• İzEdebiyat > Öykü > Dinsel |
1
|
|
|
|
Ali, hayatının en zor dönemini yaşıyordu. İşini, sevgilisini, evini ve umudunu kaybetmişti. Kendisine yardım edecek kimse yoktu. Ta ki bir gün parkta karşılaştığı yaşlı bir adam ona hayatını değiştirecek bir tavsiyede bulunana kadar. Adam, Ali’ye ruhsal ailesinden bahsetti. Onlar, Ali’nin yolculuğunu başarıyla tamamlaması için ona yardım etmek isteyen rehberler, yüksek benliği, üst ruhu ve diğer tüm varlıklardı. Ama Ali onlara güvenmeli ve kontrolü bırakmalıydı. Ali, bu tavsiyeyi dinleyip hayatını mucizelerle doldurabilecek miydi? Yoksa eski alışkanlıklarına geri dönüp fırsatları kaçıracak mıydı? Bu öykü, Ali’nin ruhsal gelişimini, manevi arayışını, hayatın anlamını ve evrenle bağlantısını konu alıyor. Bu öykü, size ilham verecek, umut aşılayacak ve ruhsal bilinç kazandıracak. |
|
2
|
|
|
|
Dinimiz reenkarnasyonu kabul etmiyordu. Kuranı Kerimin Bakara Suresinin 28. Ayetine aykırıydı bu.
ERDEN ERKİN... |
|
3
|
|
|
|
İnsanlar arasında ilk aşk, Adem ile Havva arasında başladı. Adem, Havva' ya öyle bir tutkuyla bağlandı ki, şeytanın Havva' yı kandırdığını; yasak meyve olan elmayı yiyerek cennetten kovulacağını ve bir daha birebir Tanrı ile konuşamayacağını anlayamadı. H |
|
4
|
|
|
|
Her alanda aldananlar ve aldatılanlar |
|
5
|
|
|
|
Uzaylılar bizi mi ziyaret ediyorlar yoksa dini bir görevi mi yerine getiriyorlar ya da sadece dinleniyorlar mı? |
|
6
|
|
|
|
Balıkçılar neden filozuftur? Yoksa onlara sürekli "rastgele" dendiği için mi? |
|
7
|
|
|
|
Bir an düşündüm; cennet, cehennem konusunda ne çok espriler yapılıyor, fıkralar anlatılıyor, karikatürler çiziliyor. İnsan özellikle sonsuz azap mekanının kenarında iken de bu konuda espri yapabilir ve bu fıkralara gülebilir mi?..
|
|
8
|
|
|
|
Kudüs'den yükselen devasa alevler kızıl bulutlar halinde gökyüzünü kapladı. Fırtınalar nefes oldu, üfürdü bulutları Mısır'a doğru. Mısır'ın zalim firavununu sarayının kalın duvarları koruyamadı, küle döndü duvar taşları. Firavun ve onun soyundan gelen tüm kıptiler kızgın küllere gömüldü. |
|
9
|
|
|
|
Babillilerin âdetlerine göre; bayramlarda herkes bir yerde toplaşarak bayramlaşıyordu. Hiç kimse evinde oturmazdı. O gün, Hz. İbrahim, evinden çıkmamaya karar verdi ve hadi gidelim, diye gelen komşularına iştirak etmek istemedi.
|
|
10
|
|
|
|
Seni görmek istedim.
Sağ olsun, bir meleğin güvencesinde gönderdi beni grup berzahı.
|
|
11
|
|
|
|
Önderimiz, hiç tereddüt etmeden, uğruna başımızı koyacağımız, o kutlu insanın, kâinatın sonuna kadar, mesajının silinemeyeceği efendimizin, asrıydı. |
|
12
|
|
|
|
Dımıştad Yatırı Şeyh Maksud’ un asıl adı Seyid Ali’dir. Babasının adı Seyid Muhammed’ tir. Onun sekizinci atası olan Seyid Hasan, kardeşi Seyid Mustafa ve Seyid Halid ile daha önce Dikan Köyünde oturuyorlardı. Ne yazık ki, bu köyün yeri henüz tam tespit edilemedi. Ancak Seyid Halid, Dikan Köyünde kalarak, orada yaşamayı tercih ederken, diğer iki kardeşi Seyid Hasan ve Seyid Mustafa oradan ayrılarak, bilinmeyen bir nedenle Qedişt (Kadışt-Kırım) Köyüne gelip yerleşiyorlar. |
|
13
|
|
|
|
Büyüklerin cevap veremediği çocukça bir soru: Yumurta mı tavuktan, tavuk mu yumurtadan çıkar?
|
|
14
|
|
|
|
Rabb’imiz Hz. Musa’nın annesini, zorluk durumunda gösterdiği kayıtsız şartsız itaati, Allah’a olan bağlılığı ve tevekkülü ile tüm iman sahipleri için önemli bir örnek kılmıştır. |
|
15
|
|
|
|
"Ey Rabbim senin kelamın için yanıp tutuşan, yoluna
yapışıp kelamına sımsıkı sarılan kulunu sen son
nefesinde yalnız bırakır mısın hiç?"
|
|
16
|
|
|
|
Hikayede, mazi ile istikbalin sanat yapısını birleştirme gayreti olarak tanımlanabilir veya geçmişin klasikleşmiş sanatını, gerçeği anlayabilme yolunda etkili şekilde kullanmanın mümkün olabilir mi? Sorusuna bir cevap niteliğinde mütevazı bir çalışmadır.
Hikaye de hayatı tanıma, hakikati kavrama, yaratılış ruhunu hissetmenin klasik bir yolu gösterilmeye çalışılmıştır. Canlılığın sadece insanlar ve hayvanlar âleminden olarak örülü bilinmemesi gerektiği, aslında baktığımız fakat göremediğimiz birçok güzelliğin farkına varıp günlük yaşamımızda uygulayabilmenin çabasıdır.
Hikayede, tüm canlıların konuşturulması, kişileştirilmesi söz konusu edilmiştir. Tamamıyla mecazi ve simgesel anlatımlar ön plana çıkmıştır. Manayı anlamak için insanın kendi içine dönmesi gerekir lakin kendi içine dönmesi için çevresinde saklı hakikatleri görmesi lazımdır. Görünen suretlerin içine nüfuz eden içsel tanımlamaları okuyabilme gayretidir.
Aşkın insan üzerindeki binlerce rengini farklı bir bakış açısıyla yada meteryalist dünyanın bize unutturduğu aşkı yeniden hatırlamak... |
|
17
|
|
|
|
Geçen yaz yazdığım bir yazım. |
|
18
|
|
|
|
Endonezya'da yaşanan doğal afetler zinciri fenomeni ve umutsuzca fenomeni açıklamaya çabalayışım. |
|
19
|
|
|
|
Develer berber iken, pireler tellal iken, insanoğlu hala ortaçağ masallarına inanıyorken... |
|
20
|
|
|
|
Arkadaşımla bir kere yaptığımız ve devam edemediğimiz bir oyun oynamıştık.
Birbirimize üç kelime verip ondan öykü oluşturacaktık. Arkadaş başladı:Kelimeler: Kan, Kilise çanı ve kedi mamasıydı. |
|