Bulanmadan ve donmadan akmak ne hoştur. -Mevlânâ |
|
||||||||||
|
“Ses” kelimesinden kaçgun bir ihtirasın müfredatına kayıp, hasreti ve ufalanan her şeyi çılgın geceyarıları gibi onurlu sayan sesteş bir şehir akşamı. Minarenin üst katındaki kendinibilmez deliler hep aşağıya doğru düşerler kendilerini yeniden kavuran albatrosun yerdeki gölgesinin miğfer sancılarıyla. Ve meyhanenin delikanlıları çingene çorbasından bir yudum çekerler, sonra bir de çoban salata, rakı ve muhabbetle; meyhanenin delikanlıları, sokak çocukları, tiner akşamları ve tutkal gibi boyunsarar düğümüyle bağlanan İsa’nın evlatları...... Graal: aslında geniş zamanlı bir ses. Çorba uygarlığın pençesidir, çarmıhla içilirse; ya da derin bir haçla... İhtirasın göğsünde yanan... Graal: yasaklı akşamda bir piyade... Bilirkişiraporuolmaksızın, bir sanrının kucağına atılan. Düşyazıları, mihrap, bütün, parça, kalıp, şarap, kan, mistisizm, lanet ve duman... İhanet, İhanet, İhanet, İhanet! Ey İsa: Jesus Christ! Son mertebe hisler, ulaşımda sorun yaşamakta vücudun gözle görülmeyen yakalarına. Tut bir yerinden sen de meselenin yoksa, yoksa uzadıkça uzayacak bu film! Kanını içti tabak tabak çocuklar, içirdiler bu vaftiz suyunu, evlatlara içirdiler. Karınları şişti, laneti sevdiler ve hepsi tek tek öldüler! Ey İsa: Jesus Christ! Sahte raporlarla kandırdılar, çık, gel, al, yık, yak ve içir akşamı yine laneti sevip ölen çocuklara. Graal: kanını içtiğin tastır İsa’nın: Jesus Christ! Bir kariyer kavgasında çılgınlığı eli sopalı bir isyan mangasının... Graal: alınıp bir akşam kanı İsa’nın: Jesus Christ! İçirilmelidir gümüştepsiseven evlatlarına tanrının. Kahpe burjuvalarla oynaşırken fahişeler, öldü kendi bilimlerini yaratan melekler. Dünyayı sevmişti çocuklar oysa, dünyayı sevmiştiler... Lanetlendiler hepsi, isyan ettiler. Ey İsa: Jesus Christ! Ne gerek vardı ulan on üçüncü bir havariye? Neyine yetmiyordu ki on iki tane ha, neyine? İhanet etti on üçüncüsü İsa’ya bir gece; ve tanrı bütün bir soyu ölümcül bir sanrıyla lanetledi. Artık içemeyecekti hiçbiri şaraplarını –kanı saydıkları İsa’nın- Graal’den... Hiçbiri sevemeyecekti, sevilmeyecekti, açılmayacaktı onlara cennetin kapıları. Niyetlenmediler mi ki sanıyorsunuz içmeye bu büyülü iksirden? Bir kez denediler, evet denediler; ama yalandı, kandırdı onları tanrı ve onlar hiç bilmeden bu kimsesiz laneti içtiler.................................. DÜŞÇALICI İSA: JESUS CHRIST! dipnot : (*)Graal: Katolik inancında, içinden İsa’nın kanı niyetine yapılan ekmek-şarap ayininde kullanılan tas. Bir çingene inancına göre, İsa’nın çarmıha gerilişinde tanrı tarafından lanetlenen çingene soyundan küçük çocuklar, bir gün tanrıya dileklerini söylemek için aralarında ayin düzenlerler. Ancak tanrı, -İsa’nın kışkırtmasıyla- onların Graal’indeki şarabı, lanet iksirine dönüştürür ve Graal’i önce çok seven çocukların sonra karınları şişer. Hepsi ertesi gün ölür.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mehmet Ulaş ORAL, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |