Bazen evrende yalnız olduğumuzu düşünürüm, bazen de olmadığmızı. Her iki durumda da bu düşünce beni afallatır. -Arthur C. Clarke |
|
||||||||||
|
Upuzun direğin tepesinden fersiz bir sokak lambası, aydınlık önünden geçişen yağmur damlacıklarını, aşağıdaki küçük gölcüğün zifiri karanlığına yolluyordu kandırarak. Bir kedi geldi, gölcükte birikmiş her yağmur damlacığını içip bitirmek ister gibi soktu burnunu içine. “Şlap, şlup, şlap, şlup!” İçti kana kana… Karnı şişti, tulum gibi. Bir köpek geldi, burnunu değdirdi gölete. Kedi, tulum gibi şakıyarak daldı karanlığın sert duvarına sürtünerek. Birkaç pire düştü kirli tüylerinden kayarak. Köpek, yaladı yağmuru, çekti içine, yaladı, çekti, yaladı, çekti… Bir bekçi düdüğü duyuldu boyutsuz karanlıkta, pireler korkarak köpeğin bacaklarına üşüştü. Köpek kenara çekildi, bekçiye yol verdi. Bekçi sert adımlarla her yeri inletti. Bekçinin sert adımlarından sıçrayan sular bir solucanı ıslattı. Solucan bekçinin arkasından küfretti. Gölcüğün önündeki evin kapısından çıkan adam, onu duydu. O da küfretti. Küfürün bini bir parayken ortalıkta, “imdat!” diye bir çığlık yırttı gecenin karanlık bilgisizliğini. Küfürbaz adam, göletin yağmur damlacıklarını eze eze kaçtı, gitti; giderken solucanı da ezdi. Solucanın bedeni kaldırıma sıvaştı. Köpek çok kızdı buna, adamın bacaklarına bacaklarına harladı. Adam ona da bir tekme attı. Çığlığın sahibi genç kadın, köşe başındaki evin kapısından çıkarak, çığlığını sürdürmek istedi, bağıramadı. Büküldü bacakları, küçük gölcüğün içine yattı. Karnında bir bıçak sapı vardı, metaliyse karnında saplı. Küçük gölete kanı aktı. Kedi geri geldi, kadına acıyarak baktı. Köpek, koşarak geldi, kedi korkup kaçmak istedi. Köpek, baktı, kedi bir insan öldürmüş, yakalamak için üstüne atladı. Kedi tısladı, sonra kaçmaya başladı. O kaçtı, köpek kovaladı. Sonra bir duvarı aşan kedi, izini kaybetmeyi başardı. Köpek, cinayet üstüne kalabilir korkusuyla geri gelmedi, saklandı. Gecenin karanlığından güneş ışıyana dek hiç kimse gelmedi kadının başına, başına iş açma korkusundan. Kadın, kan kaybından öldü, gitti. Gazeteler ne kediden, ne köpekten bahsetmedi. Sadece, “kendisiyle barışmak istemeyen karısını bıçaklayarak öldürdü,” diye yazdılar bir adamın fotoğrafı altına. Köpek hemen tanıdı, kendisine tekme atan adamı.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Kemal Yavuz Paracıkoğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |