En tatlı sevinçler, en hiddetli kederler sevgidedir. -Pearl Bailey |
|
||||||||||
|
- Esselamül bülbüüüül! Hoşgeldin Süleyman yavrum. Hayırdır? - Hocam herşeyi en baştan anlatabilir misiniz? Yani bir genel tekrar gibisinden... - Peki yavrum. Euzübirvarmışyokmuşbirracim ve Birmasalkiahmaktırinanırsakim . Bundan çoook önceki bir zamanda Havva Prenses ve Yedi Nuriler cennette mutlu mesut yaşıyorlarmış. Ama Havva’nın güzelliğini kıskanan bir melek varmış, adı “şeytan” olan... Sonunda benliğine uyup, kızı öldürmek için yaptığı planını hayata geçirmiş. Bir Cennet elması almış. (Tabi o sıralar ne Amasya ne de Tamimi var) İçine de nüfuslarını kontrol altında tutmak için Cennet kedilerini öldürürken kullandığı kimyasaldan koymuş. Tanrının ateşten yarattığı meleğine reva gördüğü bu pis iş sonunda işe yaramış. Zira Cennet Zehiri diye bir şey olmadığından zehri başka türlü elde etmesi olanaksızmış Zaten cennette zehirli bir şey olması oranın mantığına aykırı olurdu di mi? İşin ilginci Tanrıya isyan edip, huzurundan kovulduktan sonra da bu işi bir tür hobiye dönüştürmüş ve takipçilerinden kedileri öldürmelerini istemiş, kolleksiyonuna katmak için... Her neyse... Yediği zehirli elmanın etkisiyle kusma krizine giren ve yerde debelenen Havva bir süre sonra iyice sinir bozucu olmaya başlamış. - İyi de neden ölmemiş? - Ee yavrum orası zaten öteki taraf! Cennette ölemezsin yani eğer kedi değisen... Well hasılı bu bitmek bilmeyen kusma seremonisi tanrının sinirlerini bozmuş ve ilahi iyileştirme gücü ile zehri etkisiz hale getirmiş. Şeytan’ı bu iğrenç entrikaları nedeniyle Dünya’ya kovmuş. Etraftaki kusmuğu temizlesin diye de Adem’i çağırmış. - Adem ile Havva o ana dek hiç karşılaşmamış mı? - Hayır. Adem üvey ablası olan 3 Huri ile Cennet’in doğusunda yaşıyormuş. Kötü kalpli üvey ablaları onu hep itip kakıyor, kadın kıyafetleri giydirip dalga geçiyorlarmış. Zaten Havva ile karşılaştıklarında ayağında camdan kadın ayakkabıları olmasının nedeni de buymuş. - Peki sonraa? - Cinleri tepesinde olan Tanrı, Adem’i ve ayakkabılarını görünce “Bu çocukla bu kadar eğlendiğiniz yeter!” demiş ve öfkesini, üvey ablası olacak Lezbina, Homonina, Transea’dan çıkarmış. Tahmin edeceğin üzere onları da Dünya denen sürgün yerine yollamış. Kovulan bu üç Huri insanlıktan intikam almaya yemin etmişler ama bu başka bir hikaye... - Peki Adem ve Havva’ya ne olmuş? - Adem ve Havva ilk görüşte birbirlerine aşık olmuşlar. Fakat üstü başı kusmuk içindeki Havva durumun utancıyla bir türlü Adem’e bakamıyor, yaklaşmıyormuş. Durumu anlayan Adem yerde duran yarısı yenmiş elmadan bir ısırık almış. Bu sırada aynı iğrenç durumla karşılaşmak istemeyen Tanrı “Dur! O elmadan yemeniz yasak...!” dediyse de iş işten geçmiş. Az önceki istifra sahnesi yeniden yaşanmış. Bu dejavudan hoşlanmayan Tanrı “Kovuyorum lan! Hepinizi kovuyorum ulan! Sktrin huzurumdan! Huzur mu bıraktınız zaten!” diye haykırmış. Böylece kutsal sürgün yeri olan Dünyamız oldukça kalabalık ve hareketli bir başlangıç yapmış. Ve sonsuza kadar kovulmayı umursamamışlar. Gökten üç elma düşmüş. Biri İsa’ya biri Musa’ya üçüncüsü de diğer ikisine yaranamayanlara! The End
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © ömer kırat, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |