Bazen evrende yalnız olduğumuzu düşünürüm, bazen de olmadığmızı. Her iki durumda da bu düşünce beni afallatır. -Arthur C. Clarke |
|
||||||||||
|
Küçük kız güldü ön iki dişi düşmüş diğerleri de çürük ve döküktü ve kelimenin anlamını bilmediği halde çocuğu öptü kıvırcık saçları topak topak ve kumulsu tozlar içindeydi. Çukur çukur yolda diğer arkadaşlarından biraz uzakta gecekonduların arasında kalabilmiş ve yeni sahibini bekleyen, üstü; boşluk bulmuş her gecekondu sahibi tarafından çöp ve molozlarla doldurulmuş ve köşede yarım bırakılmış küçük bir inşaat yapısı olan bir tarladaydılar. Erkekler patlamış ve muhtemelen çöp toplayan babaları tarafından bulunmuş Mikasa marka bir top dışının içine geçirilmiş plastik adi bir topla oynuyorlardı Kızlar annelerinin eteklerinden arta kalan lastikleri birbirlerine bağlamış atlıyorlardı, biraz daha büyük olanlar sanki bilinçlenmiş toplumsal normlara ayak uydurmuş havasında duvar üstünde çekirdek çitliyor gelen geçeni izliyorlardı. Arada ellerinde sigara duvarda oturan kızları süzen genç erkekler veya sokağa adeta eziyet çektiren bol bol ses çıkaran iri çin malı üzerine silik çakma markalar yapıştırılmış motorlarda genelde saçları yalanmış deri ceket giymiş ağır ağabeyler geçiyordu Küçük kız elinden tutan yeşil-sarı karışımı gözlü çocuğun kendisini ileri doğru çekmesiyle komutayı ona bıraktı yarım kalmış inşaat parçasının üstüne çıktılar ve el ele tutuşup dönmeye başladılar. Erkek çocuk evde abisinden duya duya kulaklarının aşina olduğu varoş rap i şarkıyı söylemeye başladı, bitli kız bir yandan dönüyor bir yandan küçük vokalin sesi eşliğinde bir tempo tutuyordu: Sen Allahsızın kızı beni hiç sevmemişsin Sen bacak açıp zengin piçi beklemişsin Yavrum beddualarım sanadır Çirkin yüzünü boka daldır Yüreğimi aç bak senden ne kalmış Senden sonra kalan büyük bir pişmanlık İstersen üstünde tepinsin yüz kamış Düşünme içimde hiç yok kıskançlık Çocuk söylüyor bitli kız mışlara en fazla dört harfli kelimelere düet yapabiliyor ve arada kıkırdıyordu… Onlar için şarkıdaki küfürler güzel tınılara dönüşüyor şarkı gerçek anlamını yitirip acıklı melodisini yağ satarım bal satarım tarzı bir melodiye bırakıyordu Şarkının sözlerindeki ağır yakarışlar ve kafiyeler çocuklar için sadece kulağa güzel ve eğlenceli gelen oyun sözleri oluyordu. Kafaları iyice döndükten sonra birbirlerini bıraktılar kıç üstü düşünce bulanık bedenlerine güldüler, başları o kadar dönüyordu ki bu bile onlara komik geliyordu… Sonra bitli kız gökyüzüne baktı puslu ve dönmekteydi gözlerini bir iki saniye kısıp kapadı vücudu sabit kafası bir kutuya konulmuş sürekli dairesel hareket ediyor gibiydi. Birşeyler düşünmekte zorlandı bitli kız sadece nasıl hissettiği üzerine yoğunlaştı uçmak gibiydi daha önce yaşamadığı ne varsa içine katabilirdi güzel ve garip Bitli kızın kolundan biri tuttu gözlerini açtığında annesini gördü kıza bir tokat yapıştırdı kızın garip hisseden mutlu ve şaşkın gözlerine somurtan korkmuş bir kız oturdu annesi bir yandan kıza yaşından çok ağır küfürler ediyor bir yandan kolundan yerde sürüklüyordu hala biraz kafası dönen kız yüzündeki kızarık bölgedeki acının merkezini tutuyordu annesi kızın koluna geçirdiği tırnaklarıyla yeni acı merkezleri oluşturuyordu kız somurtkan yüzüne titremiş dudağında biraz sonra olacakların sinyallerini veriyordu sonunda bağırmaya çocukların ağladıklarında yaptıkları gibi anlamsız anlamsız inlemeye başladı annesi bunları duydukça daha çok sinirleniyor kızın kıçına başına vuruyordu. Yeşil-sarı gözlü çocuk oturmuş korkuyla arkadaşının kendisinden zorla koparılışını izliyordu onunla yeni bir oyun oynamak için neler vermezdi ki hem o kendisini küçük gören erkeklere de ihtiyacı yoktu artık bu yeni arkadaşı ona yetiyordu ta ki annesi onu kendisinden alana kadar… Çaresizce eve gitti yandaki küçük taşlıktan anahtarı aldı altı kırık biraz zorlasan açılacak tahta kapıyı açtı annesi temizlikteydi babası inşaatta… Evdeki televizyonu açtı içinde arkadaşından ayrıldığı için öfke vardı. Yirmi saniye sonunda sevdiği tuvalet kağıdı reklamından sonra bir dizi çıktı içindeki öfke siliniyor karakterlere yoğunlaşıyordu sihir yapan kızlar keskin bir biçimde ayrılmış iyi-kötü karakterler kendini hayal etmeye replikleri kafasına kazımaya çalıştı.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © evren gelen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |