... Tüm masum kadınların şifresel adı. Gel, seni bekliyorum, gelmiyorsun.

Mabrahar: Neden çarpışıyorsun hâlâ? Kötülüğün, ucuzluğun, fahişeliğin kodu. Mabrahar! Git! Uzaklaş ve bir daha yanaşma yanıma benim!

İki kuvvetin arasında geçen savaşın ortasında yapayalnızım. Amaç ve gürültülerin arasında bir değer biçiyor yalnızlığıma kuyumcular, altın arayıcıları, gümüşseverler... en sonunda kapatıyorum tüm kapalı anlatımları bir gecelik dolaba, rahatlıkla anlatıyorum yalnızca bir gecelik olmak üzere... Konuşuyorum, susuyorum, yalnız bir ağacım ben, biliyorum, bir halka daha genişliyor vücudum...



 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Mehmet Ulaş ORAL, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.

 

Bu dosyanın son güncelleme tarihi: 21.11.2024 16:07:18