..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Hiçbir şey yaşam kadar tatlı değildir. -Euripides
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > HAMZA EKİZ




24 Temmuz 2010
Hüzün Yaraşıyor Bana  
HAMZA EKİZ
öyle işte negelir elden insan kalmaktan başka


:AFJH:
Yaşam denilen bu kısır döngüde var olmuşuz bir kere, ilk nefesi tattığımız anadan son nefesi verinceye kadar sürecek bu yaşam. Neden var olduğumuzu düşünerek yaşarken, çektiğimiz acılar kavuracak yüreklerimizi ve acılarla boğuşurken sevda türküleri söylemeyi öğreneceğiz beklide. Ve varlık yokluk içinde kaybetme telaşıyla yaşayacağız bu hayatı. Kimi zaman maddi olgu telaşıyla savrulacağız kimi zaman sevdayı arayacağız, tam mutluyum derken ağlamaya başlayacağız kimi zaman. Kimi zaman buldum derken kaybetmeyi, kimi zaman yok oluşlar içinde var olmayı öğreneceğiz. Kısaca yaşamayı öğreneceğiz alabildiğine ne şekilde olduğunu bilmeden. Ya insan kalarak yada hayvan olarak ama yaşayacağız sonuçta. Kimilerimiz hakkı meyhanede arayacak, kimilerimiz sabah akşam alnı seccadede namaz kılacak. Kimileri meyhaneden çıkıp eşine sarılacak kimilerimiz namazdan sonra zinaya soyunacak. Kimilerimiz doğru söyleyip doksan dokuz köyden kovulacak kimilerimiz ise yalan söyleyip yüreklere taht kuracak. Kimi dolandıracak, kimi dolandırılacak. Kimi satacak bedenini üç kuruşa lüks yaşama kaygısıyla, kimisi aç kalsa da onurlu yaşayacak. Ve bir çocuğuz düşene vuracağız tekmeyi düşeceğimizi unutarak ve bir kaçımızda düştüğümüzü yada düşeceğimizi hatırlayıp el vereceğiz düşene. Kimimiz sevecek delice, kimimiz sevilecek. Kimilerimizin içinde yaşayacak sevdası, bir kaçımız haykıracak yaşadığı sevdasını. Kimi diyecek bendesin, kimi diyecek dostlarımla paylaşılarak büyüyorsun. Kimi gerçek dost olacak sana varlıkta yoklukta, birçoğu koyacak tekmeyi sana yok olmaya yüz tuttuğunda. Kimisi sesini özleyip sesine dayanmak için arayacak seni kimisi sadece anlatacak neşesini anlatırken sormayacak derdini anlatırken sormayacak halini. Ve yaşayacaksın yaşamayı öğrenerek ve yaşayacaksın bir gün mutlu bir gün umutlu üç gün acı çekerek , beş gün terk edilmiş ve bazen bir sese hasret bir telefonun çalmasını bekleyerek, bazen yoklukta yok olmak üzere olacaksın bir bakacaksın varlıkta yokluk çektiğin günleri unutmuş yaşıyor olacaksın. Ama yaşayacaksın işte bir şekilde ve yaşacaksın nefes aldığın sürece.
     
     Evet yaşayacaksın, yaşadığın sürece var olacaksın. Neşeli umutlu ve onurlu ya da onursuz yaşayacaksın ya ahlaklı olup mutlu olacaksın ya da mutsuz olup ahlaksızlık limanına demirleyeceksin. Çoğu zaman yorgun düşecek bedenin, bir zaman dingin bedeninle omuzlayacaksın dünyayı. Bir gün çocuğun olacak ağlayacak düşüneceksin neden ağlıyor diye ve sevecek kahkaha atacak inançlıca yine düşüneceksin ya inançları kırılır ağlarsa diye. Sevda selinde boğulurken, ayrılık çöllerinde susuz kalacaksın birden. Seveceksin, sevileceksin ve terk edileceksin. Yâda aynı yastıkta vereceksin son nefesi. Kimi zaman savruk küfürler çıkacak ağzından sana yakışmayan şekliyle ve çoğu zamanda sevda türküleri, umut şiirleri söyleyeceksin yaşadığının keyfine vararak. Bir gün olacak ağlayacaksın, iki saat sonra kahkaha atacaksın çelişkilerle. Ve sevdiklerini kaybedeceksin teker teker kimileri yaşarken ölecekler kimileri gerçekten son nefeslerini verecekler, yaşayanların acılarını taşıyacaksın bir ömür yüreğinde ve ölenlerin acıları onlar toprağın altına girinceye kadar sürecek yüreğinde. Yaşadığın sürece belki bilmeyeceksin hiç babanın ne demek annenin ne demek olduğunu, bazen bildiğin halde bilmezlikten geleceksin, bazen de yok sayacaksın seni var edenleri onursuzca ve alnına bu onursuzluğun karanlığı eklenecek. Ve seveceksin hiç sevmemiş gibi, ve sevileceksin sevilmemiş gibi çabuk unutacaksın seni seveninde senin sevdiğinin de var olduğunu, hoyratlaşacaksın günden güne bilgisizce tüketeceksin yaşadığın sevdayı. Ve dönüp bakacaksın neredeyim ben diye aptalca ve kendine hiç toz değirmeden. Sütten çıkmış ak kaşık olacaksın kendine göre, karşı taraf için kara bir leke ve adın iyiyle güzelle anılmamaya başlayacak kirlettiğin hayatlar için. Acıyacak yüreğin. Sen sen olmaktan çıkacaksın dünya seni taşımaktan bıkacak beklide yalnızlaşacaksın. Ve yalnız olmayı özleyeceksin paylaşmayı bilmediğin zamanlarda içine dolan dertler seni koparmak isteyecek yaşadığın dünyadan ya uzak şehirler paklayacak seni ya dağ başları yada yalçın kayalar. İçindeki isyanın varlığı olacak bu saydıklarım mavi bir denizi hayal edemeyeceksin yada serin bir göl kenarını yada mis gibi çam kokusunun içini doldurduğu bir dere kenarı çekmeyecek seni. Çünkü unutacaksın paylaşmayı ve kendinle çelişmek ağır gelecek kaçmak isteyeceksin.

     Bazen de kaçamayacaksın ha tutacaklar kollarında atacaklar seni taş duvarların ardına, ellerin kelepçeli bedel ödeyeceksin. Ya namusunun bedeli olacak du ya vatan sevdasının yada kendini feda ettiğin insanlar için bir bedel. Bunlar onurluları belki namussuzluktan düşeceksin içeri 15 yaşında bir kıza saldırmaktan adice yada dolandırıcılıktan alın terini unutmuş bir halde yada lüks uğruna bedenini satmaktan alacaklar seni demir parmaklıkların arasına yüzün kızaracak onursuzca. Ve sistem çekecek bazen dışarı seni ya damardan alacaksın ya da bir üçlü patlatacaksın ve sonunda yakalanıp sen bile anlayamayacaksın ne halde olduğunu. 3 ay 5 ay 1 yıl 5 yıl derken bazen de muhabbete dönecek yaşadığın yaşamın bedelleri. Çelişeceksin kendinle dar koğuşlar içinde. Bir an gelecek duracak zaman düşünmeden yok olmak isteyeceksin ya sıkacaksın kafana ya atlayacaksın bir köprüden yada içeceksin bir zehri yarın ne olacak demeden. Yaşayacaksın işte bir şekilde kimi zaman noktayı koyan olacaksın kimi zaman nokta sen olacaksın. Ve kimi zaman yokmuşsun gibi yaşanacaksın kimi zamanda yürek dolduracaksın. Ve ne olursa olsun son nefese kadar yaşayacaksın.

     Düşünmeyeceksin dünya üzerindeki insanların mutsuzluklarını sen kendi dünyanda kendi varlığınla sürdüreceksin hayatı. Senin dünyada dönüyor olacak dünya ve sen yalnızlaştıkça unutacaksın paylaşmayı ve sen yalnızlaştıkça kapayacaksın gözlerini sistemin çıkar dolu düzenine. Bana ne diyeceksin. Bana ne dedikçe mutlu bir insan olacaksın insani duygulardan bir haber. Yada düşüneceksin dünya üzerindeki insanları, açı toku satılanı satanı aç klanı tok yatını kan emen burjuvayı kanı emilen işçileri çocukların ağlaması çınlayacak gece kulaklarında uykuların kaçacak, bir hayat kadını sokakta vurulacak kardeşin vurulmuşçasına ağlayacaksın bir gelinlik kızın pamuk tarlasında eleri dikenlerden parçalanırken toprağa düşen kan olacaksın kimi zaman, yüreğindeki acı olacaksın. Düşüneceksin gece bir kurşun gelecek mi diye bekleyen Mehmetçiğin halini, gazı var diye ağlayan bebeğin neden çıkmaz bu gazı diyeceksin. Satılan vatan toprağı olacaksın yıllar önce dökülen kanlar sızlayacak bedeninde ve aç yatan insanların açlığı tedirgin edecek seni. Bir pezevengin neden pezevenk olduğunu düşüneceksin saatlerce ve bilmem hangi gece kulübünde tuvalette ölen 17 yaşında gencin neden altın vuruş yapmasına engel olamadım diyeceksin. ve dar ağacında can veren nice onurlu insanı düşüneceksin ve ilmik dolanacak boynuna nefessiz kalacaksın. Misket bombalarının üzerlerine yağdığı çocukları düşüneceksin gecenin bilmem kaçında ve bir dostunun gözünden akan yaşın nedenini. İncittiğin kırdığın kalpler gelecek aklına ve gece iyice zindan olacak sana. Ve yüreğinin en güzel yerini dolduran sevdan gelecek aklına ve onun seninle paylaşamadığı onu ağlatan dertler sevdiğin insanın gözyaşlarında boğulacaksın belki de. İçin sızlayacak tüm bu olumsuzluklar içinde, onursuzlukları düzeltememenin acizliğiyle. Ve mutluluktan bahsedecekler sana yalnızlaşırsan mutlu olursun diyerek ve düşünme diyecek ve 3 lü bir sarma verecekler eline yada bir şırınga ne bileyim akşamları birbirini bilmem ne yapmak için koşturan adamların dizelerini izlettirecekler ağzın sulanarak ve hayalini kura kura yata odasına gireceksin kadın dizideki baş rol oyuncusunu hayal edecek sende esas kadını hiç sevişmediğin gibi sevişeceksin karınla. Bu derece aşağılık yaşamaya itecekler seni adice ve onursuzca.

     Evet tüm bunlar içinde, tüm bu olumsuzluklar içinde yanağımın kıyısında eskilerden kalan tatlı bir tebessümle tutunmaya çalışıyorum hayata. O tebessüm daha açarken gözlerimi benim karnımı doyuran ve beni mutlu eden yumuşak bir memenin dudağıma bıraktığı en çıkarsız armağan. Onun haricinde mutlu ol demeyin bana tüm bunları düşünmeyeceksem insanlığımdan şüphe duyarım ve insan kalamazsam hayvanlaşırsam ne onur kalır bende ne yaşama şevki. Yok biliyorum hüzün yaraşıyor bana ben düşününce insanlaşıyorum yalnızlaştığım zamanlar düşünüyorum ve elimden geleni yapabildiğim sürece insan kalıyorum. Varsın insan sıfatına bürünmüş hayvanlar düşünsün gerisini. Acıda olsa benim için acısa da ben seviyorum hüznü. İnsan olmak yaraşıyor bana ve düşündükçe insan kalıyorum ben. Darısı düşünemeyen ve kış uykusuna yatmışların başına…

     
www.hamzaekiz.com



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yaşam kümesinde bulunan diğer yazıları...
İnadına Yaşa Bebek…
Sevgiliye
Ayrılık
Haksızmıyım
Ölüm...
Hoşgeldin Bebek
Sonbahar
Baba!..
Bilmiyorum
Türküler

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Gülüp Geçin……
Değişim
Sen Sevmek Nedir Bilirmisin?
Şuursuz Bir Yazı…
Biz Kimiz*
Ama Ben Seni Çok Sevdim…….
Yorulur Mu Bir İnsan?
Unutmadımaklımda!..
Tatlı Bir Hayaldir Benim Köyüm……
Nasıl Bir Sevdaya Sevdalıyız Biz?

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Yürek Sızısı [Öykü]
Gökyüzü [Öykü]
Kalemle Aydınlanan Düşler [Öykü]
Hişt Oradakiler…. [Eleştiri]
Gündem [Eleştiri]
Asosyal Bir Paylaşım [Eleştiri]
ve Zaman Durdu…. Konuştu Yürek Pervasızca…… [Eleştiri]
Yeni Türkiye!.. [Eleştiri]
Yoruldum [Eleştiri]
Olacak Tabi O Kadar [Eleştiri]


HAMZA EKİZ kimdir?

İNSAN OLMAYA ÇALIŞAN BİRİ İŞTE.

Etkilendiği Yazarlar:
CAN YÜCEL


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © HAMZA EKİZ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.